Anayasa Mahkemesi (AYM) geçtiğimiz günlerde Karar Hükmünde Kararnamelerle (KHK) gazete, dergi, televizyon, radyo ve ajans gibi basın-yayın kuruluşlarının “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle kapatılmasına ‘dur’ dedi.
6755 sayılı KHK’nin ikinci maddesinin dördüncü fıkrasını iptal eden AYM sadece bununla da yetinmedi, kapatılan kuruluşların mallarına el konulmasının önünü açan hükmü de iptal etti.
TIKLAYIN - Gazete ve TV'leri kapatan OHAL KHK'sini AYM iptal etti
Öyle ki 15 Temmuz 2016’ki başarısız darbe girişiminden sonra ilan edilen ve iki yıl süren Olağanüstü Hal (OHAL) boyunca çıkarılan 9 KHK ile 204 medya kuruluşu; 6 haber ajansı, 70 gazete, 20 dergi, 41 radyo, 38 TV ve 29 yayınevi - dağıtım şirketi kapatıldı. Bazı medya kuruluşlarının kapatma kararları iptal edilse de toplamda 179 medya kuruluşu halen kapalı durumda ve kapatılan yayınlar FETÖ’yle Kürt medyasından kuruluşları kapsıyor. Hayatın Sesi TV ve İMC TV KHK’larla kapatılan yayın kuruluşlarının öne çıkan isimlerinden.
Hayatın Sesi TV Avukatı Devrim Avcı, İMC TV Koordinatörü Eyüp Burç ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’yla AYM kararını konuştuk:
Burç: Hukuksal süreçlerin peşini bırakmayacağız
"1 Mayıs 2011’den beri yayın yapıyorduk ve 26 Şubat 2016’da TURKSAT uydusundan çıkartıldık. Darbe girişiminden sonra da KHK’yle kapatıldık. Avukatlarımız en başından beri kapatılmamıza sağlam zeminde itirazlarda bulundu. Bizim iddiamız KHK’yle değil siyasi idarenin tasarrufuyla kapatıldığımız şeklindeydi. Çünkü Başbakanlığa bağlı bir komisyonca kapatılmıştık. Bu o dönem planlanan bir şeydi.
İlk KHK dalgasında ‘FETÖ’cü yayın organlarını’ kapattılar. İkinci dalgada da demokrat Kürt basınına yöneldiler. Biz yine de bu kararı idare mahkemesine taşıdık. Gelinen aşamada 9 duruşma görüldü. Bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de (AİHM) başvurduk. AİHM iç hukuk yollarının kapanmadığını belirterek ‘daha sonra’ gelin dedi. Sebepse KHK Komisyonunun kurulmasıydı.
KHK Komisyonu kurulduktan sonra idare mahkemesi bizi komisyona havale etti. KHK Komisyonuna da itiraz ettik. Onlar da mahkemeye gidin dedi. Beş seneden beri böyle bir döngünün içinde debelenip duruyoruz. Ama şimdi AYM’den lehte bir karar çıktı. İstinaf’ta duran dosyamıza AYM kararını da sunacağız. Umarız ki AYM’nin bu kararı davanın bizim lehimize düşmesini sağlar. Yeniden yayına başlamak istiyoruz. Tabii zararlarımızın telafisini de istiyoruz. Bu olmazsa artık AİHM yolu da açık. Beş sene kadar yayın hayatından uzağız. Mallarımız TRT’ye devredildi. Zararlarımızın tazminini isteyeceğiz.
Bir hukuk devletinde AYM kararı sonrası haklarımızın geri verilmesi gerekiyor. Ama Türkiye bir hukuk devleti değil. AYM kararlarının daha önce uygulanmadığını gördük. Biz zararımız tazmin edilene, adalet sağlanana kadar hukuksal süreçlerin peşini bırakmayacağız."
Avcı: Düşüncenizi ifade etmedikten sonra...
"Hayatın Sesi TV, 21 Mart 2007'de yayın hayatına başlamıştı. 29 Eylül 2016'da OHAL KHK'si gerekçe gösterilerek kapatıldı. AYM’nin verdiği karar ifade ve basın özgürlüğü açısından çok olumlu bir karar ama karar metni biraz muğlak bırakılmış. OHAL dönemi ayrı, OHAL sonrası ayrı değerlendirilmiş, bir ikilem var. AYM kararda, OHAL dönemi dışındaki uygulamalarda hiçbir gazete veya televizyon böyle bir kurul kararıyla kapatılamaz, buna mahkemeler bakar diyor. Ama zaten sıkıntı OHAL dönemindeki uygulamalarda.
Kimse kalkıp OHAL yoksa memlekette bir kararla gazete, televizyon kapatmaz mahkemeler varken. Biz diyoruz ki ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün OHAL döneminde olsa dahi kısıtlanmaması gerekiyor. Dolayısıyla bu kararın o dönemi kapsaması gerektiğini belirterek başvurularımızı yapacağız.
