Fotoğraf: AYM
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklu eşlerin birbirleriyle iletişim kuramamaları nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine dair başvuruyu sonuçlandırdı.
O dönem tutuklu bulunan R.T. ile eşi ve çocuğunun görüşememesine dair kararında AYM, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve R.T.’ye 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Taraflar dosya sonuçlanmadan önce tahliye edildiğinden, ihlalin sonuçlarının giderilmesi için ayrıca bir karar verilmedi.
Ne olmuştu?
Tutuklu R.T. Tarsus 3 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda; eşi ve küçük çocuğu ise aynı yerleşkede yer alan Tarsus Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunuyordu.
R.T., tutulduğu ceza infaz kurumuna başvurarak eşi ve küçük çocuğuyla kapalı ve açık görüş ile telefon görüşmesi yapma talebinde bulundu.
Kurumun İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı başvurucunun talebini, aynı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluların görüş yapabileceğini, aynı yerleşke içinde farklı ceza infaz kurumlarında bulunanların görüş yapamayacaklarını belirterek reddetti.
R.T., itirazları, infaz hâkimliği ve ağır ceza mahkemesince reddedilince 6 Mayıs 2019’da AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
AYM, bugün Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararında, aile bireylerinin görüşmesinin önemine dikkat çekti:
“Farklı yerleşkelerde veya farklı şehirlerdeki ceza infaz kurumlarında barındırılan mahpusların birbirleriyle yüz yüze görüştürülmeleri beklenemez. Bununla birlikte aynı yerleşke içindeki farklı ceza infaz kurumlarında tutulan yakın aile bireylerinin gerekli güvenlik önlemleri alınarak mümkün olduğunca belirli dönemlerde yüz yüze görüştürülmeleri aile hayatına saygı hakkının gerekli kıldığı yükümlülüğün bir parçası olarak değerlendirilmelidir.”
Aynı yerleşke içindeki ceza infaz kurumlarındaki tutuklu eşlerin yüz yüze görüştürülmeleri konusundaki taleplerinin kamusal makamlar tarafından uygun koşullar altında karşılanması gerekir. Nitekim aynı yerleşke içinde bulunan ceza infaz kurumlarında tutulan eşlerin belirli aralıklarla ve gerekli tedbirler alınarak yüz yüze görüştürülmeleri konusunda kamusal makamlara yüklenen külfetin katlanılması güç bir durum oluşturmadığı değerlendirilmiştir. Bu hususta başvurucu tarafından dile getirilen taleplerin karşılanmadığı ve aile hayatına saygı hakkının öngördüğü yükümlülüklerin dikkate alınmadığı görülmüştür.”
Kararda, tutuklunun çocuğuyla da görüşemediği ifade edildi:
“Başvurucuya aynı yerleşkedeki başka bir ceza infaz kurumunda bulunan eşi ve küçük çocuğuyla açık ve kapalı görüş hakkı tanınması suretiyle yüz yüze görüşme imkanının verilmediği, asgari düzeyde iletişim kurulmasına uygun bir vasıta olarak değerlendirilebilecek telefonla görüşme hakkından başvurucunun yararlandırılmadığı, ayrıca çocuğun yüksek yararının da gözetilmediği görülmüştür. Bu bağlamda kamusal makamlarca aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır.” (AS)