2017 Ekim ayında "Horasan'dan Çorum'a Kürt Alevi Ezgileri" albümünü yayınladığı için görüştüğümüzde Ayfer Düzdaş, Arguvan'da Kürt Alevi ezgileri ile ilgili derlemeler yaptığını söylemişti.
O gün çok merak etmiştim bu çalışmayı. Aradan 5 yıl geçti ve Ayfer Düzdaş, 2010 yılından bu yana ara ara gidip geldiği Malatya'nın Arguvan ilçesi ve köylerinden topladığı Kürt Alevi ezgilerini bir albüm olarak yayınladı.
Düzdaş'la söyleşi yapmak için görüşmeye karar verdiğimde albüm henüz yayınlanmamıştı. 1 Ekim 2022 tarihinde Şişli Belediyesi Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde düzenlediği albüm tanıtım konserinde ilk kez bu ezgileri dinleme imkanı bulmuştum.
Albümün yayınlanacağını öğrendiğimde, söyleşiyi gerçekleştirmek için kendisinden albüm yayınlanmadan dinlemek istediğimi söyleyince, beni kırmadı.
Albümdeki ezgileri dinledikten sonra da kendisiyle buluşup söyleşi yapmak için sözleştik.
Aralık ayının 12'sinde buluşmaya karar veriyoruz. Öğlen 12.00 gibi buluşmayı planladığımız için Üsküdar'dan saat 11.00 civarı evden çıkıyorum.. Normal zamanlarda hava soğuk olması gerekiyor. Ama hava 16 derece. Evden çıkmadan, karşıya Marmaray'la geçmeyi planlamıştım. Havanın bu durumunu görünce, vapura binmeye karar veriyorum. Üsküdar iskelesine vardığımda Karaköy vapurununun kalkmasına iki dakika var. Vapura biniyorum. Benimle görüşmeden önce Artı TV'nin programına konuk olacak. Vapur yolu yarılamışken, yani saat 11.30 gibi bir mesaj geliyor telefonuma. "Nerede görüşelim?" diye soruyor. TV'deki işi bitmiş. Aklıma Tünel'den Karaköy'e inerken sol tarafta kalan Yaba Sahaf geliyor. "Lorikanlı Ado" lakaplı Aydın Doğan abinin dükkanı. Geçen sene kaybetmiştik Aydın Abiyi. Düzdaş'a orada buluşabileceğimizi söylüyorum ama o Tünel'e vardığını söylediği için başka bir yerde buluşmaya karar veriyoruz. Ben Karaköy'den inip tramvayla Tünel'e çıktığımda, beni Tünel'e inen sokağın başında bekliyor.
"Muhallebi yer misin?" diye soruyor. Tünel'de bulunan muhallebicinin üst katına oturuyoruz. Kimse yok. Buna seviniyorum. Kalabalıkta ses kaydını almak zor olabilirdi. İki muhallebi, iki de çay söyledikten sonra başlıyoruz konuşmaya.
"Horasan'dan Çorum'a Kürt Alevi Ezgiler"nin devamı
Ayfer Düzdaş 20 yıldır alanda derleme çalışmaları yapıyor. Adıyaman Çorum, Maraş, Malatya, Dersim, Koçgiri, Horasan ve Kürt Aleviler'in yaşadığı diğer bölgelerde yapıyor bu çalışmaları. "Horasan'dan Çorum'a Kürt Alevi Ezgileri" albümü bu çalışmanın bir ürünüydü. Bu albümün en çok tutulan şarkısı "Çerkes Xatûn" (Çerkes Hatun) olmuştu.
Arguvan'la ilgili çalışması da bu derleme sürecinin bir devamı. 2010 yılından bu yana ara ara gidip geliyormuş Arguvan'a. Yalnız Arguvan değil tabi ki, Yazıhan, Hekimhan ve Akçadağ ilçeleri ve köylerine de. Albüm için Arguvan'ın 15 köyünden 18 kaynak kişi ile görüşmeler gerçekleştirmiş ve bunları kayıt altına almış. Hem ses hem de video kaydı olduğunu söylüyor.
"Kürt Alevilerin yoğun yaşadığı bir şehir"
*Ayfer Düzdaş, Arguvan'ın köylerinde derleme çalışmaları yapıyor
"Arguvan Türküleri"nin çok bilinmesine rağmen, Arguvan'a ait Kürtçe ezgilerin az bilinmesinin ya da hiç bilinmemesinin sebebini soruyorum.
