*1 Mayıs 2009'daki polis saldırısı objektiflere böyle takılmıştı.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM) 1 Mayıs 2009'da Şişli Pangaltı'dan Taksim Meydanı'na yürümek isteyen halka karşı polis saldırısıyla ilgili kararını açıkladı.
Polis saldırısına maruz kalanlar arasında dönemin Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) yöneticileri Ali Çerkezoğlu, Ali Küçük, Elif Kırteke, Eriş Bilaloğlu, Hüseyin Demirdizen ve Mehmet Nazmi Algan da bulunuyordu.
Mahkeme başvuruculara beşer bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Avukat Meriç Eyüboğlu, kararla ilgili bianet'e yaptığı değerlendirmede "İlk kez iç hukukta bir mahkeme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına paralel olarak 1 Mayıs'ta Taksim'deki anma ve kutlamalara katılımın keyfi olarak engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu saptadı. Kuşkusuz ki bu yönüyle kıymetli bir karar" derken karardaki eksikleri anlattı.
"Toplantı ve gösteri hakkı ihlal edildi"
AYM kararında şu ifadeler yer aldı:
"AYM, kötü muamele yasağı bakımından her ne kadar etkili bir soruşturma yürütülmediğine karar vermiş ise de bu başvuruda dosya içeriğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına ilişkin iddialar bakımından bir sonuca ulaşmak için yeterli olduğunu değerlendirmiş, müdahalenin kamu düzeninin sağlanmasında demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır.
"AYM, Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir."
Avukat Eyüboğlu: Kötü muamelede tek kişi için karar
Avukat Meriç Eyüboğlu, "1 Mayıs 2009 günü yaşanan ihlaller nedeniyle yaptığımız başvuru, 10 yıl sonra, 2019 yılının son aylarında nihayetlendi" derken, kararla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Acil servise kimyasal gaz atıldı"
"1 Mayıs 2009'un en inanılmaz ve en unutulmaz ihlallerinden biri (ki kararda bu bölüm yer almıyor.) Şişli Etfal Hastanesi bahçesinin ve acil servisinin polis tarafından gaza bulanması, bu nedenle acil servisteki hastaların boşaltılmak zorunda kalmasıydı.
"Türk Tabipleri Birliği üyeleri hastanenin olduğu sokakta toplanacaktı, polisin sert müdahalesi eyleme gelen gelmeyen herkesi etkilemişti, tıpkı diğer toplumsal olaylarda oldugu gibi...
"Başvurumuzun ekinde bunu belgeleyen fotoğraflar ve videoları da kullanmıştık. Çok yoğun kimyasal gaz kullanımı olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum.
"Şişli Etfal'in acil servisine gaz atıldı ve acil servis boşaltılmak zorunda kaldı. Bu sağlık hakkı açısından da ihlallerin yaşandığı bir gündü.
"Yıllarca süren bir mücadele oldu"
"Başvurunun/yaşanan hak ihlallerinin birkaç boyutu var. Birincisi 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nün Taksim'de, yani 1 Mayıs alanında kutlanması meselesi, ilk olarak DİSK'in gündemleştirdiği, ardından DİSK, KESK, TMMOB ve TTB çağrısı ile yıllarca devam edegelen bir uğraş, bir mücadele oldu.
"2007 ve 2008 yılları çok sert yıllardı ve hatırlanacağı gibi AİHM 2007 yılında yaşanan hak ihlallerine ilişkin yine TTB ve İstanbul Tabip Odası'nın da başvurucu olduğu 'Çelebi ve diğerleri', 2008 ihlallerine ilişkin 'KESK ve DİSK' kararını vermişti.
"2009 yılı, önceki yıllara göre belki daha yumuşaktı ama toplamda yine çok sertti. Sınırlı sayıdaki insanın, küçük temsili bir grubun Taksim Meydanı'na girmesine izin verilmiş, ancak binlerce insan bu grubun yanına, yürüyüş güzergahının içine alınmamış, ara sokaklarda sıkıştırılıp yoğun şiddete maruz kalmıştı.
"TTB'nin çağrısıyla 1 Mayıs'a katılmak için biraraya gelen sağlık çalışanları da hem bu şiddete maruz kaldı, hem de Taksim Meydanı'na ulaşamadı, eyleme katılamadı. Zira önleri kesildi, yürüyüşlerine izin verilmedi.
"İkinci boyutu, coplu tekmeli fiziksel şiddet kullanımı ve kimyasal gaz atılması, kötü muamele yasağı.
"Tüm şikayetler aynı dosyanın içine tıkıştırıldı"
"O günün ardından savcılığa başvurup şikayetçi olduk, şikayetimizle ilgili çok uzun yıllar tek adım atılmadı.
"1 Mayıs günü yaşanan hak ihlalleriyle ilgili tüm şikayetler aynı dosyanın içine tıkıştırıldı ve rafa kaldırıldı.
"AYM kararında da bu hususta defalarca dilekçe sunduğumuz, taleplerde bulunduğumuz, buna rağmen dört kere görevli savcının değiştirildiği, etkili bir soruşturmanın yürütülmediği yer alıyor. Sonuç olarak da şikayetimiz hakkında takipsizlik kararı verildi.
"Kötü muamele nedeniyle tam yargı davası açıp, idareden tazminat talebinde bulunduk. Doktor raporu bulunmasına rağmen bu dava da reddedildi.
"Sadece Ali Çerkezoğlu için hak ihlali kararı"
"Nihayetinde AYM'ye başvurduk. AYM 'kötü muamele yasağı' yönünden, başvuruculardan sadece Ali Çerkezoğlu'nun hak ihlaline uğradığı sonucuna ulaşmış.
"Oysa tüm başvurucular yoğun kimyasal gaza maruz kalmışlardı, meselenin bu boyutu değerlendirilmemiş. Karar bu yönüyle eksik.
"Zira artık toplumsal olaylarda kullanılan kimyasal gazların insan sağlığına ve hayatına etkileri konusunda onlarca bilimsel çalışma ve bilimsel rapor bulunuyor.
"İlk kez AİHM kararına paralellik var"
"Diğer boyutu toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı yönündense, tüm başvurucuların bu haklarının ihlal edildiği belirtilmiş ve '1 Mayıs'a katılımın keyfi olarak engellenmesi hukuka aykırıdır' denmiş.
"Bu karar ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararına paralel olarak, AYM tarafından da 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması ve bu anma ve kutlama eylemine katılımın keyfi olarak engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu saptanmış oldu." (PT)