Fotoğraf: AYM videosundan
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM), hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) öngören kanun maddelerini iptal etti.
Bugün Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, Ceza Muhakemesi Kanunundaki “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. Maddedeki ilgili fıkralar iptal edildi.
Kararı bianet’e değerlendiren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Ali Şafak, “Yüksek Mahkemenin iptal kararını Anayasanın 13, 17, 35 ve 36. maddelerine dayandırmış olsa da asıl vurguyu 36. maddede düzenlenen adil yargılanma hakkına yaptığını” söyledi.
Yüksek Mahkemenin kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 ve 13. fıkralarının Anayasaya aykırı olduğuna hükmedildi. İptal, bir yıl sonra yürürlüğe girecek.
Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi, “HAGB kararı verilmesinin mağdurlar açısından yeterli giderim sağlamadığı, faillerin cezadan muaf tutulmasına yol açtığı ve devletin kişilerin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme şeklindeki yükümlülüğünü yerine getiremediğini” belirterek AYM’ye yaptığı başvuruda, kuralın Anayasa’nın 17. maddesine aykırı olduğu ileri sürmüştü.
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması: Sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi boyunca kasıtlı bir suç işlenmez ve yükümlülüklere uygun davranılırsa ceza kararının ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine yol açan bir cezanın bireyselleştirilmesi kurumudur (CMK md.231). Mahkeme, hukuk sisteminde sonuç doğuracak şekilde kararını henüz açıklamamış, açıklamayı geri bırakmıştır. (Kaynak)
Kamu görevlisinin işkence suçu
Anayasa Mahkemesi, iptal gerekçesinde, uygulamanın, Anayasa’nın devlete yüklemiş olduğu, faillere fiilleriyle orantılı cezalar verilmesi ve mağdurlar açısından uygun giderimin sağlanması yükümlülüğü ile bağdaşmadığına hükmetti:
“Failin kamu görevlisi olduğu durumlarda hukuka aykırı ve son derece ciddi bir fiilin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceği gözönünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda işkence veya kötü muamele gerçekleştirdiği tespit edilen kamu görevlisi fiilî olarak cezasız bırakılmamalıdır. HAGB kurumunun kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği ve Anayasa’nın 17. maddesi anlamında işkence, eziyet ve kötü muamele kabul edilen suçlar bakımından uygulanmayacağına dair yasal düzenlemenin bulunmadığı görülmüş; ceza mahkemelerinin uygulamalarının da bu sorunu çözemediği anlaşılmıştır.”
Başvuru imkanından mahrum bırakılması
AYM, sanığın geçerli bir feragat iradesine dayanmaksızın karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru imkânından mahrum bırakılmasının, hükmün denetlenmesini talep etme hakkı ile mahkemeye erişim hakkını sınırladığı sonucuna ulaştı.
Yüksek Mahkeme, kanun yoluna başvuru hakkından feragate ilişkin bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp kuralların keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olması gerektiğini belirtti.
“Haksız baskı oluşturabilir”
Anayasa Mahkemesi Atilla Yazar ve diğerleri kararında, sanıkların HAGB kararını kabule ilişkin irade beyanlarının alınması usulündeki güvence eksikliğine dikkat çekmişti.
Bugünkü kararda da bu değerlendirmesine atıf yaptı:
“Kararda, sanıktan henüz hüküm kurulmadan HAGB kararı verilmesini isteyip istemediğine yönelik iradesini ortaya koymasını istemenin kendisini güvenceye almak isteyen sanığın henüz deliller ortaya konulup tartışılmadan bir tür ihtimal hesabına girişmesine ve bilinmezlik içinde iradesini açıklamasına neden olabileceği, bu durumun da sanıkların temel hak ve özgürlükleriyle ilgili konularda henüz duruşmanın başında haksız bir baskı oluşturabileceği ifade edilmiştir.
Anılan kararda tespit edildiği üzere, henüz verilmemiş ve sanığa bildirilmemiş bir hükmün açıklanmasının ertelenmesini isteyip istemediği sorulan sanık yargılamaya konu olayla ilgili tüm şüphelerin ortadan kaldırılmadığı bir aşamada, kendi yargılama sonucunu tahmin edip henüz aydınlatılmamış bir iradeyle beyanda bulunmak zorunda bırakılmaktadır. HAGB uygulanmasını yargılamanın henüz başında kabul eden sanıklar hakkında yargılamanın sonraki aşamalarında adil yargılanma hakkı güvencelerinin ilk derece mahkemesince sağlanıp sağlanmadığının denetimi ise istinaf kanun yolunda yapılamamakta ve bu durum hak ihlallerine yol açabilmektedir.”
“Cezasızlık” vurgusu
HAGB kararının ceza niteliğinde değil kişiyi ceza tehdidi altında bırakmaktan ibaret olduğunu ifade eden AYM, cezasızlık konusuna dikkat çekti:
“HAGB kararının bu niteliğini gözeten Anayasa Mahkemesi daha önceki birçok kararında, kötü muamele iddiaları yönünden HAGB kurumunun uygulanmasının, sanığın infaz edilebilir bir ceza almaması sonucunu doğurduğu ve bu kurumun uygulanmasında mağdurun muvafakati ya da mağdur açısından manevi bir telafinin sağlanmasının da aranmadığını dikkate alarak anılan geri bırakma kararının mağdur açısından yeterli ve etkili bir giderim sağlamadığını değerlendirmiştir.”
“Mahkumiyet öncesinde sorulması”
Avukat Hakları Grubu, kararla ilgili değerlendirmesinde, iptalin nedenlerini üç maddede sıraladı:
- HAGB’nin sanık hakkında mahkumiyet yönünde bir yargı oluşmadan sorulması.
- HAGB ile müsadereye de karar verilen hallerde kanun yolunun itiraz olması ve bu yolun mülkiyet hakkını koruma bakımdan yetersizliği.
- HAGB'nin suç işlemeye yönelik caydırıcılığı ortadan kaldırdığı ve kamu otoritelerinin keyfi eylemlerini engellemediği özellikle işkence ve kötü muamele iddiaları bağlamında HAGB’nin cezasızlığa yol açtığı.
(AS)