"Arguvan'da Kürtçe şarkılardan, albümden bahsedildiğinde çok şaşırıyorlar, 'Orada Kürtler mi var?' diyorlar. Malatya'da ciddi anlamda bir Kürt nüfusu var. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir. Özellikle Kürt Alevilere yönelik uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarindan dolayı burada yaşayan toplumda da içe kapanma, kendi kültürünü, inancını saklı yaşama durumu söz konusu. Bu da zamanla bir çok kültürel unsurun unutulmasına neden olmuş. İşin başka üzücü boyutu ise dillerini konuşmak istemeyen, şarkılarını söylemek istemeyen kendi kültüründen utanan bir topluluk haline gelme durumu söz konusu.
"Özellikle Alevilerin yoğun yaşadığı bir hat var. Adıyaman, Maraş, Çorum, Amasya, Koçgiri, Erzincan, Dêrsim. Bu hat üzerinde yaşayan yoğun bir Kürt Alevi nüfusu var. Cumhuriyetle birlikte, özellikle 1925 Şark Islahat Planı'nın yayınlanmasıyla, Kürt Alevileri 'ne yönelik ciddi bir yönelim oluyor. Dilin yasaklanması, yatılı bölge okullarının açılarak özellikle kız çocuklarının burada asimilasyona tâbi tutulması söz konusu. Dil, giyim kuşam, düğün dernek gibi kültürleri sıcak tutan ne kadar kültürel değer var ise içinin boşaltılmasına dönük büyük çabalar harcanmış.
"Sonuç ise gördüğümüz gibi."
"Dokunulmamış"
"Hemen hemen hiç açığa çıkmayan, çıkarılmayan, dokunulmayan bir Arguvan söz konusu şu anda. Buraya yönelik ciddi bir çalışma olmamış bugüne dek. Tarihte belki de bir ilk olacak bu çalışma.
"Arguvan'ın türkü boyutu çok işlenmiş, çok göz önünde, çok biliniyor, çok söyleniyor. Hemen hemen her sanatçının repertuvarında Arguvan havası mutlaka vardır. Ama bu işin bir de Kürtçe boyutu var ve bu Kürtçe şarkılara hiç dokunulmamış, uzak durulmuş, üstü kapatılmış belki de hor görülmüş.
100'e yakın eserin derlemesini yapmış. Bunlardan 13 tanesi var albümde. Albümü dinlerken dikkatimi çekmişti. bunların önemli bir bölümü ağıt tarzında. Hüzün hakim şarkılara. Bu tercihin sebebini soruyorum. Sesine daha yaktın olan, birbirinden farklı müzikal yapıdaki ezgileri seçtiğini belirtiyor. Ritmik şarkılara çok fazla denk gelmediğini söylüyor: "Ya ağıt yakıyorlar ya da sevda şarkıları söylüyorlar. Ama henüz bütün bölgeyi dolaşmadım. Belki bir dahaki gidişimde düğünlerde söylenen ezgilerle karşılaşırım."
Albümde "Îstanbol" adlı şarkıyı Servet Kocakaya ile birlikte seslendirmiş Ayfer Düzdaş: "Servet Kocakaya ile düet yaptık o şarkıda. Bana desteğini esirgemedi. Servek Kocakaya'ya, aranjörü ve yönetmen arkadaşım Caner Yılmaz ve diğer bütün müzisyen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum."
Albümdeki kaynak kişiler, hep erkek: Ali İhsan Çıplak, Mehmet Ali Çıplak, Ali Naki Çıplak, Sırrı Kıroğlan, Hüseyin Güler, Hıdır Güler, Hasan Karasoy, Mehmet Ali Güler.
Derleme yaptığı dönemde kadınların genellikle konuşmaya yanaşmadığını, kendilerini geri planda tuttuğunu belirtiyor: "Dinin de etkisiyle, 'ayıptır', 'günahtır' diye yaklaşıyorlar." Bütün bir çalışma boyunca sadece iki kadından kayıt alabilmiş. Ancak onları bu albümde değerlendirmemiş.
