“Kalıplaşan rollerin dışında kendimiz olabilmek ve kendi doğallığımız içinde, aynı zamanda fiziksel görünüm açısından maskülen, kıllı, kilolu, göbekli, iri yapılı ya da kaslı da olunabileceğini göstermek ve rahat olabilmek istiyoruz. Bize dayatılan heteroseksist güzellik algısını kabul etmiyor, kendi güzellik anlayışımızı beyan ediyoruz.”
Ayı Kadınlar, LGBTİ Onur haftası kapsamında bir atölye gerçekleştirdi. Erdem, Medusa, İren ve Gökçe “Ayı Kadınlar”ı anlattı.
Dinleyicilerden kadın kadar erkek sayısı da oldukça yüksek. Etkinliğe erkek olarak katılımının nedenini eşcinsel bir erkek; “Geylerin heteroseksüel algıyı kırması gibi Ayı geyler tam tersine maskülenliği ortaya çıkarması özellikle merak ettiğim bir konu” şeklinde açıklıyor.
Değişken, çeşitli cinsel yönelimleri olduğunu söyleyen, feminist ve en önemlisi “Ayısever” bir kadın ise; kadınlar üzerinde günümüz güzellik normlarına uyma baskısına –fit bir vücut, ağda yapmaya…- karşı olduğunu belirtiyor. Ayı kadın olmayı; “kişinin kendini öyle hissettiği, hissetmek istediği gibi bir yaşam biçimini seçmek” olduğunu, “erkek beğenisine karşı feminist bir algı olarak doğallığı savunduğunu, bedensel bir sıkışmaya karşı durduğunu” söylüyor.
Konuşma, “Ayı Kadın”ı; “heteroseksist bir dünyaya özgü maskülenlikleri yeniden yorumlayarak bireyin kendi rahatlığı ve insan doğasını bozulmaması gerektiğini savunmak” tanımlamasıyla başlıyor.
Kim bu Ayılar?
Peki neden Ayı “Kadın”? Ayılık erkeği de kapsamıyor mu? “Kadın” lafı aktivistler tarafından da tamamen doğru bulunmuyor; “heteroseksist erk algının maskülenliğine karşı olan her insanın Ayılık Kültürüne sahip olabileceğini” söylüyorlar.
“Ayı kadınlar genellikle heteroseksüellik algısı içinde yer almayan, kadın kimliklerinin öznesini oluşturur” deseler bile günün birinde bu oluşum içinde heteroseksüellerin de var olabileceğine inanıyorlar. Ayrıca “Bu özneler arasında sıklıkla lezbiyenler görülse de, ayı kadınlar sırf lezbiyenlerden oluşmadıklarını” da ekliyorlar.
Kısacası Ayı Kültürü heteroseksizme karşı durmayı gerektirir, heteroseksüellerin ve erkeklerin varlığına karşı değildir.
Ayılık beden performansı içermek zorunda değil
Bu alt kültür oluşumunun kimlik edinme çabasından çok; fiziksel görünüm üzerinden oluşabilecek önyargıları kırma çabası var.
Maskülen ve feminen tanımlarının “dayatmacı bedensel güzellik ve toplumsal kimlik kavramlarından bağımsız, kendini rahat ifade edebilme biçimi” olduğunu söylüyorlar. Bu “doğallık ve rahatlığık” için de illa kıllı ve kilolu olmak gerektiğini söylemiyorlar.
Bireysel istek ve özgür seçim içerisinde olduğu sürece “günümüz kadınlık algısı”nda olduğu gibi fit olmak, makyaj yapmak, ağda yapmanın da mümkün olduğunu; dayatmacı olmamayı savunuyorlar. “Ayılığın performatif kısmı bir beden performansı içermek zorunda değildir.” Kapitalizmin, maşizmin dayattığı tüm toplumsal baskıya karşı olduklarını söylüyorlar.
Erkekler için de aynı şekilde; “sert erkek” tiplemesi içinde yürümekten hoşlanan, aynı zamanda Ayı Kültürünü benimsemiş bir erkeğin de mümkün olduğu belirtildi. (PA/ÇT)