Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, eski CHP Milletvekili Haluk Pekşen'in, bir yerel gazeteye açtığı tazminat davasının kabul edilerek, gazetenin tazminat ödemeye mahkum edilmesini, ifade ve basın özgürlüğünün ihlali saydı.
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, 15 Mart 2016'da, eski CHP milletvekilleri Haluk Pekşen ile Tanju Özcan, partilerinin Kayseri'nin Bünyan ilçe kongresine katıldı.
İki milletvekilinin ilçe kongresine katılacağından habersiz olan il başkanı ise yaptığı konuşmada, milletvekillerinin habersiz kongreye katılmasına tepki gösterdi. Bunun üzerine Pekşen kürsüye çıkarak, il başkanına cevap verdi.
Kongrede yaşanan polemik, Kayseri'deki bir yerel gazetede çeşitli tarihlerde, haber yapıldı ve gazetenin başyazarı da köşe yazılarında, "Bünyan İlçe Kongresinde Haber Verirdin Vermezdin Tartışması" başlığıyla olaya değinen yazılar kaleme aldı.
Kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddia eden Haluk Pekşen, gazete aleyhine Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde manevi tazminat davası açtı.
Yargılama sonucu mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek, Pekşen'e, 2 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi üzerine gazetenin yetkilileri, Anayasa Mahkemesine hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 26 ve 28'inci maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüğü haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Başvurucu gazeteye, 13 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine hükmeden Anayasa Mahkemesi, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için karar örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesini kararlaştırdı.
"Yaptırım kamu yararına olan konuların tartışılmasına engel olur"
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, Pekşen'in bahsi geçen haber ve yazılardaki kendisi tarafından sarf edildiği iddia olunan ifadeleri kullanmadığını savunduğu, mahkemenin de davacıyı haklı bularak davanın kabulüne karar verdiği anlatıldı.
Yerel mahkemenin kararını, konuşmanın kaydedildiği CD üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine dayandırdığı aktarılan kararda, gazetenin yayımlarının kongrede yaşanan polemiğin tarafı olan parti il başkanı tarafından doğrulandığı belirtildi.
Kongredeki sözleri nedeniyle diğer partililerin Pekşen için parti içi disiplin işlemlerinin başlatılması yönünde imza toplandığı tespitine de yer verilen gerekçede, başvurucu gazetenin konuyla ilgili davacı Pekşen'in gazeteye gönderdiği açıklamalara da yayımlarında yer verdiğine işaret edildi.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, "Bütün bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, gazetenin üzerine düşen ödev ve sorumluluk içinde hareket ettiği, olguları bilerek tahrip ettiğine dair yeterli delil bulunmadığı kabul edilmelidir." denildi.
Gazetenin söz konusu iddiaları kaynak göstererek kamuoyuna aktarımının yaptırıma tabi tutulmasının, kamuyu ilgilendiren konularda serbest ve açık tartışmaların önlenmesi sonucunu doğuracağına işaret edilen gerekçede, bu durumun da basının kamu yararına ilişkin konuların tartışılmasına yönelik katkılarına ciddi şekilde engel oluşturacağı kaydedildi.
Yerel mahkemenin, delilleri yeterince tartışmadan başvurucu gazeteyi tazminat ödemeye mahkum ettiği belirtilen kararda, şu ifadeler yer aldı:
"İlk derece mahkemesince, ifade ve basın özgürlüklerinin korunması ile şeref ve itibar hakkının korunması arasında adil bir denge kurulmamıştır. Bu sebeple mahkemenin, başvurucunun tazminat ödemesine karar verilmesine ilişkin ileri sürdüğü gerekçeler, başvurucunun ifade ve basın özgürlüğü haklarına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemez."
(HA)