Tablo: Jacques-Louis David, "Sokrates'in Ölümü"
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Anayasa Mahkemesi Kararlarının Etkili Uygulanması Projesi Kapsamında 3. Bölge Bursa'da düzenlenen Bölge Toplantısında mahkemeninin "110 bine yaklaşan bireysel başvurunu iş yükü" altında kaldığını açıkladı.
55 bin başvuru makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili
AYM Başkanı bireysel başvurunun etkili ve başarılı bir hak arama yolu olarak varlığını sürdürebilmesinin, iki temel şartına işaret etti.
◙ "Birincisi her geçen gün artan iş yükünün kontrol edilmesi ve yönetilebilir bir düzeye indirilmesi gerekir. Bugün itibarıyla bireysel başvuru 110 bine yaklaştı. Bunun yarısı makul sürede yargılanma hakkına ilişkin şikayetlerden oluşuyor. Uzun yargılama artık ülkemizde yapısal bir sorun haline gelmiştir. Çözülmesi de yapısal reformlarla, radikal adımların atılmasıyla mümkündür."
Arslan, bireysel başvurulara "Anayasa Mahkemesinden önce bir idari merciin bakması gerek[tiğini]" söyledi. "Bu kadar iş yükü[nün] bireysel başvuru kurumunu felç etme potansiyeli taşımakta" olduğunu, "bireysel başvurunun geleceğini[n], iş yükünün azaltılmasına bağlı olduğunu" savundu.
◙ Arslan ikinci olarak ihlaller devam ettikçe ve yeni ihlallerin gelmesi önlenemediği müddetçe hangi tedbirler alınırsa alınsın bireysel başvurudaki iş yükünün belli bir düzeyde tutulmasının imkansız olacağını dile getirdi.
Arslan, "[...] mahkeme kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı meselesi bir hukuk devletinde tartışma konusu olamaz. Gündeme dahi gelmesi düşünülemez [...] mahkemelerin etkili bir şekilde çalışmadığı, iyi işlemediği bir yerde devletten de bahsedemezsiniz. Bazen insanlar hayatlarına mal olacağını bilse bile mahkeme kararına uymaktan vazgeçmemelidir" dedi.
Sokrates örneği
Aslan, bu sözlerine Sokrates'i örnek gösterdi: "Platon'un hocası olan Sokrates'in ölüm cezasına mahkûm edilmesinin ardından kendisini kaçmaya ikna etmek için uğraşan öğrencisi Kriton'a söyledikleri de mahkeme kararlarının icrasının önemi bakımından oldukça çarpıcıdır. Sokrates der ki 'mahkeme kararlarının hükümsüz olduğu, basit bireyler tarafından geçersiz kılınıp ayaklar altına alındığı' bir devlet ayakta kalamaz.'
"Anayasa Mahkemesinin ihlal kararları tartışmasız uygulanması gereken kararlardır. Hiç şüphesiz mahkeme kararlarını beğenmeyebiliriz, eleştirebiliriz, yanlış bulabiliriz ama onlara uyup uymama noktasında hiçbir takdir yetkimiz yok, tercih hakkımız yok. Onlar hepimizi bağlayıcıdır. Esasen bu bağlayıcılık Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin de doğal bir sonucudur. Anayasanın 11. maddesi bunu çok net bir şekilde ifade ediyor." dedi.
(AEK)