Adıyaman'ın Gerger İlçesi'nde sahibi olduğu" Gerger Fırat gazetesinde bit salgıyla ilgili yazdığı "Bit, Domuz ve Ağa" yazısında devleti eleştiren gazeteci Boğatekin hakkında Cumhuriyet Savcısı Sadullah Ovacıklı takipsizlik kararı vermişti.
Geçmiş yanlışlarını yazdı; 301'den yargılanacak
Savcı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin daha önce verdiği Observer-Guardian Birleşik Krallık Davası ve Prager-Oberschlick Avusturya Davası'na ilişkin kararlara atıf yapmıştı.
Ancak bu karardan üç ay sonra aynı savcılık, gazetecinin bir başka yazısından dolayı gelen benzer bir şikayette Ceza Yasası' nın (TCK) 301. maddesinden dava açtı.
10 Mart 2007'de çıkan "Türkiye Yanlış Yaptı" başlıklı imzasız yazıda "Devlet yanlış yaptı. Nerde ve Ne zaman? Dün, Doğu ve Güneydoğu'da. Sonra da İstanbul'da. Maraş'ta, Sivas'ta. Bugünse, Trabzon'da, İstanbul'da, Mersin'de ve Güneydoğuda..." diyen gazeteci, "devleti alenen aşağılamak" iddiasıyla 25 Temmuz'da, Gerger Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.
Savcı Ovacıklı'ya 3 Nisan'da verdiği ifadede, "Yazıyı suç kastıyla yazmadım. Bir gazeteci olarak devletin geçmişte ve halihazırda yapmış olduğu birtakım yanlışları eleştirmeye çalıştım" diyen gazeteci, kovuşturmaya engel olamadı.
Boğatekin: Aynı yanlışlar tekrarlanmasın diye yazdım
Boğatekin, aynı yanlışların tekrarlanmasının ülke insanının geleceğine olumsuz yansımalarının olacağını ifade etmek için düşüncelerini ortaya koyduğunu savunmuştu.
Yazıda, geçmişte "Doğu ve Güneydoğu'da milyonlarca Ermeni ve Süryani'nin ölümünden, ardından Dersim'de Alevilerin, daha sonra Eylül hareketi ile İstanbul'da Rumların, yakın bir geçmişte de Maraş'ta, Malatya'da, Çorum'da ve Sivas'ta yüzlerce insanın ölümünden" devlet sorumlu tutuluyor.
Gerger'de AİHM içtihadıyla takipsizlik
Oysa Ovacıklı, 12 Şubat'ta, bit salgınıyla ilgili 7 Aralık 2006'da çıkan yazdığı "Bit, Domuz ve Ağa" yazısında temizlik konusunda devleti eleştiren Boğatekin hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Savcı, "basın özgürlüğünün bir derece abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiğini, gazetecinin yazısında kullandığı deyimler 'polemik' niteliğinde olsa da, bu ifadelerin nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde, bunların asılsız kişisel saldırı olarak görülemeyeceğini" de kayıt altına almıştı.(EÖ/EÜ)