Cumartesi Anneleri / İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 577. Haftalarında Nurettin Yedigöl’ün akıbetini sordu.
35 yıldır sürdürdükleri hukuki mücadelede Anayasa Mahkemesi’nden de sonuç alamadıklarını hatırlatan aile Yedigöl’ün kemiklerinin verilmesini istedi.
Cezasızlığın son bulması çağrısı yapıldı.
Ailesi kemiklerini istiyor
Nurettin Yedigöl’ün ablası Sevim Demir, “Kardeşim kimse kimseyi incitmesin, ezmesin diye mücadele verdi, başka bir suçu yoktu. Onunla gurur duyuyoruz” diye konuştu.
Kardeşi Muzaffer Yedigöl de hukuki mücadeleden sonuç alamadıklarını hatırlattı. AYM’nin zamanaşımı kararına “İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaz” hatırlatması yapan Muzaffer Yedigöl, “Babamın gözleri açık gitti, annemin de gözlerinin açık gitmesini istemiyorum, kemiklere kavuşsun. Mezarımzı kemiklerimizi istiyoruz” dedi.
En son, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde görüldü
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan açıklamayı Cihan Kaplan okudu.
“Kayıp davaları cezasızlık geleneğinin halkasına dönüştü” denilen açıklamada Anayasa Mahkemesi’nde sonuçlanan ilk gözaltında kaybetme davası olan Nurettin Yedigöl ile ilgili kararda gözaltında kaybetme suçunun evrensel hukukun tanımlamalarından bağımsız ele alındığı söylendi.
Nurettin Yedigöl’ün kaybediliş hikayesini aktardı:
“26 yaşındaki Nurettin Yedigöl, 70’li yıllarda gençlik hareketinin içinde yer alan bir sosyalistti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Yedigöl, 10 Nisan 1981’de İstanbul/İdealtepe’de bir eve yapılan baskında gözaltına alınarak Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Burada Honduras’ta işkence eğitimi alan K Grubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için en ağır işkencelere maruz kaldı. Arkadaşlarına onun kanlar içindeki çıplak bedenini gösterip ‘Konuş, yoksa senin de sonun Nurettin gibi olur’ dediler.
“En son 17 Nisan 1981 günü şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldü; kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. Bir daha onu gören olmadı.”
AYM’den “zamanaşımı” kararı
TIKLAYIN: AYM'DEN NURETTİN YEDİGÖL'ÜN GÖZALTINDA KAYBEDİLMESİNE ZAMANAŞIMI KARARI
Ailenin hukuki mücadelesi 35 yıldır sürüyor. İHD açıklamasında hukuki mücadele ve gelinen nokta şöyle aktarıldı:
“Baba İsmail Yedigöl ve avukatı tüm mercilere başvurdu, Kenan Evren’e kadar ulaştı. Ama bu başvurulara Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı cevabı geldi.
“10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. ‘Şahidiz, işkencede öldürüldü’ diye ifade verdiler ama savcılık ‘Böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın’ dedi.
“Suç duyuruları sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı farklı tarihlerde üç ayrı soruşturma yürüttü ve hepsinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
“İHD avukatı Eren Keskin, 93 yaşındaki Zeycan Yedigöl adına 15 Şubat 2013’te AYM’ye başvurdu. Adalet Bakanlığı 26 Aralık 2015’te AYM’ye sunduğu yazılı görüşmede yürütülen iki soruşturmanın ATM’nin yetkisinin başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden önce gerçekleştiğini, üçüncü soruşturmann ise şeklen yeni bir soruşturma olsa da yenilik içermediğini, esas bakımından ise başvurucunun yakının gözaltına alındığına ilişkin bir kabul veya veri bulunmadığını söyledi.
“AYM, Dünya İnsan Hakları günü olan 10 Aralık 2015’te oy birliğiyle başvurunun zaman bakımından kabul edilemez olduğuna karar vererek, iç hukuk yollarını tamamen bitirdi.
"AYM kararı evrensel hukuka aykırı"
İHD Komisyonu, uluslararası hukukun gözaltında kaybetme fiilini, kaybolan kişinin akıbeti ve yeri gizli tutulduğu sürece süreklilik taşıyan bir suç olarak tanımladığını hatırlattı.
“Bu nedenle bir hukuk belgesinin yürürlüğe girmesinden veya bir mercinin yetkisinin kabul edilmesinden önce gerçekleşmiş gözaltında kaybetme fiillerinde, devletin yalnızca belgenin ve mercinin yürürlüğe giriş tarihinden sonra gerçekleşenlerden değil, gözaltında kayıptan kaynaklanan tüm ihlallerden sorumlu tutulması gerektiğine vurgu yapar.
“Adalet Bakanlığı’nın görüşü ve bu görüşe uygun düşen AYM kararı evrensel hukuka ve teamüllere aykırıdır. Bugün hukuk işlemiyor, adalet tecelli etmiyor diye yılgınlığa kapılmayacağız. Barışın, hakikatin ve adaletin egemen olacağı günlere olan inancımızla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Nurettin YEdigöl’ü kaybedenleri ve onları koruyaları, hakikatin ve adaletin hafızasına kazıyacağız." (BK)