Anayasa Mahkemesi (AYM), Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın (Birleşik Metal-İş) yaptığı üç başvuruda, yetki tespitine itiraz davaları nedeniyle “sendika hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Birleşik Metal-İş; Salko Bisiklet, Nuhtel Makina ve Günsan Elektrik işyerlerine ilişkin yapılan yetki tespitine karşı işverenler tarafından açılan itiraz davalarının uzun yıllar (4-6 yıl) sürmesi nedeniyle AYM’ye başvuruda bulunmuştu.
Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar veren AYM, Birleşik Metal-İş’e de net 70 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM, kararda durumun yapısal bir sorun olduğunu söyledi. Nakliyat-İş’in aynı konuda yaptığı ve Şubat 2024’te ihlalle sonuçlanan başvurusuna atıf yaptı:
Anılan kararda TİS yapma hakkının etkili bir şekilde kullanılabilmesi için bir TİS’in bitmesinden sonra yeni TİS’in yürürlüğe girmesini sağlama imkânı verecek bir yasal sistem bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Eldeki başvuruda başvurucunun yetkili sendika olduğu tespit edilmesine karşın, uzun süren davalar boyunca başvurucu TİS imzalayamamış ve başvurucu sendikanın mensubu olan işçiler TİS çatısı altında toplanarak TİS'in sağladığı sendikal haklardan faydalanamamıştır. Dolayısıyla Nakliyat-İş kararında belirlenen ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir yön görülmemiştir.
"Yasa değişmeli"
Birleşik Metal-İş ise kazanıma rağmen yargı sistemini ve kanunu eleştirdi. Yetki itirazlarının örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. Yetki tespitine itiraz davalarının 6 iş gününde, istinafa giden dosyaların da 1 ay içinde karara bağlanacağına yönelik düzenlemenin uygulamada yakından dahi geçmediğini ekledi.
Yapılması gerekenin, Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınarak sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sistemin değiştirilmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin acil olarak yapılması olduğunu savundu:
Sendikamızın örgütlendiği birçok işyerinde yetki tespitlerine işverenler tarafından itiraz edilmekte, bu itirazlar neticesinde birçok işyerinde üyelerimiz ya toplu sözleşme hakkına çok geç kavuşmakta ya da birçok örnekte yaşadığımız gibi, sendikalı ve toplu sözleşmeli çalışma hakkına hiç erişememektedir.
Salko Bisiklet ile Nuhtel Makine’de yargılama süreci boyunca işverenlerin işten çıkarma, baskı ve tehditleri ile işyeri sendikasızlaştırılmış, süreç sonunda işyerlerinde sendika üyesi işçi yok denecek kadar azalmış olduğundan davalar sendikamızın lehine sonuçlanmış olsa da toplu iş sözleşmesi imzalanamamıştır.
Yargılama süreçleri işverenlere işyerini sendikasızlaştırmak, sendikaya üye olan işçileri işten çıkarmak veya baskı ve tehditle üyelikten istifa ettirmek için zaman kazandırmakta, sendika uzun süren yargılama süreci sonucunda kesin yetki belgesini alsa dahi üyesi kalmadığından toplu iş sözleşmesi imzalama imkânı ortadan kalkmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, istikrarlı bir şekilde verdiği kararlar ile sendikaların yetki tespit süreçlerine ilişkin sendika hakkının ihlal edilmesine neden olan yapısal sorunların varlığına işaret etmekte, bu konuda önlemlerin alınması ve gerekli yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Uzun yıllardır işçi sendikalarının sıklıkla gündeme getirdiği ve bir türlü çözüme kavuşturulmayan sorun gelinen noktada Anayasa Mahkemesince de ortaya konulmuş olup, 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesi 5. fıkrasında yer alan ‘İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur’ hükmünün ‘İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurmaz’ olarak değiştirilmesi ile çözülebilecek bir sorunda daha fazla ısrarcı olunmaması gerekmektedir.
(HA)