Çünkü Türkiye’de en sık ihlal edilen ya da iktidar tarafından en anlaşılmaz hale getirilmeye çalışan bir şey aslında ifade özgürlüğü. Adı üzerinizde siz düşüncenizi ifade etmedikten sonra bu özgürlüğün herhangi bir kullanım alanı, kullanım kapsamı olmuyor ki. Sizin ifadeniz siyasi iktidara karşıysa hemen ya terörist olmakla ya darbe girişimcisi olmakla ya da hükümeti devirmekle suçlanıyorsunuz. İllaki siyasi yafta sıfatınız hazırlanıyor. İfade özgürlüğü tam da zaten çoğunluğa uymayan görüşleri için var ama bu Türkiye’de uygulaması giderek daralan bir özgürlük.
Biz OHAL’de kapatılmış olsak bile bu ihlalin etkisi halen devam ediyor. Şu ana kadar açtığımız davalar hep reddedildi. AYM’de bekleyen bireysel bir başvurumuz var. Kararla birlikte lisansımızı alabilmek için gerekli başvuruları yapacağız. RTÜK, TÜRKSAT, TMSF’ye başvurularımızı yapacağız ama nasıl bir şeyle karşılaşırız orası muamma tabii. TMSF mallarımızı satışa çıkarmıştı. Zararımızın tazminini isteyeceğiz."
Önderoğlu: Çok geç alınmış bir karar
"Anayasa Mahkemesi bu kararıyla, yürütmenin, OHAL gerekçesine dayanarak hukuk devletini hiçe sayacak, öngörünürlük ve orantılılıktan uzak, medya kuruluşlarına gelecek tanımayacak ağırlıkta bir uygulamaya girişemeyeceğini tescil ediyor. Çok önemli bir karardır ancak çok geç de alınmış bir karardır. Aradan geçen beş yılda birçok medya kuruluşunun yayın lisansları ve malları satıldı. Örneğin, AYM kararında belirtildiği gibi ‘Bakanlıkça kurulmuş bir komisyon teklifi ve Bakan onayıyla’ kapatılan, darbe girişimiyle alakası bulunmayan Hayatın Sesi TV yeniden nasıl yayına geçebilecek? Biz o dönemde bunu ifade etmiştik: OHAL ve KHK'ları, çoğulcu medyadan kurtulmak için açıkça kötüye kullanıldı. Bizzat AYM'nin geleceğinin iktidar çevrelerince tartışma konusu edildiği bir süreçte bir yayın kuruluşu hakkına geri kavuşur ve yeniden açılırsa sürpriz olacaktır.
Bu tür kararlar iktidarlara, olağanüstü dönemlerde kanunen kendilerine verilen yetkileri, hizaya gelmez medya kuruluşlarından kurtulmak için fırsata çeviremeyeceklerini bildiriyor. Hükümetin kararları, hukuk devletinde geçerli bir gerekçeye dayanmak ve orantılı olmak zorundadır.
Kısıtlamaları, ancak 'şiddet veya darbeyi yücelten' veya 'yasadışı bir yapılanmanın operasyonel ve sistemli bir aracı' olmak açıklayabilir. Oysa ki OHAL döneminde, farklı farklı dünya görüşünden ve olağan şartlarda da anti-demokratik müdahalelere karşı durmuş medya kuruluşları sırf eleştirel oldukları için yok edildi."
OHAL döneminde kaç yayın kuruluşu kapandı?15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden sonra 20 Temmuz 2016'da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında toplam 32 KHK çıktı. 19 Temmuz 2018'de hükümet, iki yıl süren ve yedi defa uzatılan OHAL’i sonlandırdı. Olağanüstü hal uygulamasının ilk iki ayında, toplam 620 basın kartı ile 34 parlamento basın kartı ve bazı gazetecilerin pasaportları iptal edildi. OHAL boyunca çıkarılan 668 (27.07.2016), 675 (29.10.2016), 677 (22.11.2016), 675 (29.10.2016), 670 (17.08.2016), 689 ( 29.04. 2017),693 (25.08.2017), 695 (24.12.2017) ve OHAL’in yürürlükten kaldırılmasından hemen önce yayınlanan 701 (08.07.2018) sayılı KHK’lerle toplam 204 medya kuruluşu; 6 haber ajansı, 70 gazete, 20 dergi, 41 radyo, 38 TV ve 29 yayınevi - dağıtım şirketi kapatıldı. Bu KHK'ler kapsamında kapatılan yayın kuruluşlarından 17 gazete, 4 radyo, 4 televizyon, toplamda 25 medya kuruluşu hakkındaki kapatma kararları iptal edildi. OHAL dönemi boyunca, toplam 179 medya kuruluşu (53 gazete, 34 TV, 37 radyo istasyonu ve 20 dergi, 6 haber ajansı ve 29 yayınevi) kapatıldı. |
(HA)