Fotoğraf: Ömer Taha Çetin – Ankara / AA
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Ankara’daki Hacı Bayram Veli Üniversitesi 100. Yıl Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Hak ve Özgürlüklerin Sınırlandırılması Rejimi Sempozyumu”nda konuştu.
Temel hak ve özgürlüklerin, kamu gücünü kullanan makamlara karşı, kamu gücü tarafından korunması gerektiğini söyleyen Arslan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Tüm haklar sınırlandırılabilir”
“Modern anayasalarda temel hak ve özgürlüklerin mutlak olmadığı hüküm altına alınmıştır. Kamu düzeni, kamu yararı ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması adına temel hak ve özgürlükler sınırlandırılabilir. Anayasa'nın 15. maddesinde belirtilen haklar dışındaki tüm haklar sınırlandırılabilir.”
Anayasa Madde 15 |
“Savaş, seferberlik (…)10 veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler (…)11 dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” |
OHAL dönemi KHK’ları
“Modern ve demokratik anayasalar, olağanüstü dönemde dahi işlemlerin hukuka uygun olması gerektiğini ifade eder.
“Mahkemeye [AYM], ‘Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin norm denetiminin yapılamadığı’ yönünde eleştiriler geliyor, bunlar haklı değil.
“Anayasa Mahkemesi sınırsız güç kullanan bir organ değil, kendisine çizilen sınırlar çerçevesinde yetkilerini kullanıyor. OHAL'de çıkarılan KHK’lar şekil ve esas bakımından Anayasa Mahkemesine taşınamaz.”
"AYM'nin görevi olağanüstünün olağanlaşmasını engellemek"
OHAL'in "geçici" niteliğini vurgulayan Arslan, "Buna rağmen dünyanın her yerinde olağanüstünün olağanlaşması diye bir olgudan bahsedilir. Bu da OHAL rejiminin bir süre sonra olağan araçlarla OHAL rejimi ilan edilmeden devam etmesi anlamına gelir. Bu belki de OHAL rejimlerinin sonrasındaki en büyük tehlikedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemelerine düşen de olağanüstünün olağanlaşmasını engellemektir" dedi.
“Romantik ve sınırsız bir özgürlükçülük değil”
“Anayasa Mahkemesi, bazılarının zannettiği gibi, toplumsal gerçeklikten kopuk, fildişi kulede kararlar vermemektedir. Mahkeme, temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaları yorumlarken, kamu düzeni ve özgürlükler arasındaki hassas ilişkiyi gözetmektedir.
“Bu anlamda mahkemenin benimsediği hak eksenli yaklaşım, romantik ve sınırsız bir özgürlükçülük değildir.
“Anayasa Mahkemesinin hak eksenli paradigması, anayasal sınırlarını aşan bir yargısal aktivizmden de yetkilerini kullanmaktan çekinen bir yargısal kendini sınırlamadan da aynı ölçüde uzak durmayı gerektirmektedir.
“Mahkememiz hürriyetin, ötekilerin hürriyetiyle bir arada korunması gerektiği düşüncesiyle kararlarını vermektedir.” (AS)