*Fotoğraf: Canva
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Son iki yılda 3 bin 41 doktor çalışmak için Almanya'ya gitti. Yaklaşık 3 bin doktor da ülkeden gitmek için gün sayıyor.
Farklı sağlık sistemleri olsa da tıp öğrencileri arasında en çok gidilmek istenen üç ülke İngiltere, Amerika ve Almanya.
Oksijen'den Çağatay Bayraktar'ın haberine göre, Türkiye'de yaklaşık doktor sayısı 160 bin ve doktor başına düşen hasta sayısı 500.
OECD ülkelerinde bu sayı 341. Bunu yakalayabilmek için Türkiye'nin ihtiyacı olan doktor sayısı 80 bin.
Diğer yandan tıp fakültelerinden her yıl 15 bin kişi mezun oluyor.
Yeni mezun Roleda Aydın ve üçüncü sınıf öğrencisi Azat Polat, onları Türkiye'den uzaklaştıran nedenleri ve başka bir hayat arayışlarını bianet'e anlattı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut da durumu değerlendirdi.
"Kimse mutlu değil"
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bu sene mezun olan Roleda Aydın, son senesini Almanya'da stajda geçirdiğini söylüyor.
Roleda, tıp eğitiminin son üç senesinde hastanede çalıştığını ve zorlu koşulları gördüğünü anlatıyor:
"Herkesin Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'na (TUS) hazırlandığı son sene düşündüm. 'Bunu istiyor muyum?' dedim.
"Zaten yeterince emek verdim. Bir şeyler için çok çalışacaksam istediğim şeye ulaşmak istiyorum.
"Ne asistanlar ne de profesörler mutlu! Kendilerine hiç vakit ayıramıyorlar. Ayrıca, toplumda algılandığı üzere aşırı para kazanma gibi durum da yok."
Roleda, özel sektörde iyi para kazanmanın mümkün olduğunu ancak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı olduğunu söylüyor:
"Bir aile kurduğumda maddi kaygılarla hiç istemediğim şeyler yapmak zorunda kalacağım; özel hastanede çalışmak, muayenehane açmak gibi. Maalesef, ülkemizde halen hızla devam eden bir özelleştirme var.
"Bunu yapmadığım zaman da üniversite hastanesinde ya da devlet hastanesinde gün aşırı nöbetler tutarak hayatımın sonuna kadar bu şekilde devam edeceğim ve hak ettiğim hayatı yaşayamayacağım."
- Bu sorunları düşünüp diğer ülkelerdeki sağlık sistemlerini araştırmaya başladığını söyleyen Roleda, "En mantıklı ülke Almanya. Bir ülkeye ne kadar çok kişi gitmek isterse süreç o kadar zorlaşıyor. Eskiden sadece bir dil sınavıyla uzmanlık eğitimine başlayabilirlermiş. Şimdi denklik alana kadar bizden iki farklı sınav talep ediliyor" diyor.
"Lisede de gitme hayalleri kuruyordum"
Medipol Üniversitesi üçüncü sınıf öğrencisi Azat Polat da üniversiteye başladığından beri eğitim şartları ve hocalarla ilişkilere dair memnuniyetsizliğinin olduğunu belirtiyor ve yurtdışında bir yaşam arayışının üniversite yıllarından öncesine dayandığını söylüyor:
"Lisede de gitme hayalleri kuruyordum. Üniversiteye giriş sınavları öğrenciler için çok yıpratıcı süreç. Uzun bir maraton. Dershaneler, özel dersler, butik dershaneler...
"Türkiye'de eğitim bir sektör. Her şey para üzerinden dönüyor. Daha çok para veren daha iyi yerlerin kapısını açıyor. Sistem, uygulamalar, isimler çok sık değişiyor. Fakat, bu değişiklerin hiçbiri var olan sorunları çözmeye odaklı değil.
"Bu eğitim sistemi bir süre sonra öğrencileri yoruyor. Liseden beri bu gerçeklerin farkındayım. Ben çok yoruldum."
"Okulu bırakıp yurtdışına giden en az 15 arkadaşım var" diyen Azat, Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD), İngiltere'ye, Kanada'ya ya da Danimarka'ya gitmek istiyor.
Azat, ne kadar yurtdışında yeni bir hayat kurmak istese de bunun da zor bir süreç olduğunu söylüyor:
"Arkadaşlarıma, aileme ve vatana aşırı bağlı olmama rağmen yurtdışına gideceğim. Ülkenin siyaseti bile oradaki yaşamı etkiliyor. 'Daha bu sabah İngiltere'deki bir hocam bana "Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan atamanın sıkıntısını burada yaşıyoruz' dedi.
"Yine de maddi olarak sıkıntı çekmeyeceğim, yaptığım araştırmalara destek alabileceğim. İşimin önemini ve hak ettiği saygıyı bilen bir toplumda yaşamak istiyorum. Bu sorun siyasi!"
TTB: 2020'de 931 kişi gittiTTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, "Ayda ortalama 80 tıp fakültesi mezunu Türkiye'den ayrılıyor. "Bu sayı 2012'de yılda 59 iken, 2018'de 802, 2019'da 1047, 2020'de 931 kişi oldu. Her yıl altı tıp fakültesi mezun sayısı kadar hekim yurtdışına gidiyor. "Ayrıca gidenler daha donanımlı ve nitelikli, kendilerini daha iyi yetiştiren hekimler. Bir yıl içinde mutlu olduklarına dair geri bildirim alıyoruz. Denkliklerini almış uzmanlık eğitimlerine başlamış ya da iş bulmuş oluyorlar. "Özellikle yabancı dili olan hekimler yurtdışına gitmeyi tercih ediyor. Batı'da hekim açığı var ve Türkiyeli hekimler bu fırsatı kullanıyor." Bulut, genç hekimlerin gelecekten kaygılı olduğunu söylüyor: "Türkiye'de sağlıkta artan şiddet olayları, demokrasimizin geriye gitmesi ve hükümetin uygulamaları, güvencesizlik, güvenlik soruşturmaları, arşiv taramaları, insan hakları ihlalleri, ekonomik koşullar... Bunlar etkili." Sorun çokBulut, "Çözüm mümkün mü?" sorusunu da şöyle yanıtlıyor: "Sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik tedbirler alınmalı. Hekimlerin mali hakları iyileştirilmeli. Hekimleri etiketleme ve fişleme faaliyetlerine son verilmeli. Koronavirüs salgınında aylardır atama bekleyen hekimler atanmalı." | |
(MEÖ/DŞ)