Bugün Posta Gazetesi’nin ilk sayfasında “Bakmayın böyle sevimli göründüklerine – Ayılar 9 yılda 21 kişiyi öldürdü” başlığıyla bir haber yayımlandı.
“Nesli tükenme tehlikesinde olan ayı nüfusu av yasağı sayesinde arttı. Ancak yiyecek bulamadıkları için yerleşim yerlerine inen ayılardan vatandaş şikayetçi” denilen haberde Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü’nden Prof. Dr. Şağdan Başkaya’nın şu görüşüne yer veriliyor:
“Ayılar 2009’dan beri 21 kişiyi öldürdü. 100 kişi sakat kaldı. Ayılar dokunulmazlık kazandı. İnsan yiyen ayı nesli geliyor.”
Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamındaki türler arasında yer alan ve Türkiye'de sayısı 2500-3000 civarı olduğu tahmin edilen boz ayılarla ilgili, en fazla satan dördüncü gazetenin (Kaynak: Medyatava) ilk sayfadan böyle bir haber aktarması sonrası konuyu Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Yaban Hayat Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü bianet’e değerlendirdi.
“Maksatlı olarak yapılıyor izlenimi uyandırıyor”
“Bu haberler, özellikle kamuoyuna sunuş biçimi açısından endişeyle takip ediliyor ve avı yasak olan türün öldürülmesini meşrulaştırmak için maksatlı olarak yapıldığı izlenimi uyandırıyor.
“Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi yabani hayvanlar ile insanın karşı karşıya geldiği ve çatışma yaşadığı durumlar olabilir.
“Bu tür durumlarda, yabani hayvanlara yönelik ön yargıları beslemek ve en kestirme yol olan öldürmek yerine, yapılması gereken şey, bu ilişkinin doğru yönetilmesi ve her iki tarafın da zarar görmekten korunmasıdır.
“Yaban Hayatının korunmasıyla ilgili kamu kuruluşlarının görevi, hem insan hem doğayı için kazan-kazan mekanizmalarını geliştirmek ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır.”
“Ayıların yaşam alanlarının daralması”
Ahmet Emre Kütükçü doğal hayatta ayı-insan ilişkisine ilişkin olarak da şunları söylüyor:
“Doğal yaşam ortamında birçok canlı gibi ayılar da, normal koşullarda insanla karşı karşıya gelmekten kaçınır.
“Dişi ayılar kış uykusundan çıktıkları mart ve nisan aylarında, açlığın da etkisiyle saldırgan davranışlar sergileyebilir. Ya da yavrularını büyüten anne ayılar bu dönemde hassas olabilir.
“Bu nedenle, insanın da mümkün mertebe ayıyla karşılaşmaktan kaçınması, kırsal alanda buna uygun rotaları ve araçları tercih etmesi veya gürültü çıkararak ilerlemesi daha güvenli bir yol olur.
“İnsan- ayı çatışmasının en önemli nedenlerinden biri de insan baskısına bağlı olarak yaşam alanlarının daralması ve doğal gıda kaynaklarının azalmasıyla insan kaynaklı gıdalara yönelmeleri.
“Bu durumda, arı kovanları, meyve ve sebze bahçeleri, çiftlik hayvanları ve çöplükler, onlar için kolay hedef olabiliyor.
“Bu nedenle, ayı popülasyonunun bulunduğu yerlerde, insanların doğru davranışlar konusunda eğitilmesi, çoban köpekleri, hayvanlara zarar vermeyen düşük voltajlı elektrikli çitler ve maddi zararların tazmini için sigorta sistemleri gibi önleyici tedbirlerin devreye sokulması gerekir.”
Ayıların korunmasıyla ilgili yasal düzenlemeler
Kütükçü, Türkiye’de boz ayıların korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerle ilgili olarak da şu bilgileri paylaşıyor:
“Ülkemizde boz ayı gibi büyük memelilerin ölüm nedenlerinin başında yasadışı avcılık geliyor.
“4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nca oluşturulan Merkez Av Komisyonu’nun belirlediği ‘avlanacak av hayvanı türleri’ arasında yer almayan boz ayı ‘koruma altına alınan türler’ arasında listeleniyor.
“Türkiye, taraf olduğu ‘Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’yle boz ayıların korunmasını taahhüt etmiştir.
“Ayrıca boz ayılar, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamındaki türler arasındadır.”
Boz ayılar hakkındaYaşadıkları doğal alanlarda besin piramidinin en üstünde bulunan boz ayılar, Türkiye faunasının önemli türlerinden biridir. Asya ormanlarında kaplan neyse, içinde bulunduğumuz coğrafyada boz ayı odur. Beslenme, üreme, barınma gibi temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için geniş ve güvenli alanlara ihtiyaç duyarlar. Doğada en fazla 30 yıl yaşayan boz ayılar, yaklaşık beş yaşında üreme olgunluğuna ulaşırlar. Mayıs-haziran aylarında gerçekleşen çiftleşmeden yaklaşık sekiz ay sonra, ocak ya da şubat civarı, genellikle ikiz yavru dünyaya getirirler. Boz ayılar yavrularını asla yalnız bırakmaz. Bir doğal alandaki ayı nüfusu, içinde bulunduğu ekosistemin sağlıklı olduğunun göstergesidir. Yani, onların varlığı, avladıkları geyik, karaca ve yaban keçisi gibi türlerin de varlığının işaretidir. Hem etçil hem otçul olduğundan, varlıkları bu besin çeşitliliğine bağlıdır. Öncelikle bitkilerle beslendiği için doğada önemli bir tohum dağıtıcısıdır. Ortamdaki ölü hayvan leşlerini tüketerek ayrıştırılabilmesini kolaylaştırırlar. Doğal seleksiyona yardımcı olup zayıf hayvanları ortamdan ayıklarlar. |
Boz ayılar neden tehdit altında?* Yaşam alanlarının değişmesi: Sonbahardaki temel besin kaynağını oluşturan yabani meyve ağaçlarının kesilerek yerini saf iğne yapraklı ormanlara bırakması ayılar için yaşam alanlarını daha elverişsiz hale getiriyor. * Yaşam alanlarına bırakılan çöpler: Doğaya bırakılan yenilebilir atıklar, ayıları kolay yiyecek bulmaya alıştırıp insanlara yaklaşmalarına ve doğada ayakta kalabilme becerilerini kaybetmelerine neden oluyor. * Yaşam alanlarının parçalanması: Otoyollar, demiryolları ve orman yolları, ayıların yaşam alanlarını küçük parçalara bölüp, onları çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bırakıyor. (Ayılar yoğun ve zengin bitki örtüsüne sahip geniş ve görece bölünmemiş alanlarda yaşar. Cinsiyet ve yaşına göre bu alan 100 ila 300 kilometrekare arasında olabilir.) * Tuzaklar: Ayak kapanları hala kuruluyor. Ayrıca domuzlar için kurulan kapanlar da ayıların zarar görmesine neden olabiliyor. * Avcılık. |
* WWF’in Boz ayıların dünyası başlıklı çalışması için tıklayın.
(EKN)