"İçe kapatmışlar kendilerini"
Mehmet Uçar ve Mehmet Ali Çıplak ile birlikte köyleri dolaştığından bahseden Düzdaş, "Bizleri evlerinde misafir ettiler, çok sıcak karşılandık. Sofralarına oturduk beraber yemek yedik şarkı söyledik.Çok mutlu oldular, çok sevindiler. Beraber çaldık söyledik. Doğal olarak karşılıklı bir güven duygusu oluştu. Ve kayıtları böyle yaptık. Normalde dışarıya yönelik kapalı bir yapı.Kendi kültürünü saklama, gelen kişiye mesafeli durma durumu da söz konusu. Yanımda tanıdık olmasaydı o şarkıları benimle rahatlıkla paylaşmazlardı. Koruma güdüsü var. Bizim şarkılarımızı, kültürümüzü götürüp dejenere edebilirler, farklı sözler yazabilirler diye düşünüyorlar. Bir kaç kişi gitmiş kendilerine mal etmişler."
Albümün tanıtımı bittikten sonra elindeki derlemeleri dijital mecralara yükleyeceğini ve isteyen sanatçıların bu derlemeleri kullanabileceğini söylüyor. Ancak bir şartı var: "Yöresel ağza sadık kalmak." Malatya, Adıyaman, Maraş, Çorum, Koçgiri ve Dersim bölgesinde konuşulan Kürtçe'nin giderek kaybolduğunu ve onu korumak için bu şartı öne sürdüğünü belirtiyor.
"Îro Dîsa'nın hikayesi"
Aklıma 1 Ekim'deki konserde söylediği bir şey geliyor. Koma Amed'in herkes tarafından çok beğenilen "Agir û Mirov" kasedinde "İro Dîsa" adında bir ezgi var. Bu ezginin Arguvan yöresine ait olduğunu söylemişti Ayfer Düzdaş konserde. Bunu hatırlattım.
Şöyle cevapladı:
"Sanırım şarkı bir şekilde ellerine ulaşıyor Arguvan şivesiyle söylenen Şarkıyı Kürtçe gramere tabi tutup rendeden geçiriyorlar. Bence büyük bir hata. Çok güzel bir şarkı. Hala herkes çok severek dinliyor. Onun yerel ağzı ile söylenmiş hali de var bende. Ben çalışmayı yaparken, repertuvarı seçip stüdyoya girdikten sonra elime ulaştı. Aslında öncesinden elime ulaşsaydı ona da belki albümde yer verirdim. Ama o şarkıyı ben seslendirmeyi düşünüyorum."
"Belki" diyor, "Almanya'ya gittiğimde şarkıyı Koma Amed'in kasetinde seslendiren Serhat'la gel beraber okuyalım derim."
İmece usulü gerçekleşen bir albüm
Albümün yayınlanması için çok zorlu bir süreçten geçmiş. Sponsor bulmak için epey uğraşmışlar. Bir imece çalışması olduğundan bahsediyor. Her kesin biraz biraz destekleriyle yayınlanan bir albüm olmuş. 10'nun üzerinde köy derneğinin bağlı olduğu Arguvan Vakfı ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker'in katkılarının olduğunu belirtiyor. Caner Yılmaz aranjörlüğünü yapmış.
Albümde kullanılan yaşlı kadın fotoğraflarını gösteriyorum. Fotoğraf yöreye ait yaşlı Kürt kadınları. "Rıza Parlak Arguvanlı bir fotoğraf sanatçısı. O da köyleri köy köy dolaşıp coğrafyaya ait fotoğraflamalar yapıyor. Derleme çalışması yaparken kendisiyle karşılaştık. Elinde böyle fotoğrafların olduğunu söylemişti. Arşivinden faydalandık" diyor.
Hangi şarkıyı beğendiğimi soruyor söyleşinin sonunda. Albümde ilk dinlediğimde "Amman"ı beğenmiştim. Söyleşiyi bitirip kalktığımızda dilimde "Amman"ın sözleri vardı:
"Dastî xa dastî min ka/K'am bigarin yayla wa yayla, war wa war a/Aman, aman, aman, haqsiz aman"
"Kilomên Arxûwanê" albümünün ilk şarkısı olan "Dam a Dam a" bir video-klip ile birlikte bugün (16 Aralık) itibariyle dijital platformlarda yayınlanacak.
(FD)