"Ayrımcılığın etkilerini daha çok çocuklarda görüyorum" diyor Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nden Ayşe Nacar. Suriyeli ebeveynlerin daha çok geçim ve sağlık kaygılarının olduğunu belirtiyor. "Ancak çocuklar bu ayrımcılık hissini daha çok dillendiriyor."
Hrant Dink Vakfı, Anarad Hığutyun Binası'nda gerçekleşen "Ayrımcılıkla mücadelede dayanışma pratikleri" söyleşisinde Ayşe Nacar ve Sulukule Gönüllüleri Derneği'nden Şefika Kübra Kalender katılımcılarla deneyimlerini ve çalışmalarını paylaştı.
Son olarak Suriyelilerin Taksim Meydanı'ndaki yeni yıl kutlamaları üzerinden özellikle sosyal medyadan yükselen nefret ve ayrımcılık söylemlerinin yansıması da toplantıda konuşuldu.
"Korktuğumuzu belli etmiyoruz"
Daha çok sahada çalışan ve eğitim modülleri, atölyeler geliştiren Mavi Kalem Derneği, çocuklarla bire bir atölyeler düzenliyor. Bir örnek veriyor Nacar:
"Bir atölyemizde sorularımız üzerinden bir Suriyeli çocuğun verdiği yanıt her şeyi anlatıyor aslında. Kışın, havanın erken karardığı zamanlar eve yürüyerek gittiğini anlatmış ve 'Korkuyoruz ama korkmuyormuş gibi yapıyoruz' demişti.
"Bu ifade, özellikle başka bir yerden gelen, konuşulan dili bilmeyen, her gün çevresinde kaçırma haberi duyan bir çocuk için çok üzücüydü.
"Savaşı görmüşse, aile içinde çeşitli problemler varsa, babasını kaybetmişse korkmaması imkânsız sanırım.
"Okulda ayrımcılığa maruz kaldıklarını biliyoruz. Bir taraftan onların da gruplaşıp kendi içinde ayrımcılık yaptıklarını görüyoruz."
"'Suriyeli' kelimesini hakaret olarak kullanıyorlar"
Sulukule Gönüllüleri Derneği'nden Şefika Kübra Kalender ise Karagümrük bölgesinde haftanın dört günü okullarda atölye düzenliyor. Son birkaç yıldır özellikle yükselen şiddet olaylarıyla birlikte okul ortamında da şiddet oranının yükseldiğini söylüyor. Özellikle Suriyeli çocuklara olan ayrımcılığın çok hissedildiğini aktarıyor:
"Daha çok da atölyelerde ve okul çıkışlarında görüyorum bunu. Artık şöyle bir cümle oluştu çocuklar arasında: Suriyeli. Çocuklar birbirlerine hakaret etmek için "Suriyeli" şeklinde sesleniyor.
"Bunun dışında çocukların söylemleri ana akım medyada gördüğümüz, sosyal medyada okuduğumuz şekilde benzerlik gösteriyor.
"Mesela, 'Suriyeliler neden buraya geldi? Savaşsalard. Biz 15 Temmuz'da savaştık, ama onlar savaşmadı' söylemleri çocukların dilinde çok yaygın.
"Atölyelerde daha çok çocukların birbirine karşı olan ayrımcı dili gidermek için pratikler geliştiriyoruz.
"Birlikte yaşamalarını oyunlar oynayarak deneyimliyorlar. Birlikte olmanın ve dayanışmanın farkına varmaları için oyun oynuyoruz.
"Okula devamlılık artıyor"
Karagümrük bölgesinde bir ilkokul ve iki ortaokul olmak üzere üç okulda çalışan Sulukule Gönüllüleri Derneği, ritm ve spor/beden eğitimi atölyeleri veriyor. Risk altında, okulu bırakmış ya da okula gitmeyen, ayrımcılığa maruz kalmış gruplarla çalışıyorlar.
Kalender şöyle devam ediyor:
"Atölyeler sayesinde çocuklara alan açıyoruz, söz hakkı elde ediyorlar.
"Ritm atölyesi özellikle dürtü kontrolü olmayan çocuklar için faydalı. Takım çalışmasında arkadaş ihtiyacının görebiliyor. Şiddetsiz iletişim, toplumsal cinsiyet, akran zorbalığı gibi temalar üzerinden çocukları güçlendiren atölyeler bunlar.
"Aynı çocuk grubuyla rutin bir takvimle ilerliyoruz. Çocukların annesi ve öğretmenleriyle de atölyeler düzenliyoruz. Yakın zaman önce öğretmenlerle çocuk haklarını korumaya yönelik atölyeler düzenledik.
"Çocuklara okulu sevdirecek atölyeler gerçekleştiriyoruz. Çocukların en temel ihtiyacı olan oyun ihtiyacını okullarda göremiyoruz.
"Bizim okullarda olmamız okula devamlılığı da artırıyor bu sayede. Çocukların da dönüşümlerini görebiliyorum."
49 çocuk eğitime kaydettirildi
1999 Marmara depremi sonrası kurulan Mavi Kalem Derneği ise son olarak Suriyeli kız çocuklarının eğitime kazandırılması ve savunuculuk projesi gerçekleştirdi. 192 çocuğa ulaşılan projede çocukların, eğtime katılmaları ve devamlılıklarını desteklediklerini aktarıyor Nacar:
"Çocuk Koruma Projesi kapsamında da Zeytinburnu-Fatih bölgesinde şiddete, sömürüye, istismara ve ihmale uğrayan sığınmacı çocukların maruz kaldığı risklerden korunması ve güçlendirilmesi üzerine çalışıyoruz.
"Bu proje kapsamında 1026 çocuğa ulaştık, 49 çocuğu eğitime kaydettirdik, 113 çocuk işçi tespit ettik. Bu çocukların en fazla tekstil sektöründe çalıştıklarını gördük.
"Çocuk Koruma'nın iki farklı güçlendirme ayağı var. Bu kapsamda 11-18 yaş arasındaki genç kızları güçlendirme atölyeleri düzenliyoruz.
"Diğer ayak ise erkek katılımcılarla kadınların güçlendirilmesi üzerine. 29 Suriyeli erkekle şiddet, ebeveyn, toplumsal cinsiyet üzerine konuşuyoruz." (AÖ)