Fotoğraflar: Tuğçe Yılmaz/bianet
Ayasofya UNESCO'nun Dünya Mirası listesinde yer alan bir tarihi eser. Müze statüsündeyken girişin ücretli olduğu Ayasofya, mimari yapının 2020 yılında camiye çevrilmesinin ardından ücretsiz oldu.
Her gün yoğun bir kalabalık Ayasofya'ya girebilmek için sıra bekliyor ve gün boyu ziyaret sürüyor.
Emekli öğretim üyesi, mimar, restorasyon uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Sanat Tarihi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şerif Yaşar, Ayasofya'nın şu anki durumunun nedenlerini ziyaretçi sayısının kontrolsüz olması, güvenlik yetersizliği ve liyakatsizlik olarak sıralıyor.
Şerif Yaşar ve Zeynep Ahunbay Ayasofya'daki tahribatın temel sebepleri ve alınabilecek yasal önlemler ile ilgili bianet'e konuştu.
"Birincil sorumluluk Kültür Bakanlığı'na ait"
Ahunbay değerli varlıkları korumak için denetimin arttırılması gerektiğini ve UNESCO'nun koruma listesinde yer alan Ayasofya'nın Kültür Bakanlığı'nın sorumluluğunda olduğunu söylüyor.
"Tahribatın birinci sebebi çok sayıda ziyaretçinin birden bire içeriye alınması ve denetimin yetersiz olması. Hangi müzeye giderseniz gidin ziyaretiniz sırasında muhakkak sizi gözeten kişiler olur. Bir yere dokunursanız, elinizi sürerseniz sizi uyarırlar ve dokundurtmazlar.
"Ayasofya cami olsa da değerleri önemli olan objeler barındıran müze gibi bir yer ve çok büyük bir mekân. En fazla kaç gözcü koyulabilir? O sebeple sayıyı kısıtlamak en uygun önlemlerden biri. Sayı kısıtlı olursa hareketleri denetlemek daha kolay olur.
"Kültür Bakanlığı kültürel varlıkların korunmasından birinci derece sorumludur. Eserlerin ya da mimari yapıların korunmasını sağlar. Fakat mesela Edirne'ye gidin, Selimiye Cami içinde çocuklar koşturuyor. Bu konuda önlemler alınmalı."
*Giriş kapılarından birindeki tahribat.
"Ziyaretçiler sanat eserine nasıl davranacağını bilmiyor"
"Ayasofya gibi mekânlarda nasıl davranılması gerektiğini insanların kendilerinin de bilmeleri lazım. Böyle bir mekâna girildiğinde belli bir bilinç çerçevesinde davranılması gerekiyor. Kendi aldığı görgü ve eğitimin o kişiye yol göstermesi lazım.
"Etrafa bakıp saygı duyması ve oradaki sanat eserini veya mimari eseri takdir etmesi gerekiyor. Yoksa insanlar 'oradan bir hediyelik, anı parçası koparıp alayım' gibi düşüncelerle hareket ederse tahribat artar."
"Tahribatın nedeni bilim kurulunun kapanması"
Şerif Yaşar konuyu bilim kurulunun kapanması üzerinden değerlendiriyor. Yaşar, bilim kurulunun Ayasofya'nın cami olmasından hemen önce toplandığını ve ardından dağıtıldığını söylüyor:
"Öncelikle tahribatın nedeni bilim kurulunun aldığı kararların uygulanmaması ve kurulun dağıtılmış olması. Ayasofya o kadar eski ki aynı anda 20'den fazla insanın nefes almasından oluşan nem bile Ayasofya'nın duvarları, döşemeleri ve mozaiklerine zarar veriyor. Ayasofya cami olmadan önce yapılan son toplantıda çıkan karar buydu. Bugün ise yüzlerce kişi aynı anda içeride.
"Vasıfsız insanlar çalışıyor"
"Tahribatın diğer sebepleri restorasyonun geciktirilmesi ve Ayasofya'da vasıfsız insanların çalışması. Kültürel mirasın nasıl korunacağını bilmeyen, dil bilmeyen insanlar Ayasofya'da çalışıyor. Ayrıca yapının güvenliğini sağlayacak personel sayısı da yetersiz. Orası için belirlenen bir ziyaretçi sayısı var ama aynı oranda görevli yok. Zaten şu an kontrolsüz bir kalabalık da var."
Yaşar'a göre Ayasofya'daki tahribatın önüne geçilmesinin üç yolu var:
"1. Bir an önce bilim kurulu kurulmalı ve çözüm üretmeli.
2. Kısa bir süreliğine kapatılarak restorasyona girmeli.
3. Mutlaka Ayasofya'da görevli tüm personelin uzman olması gerekiyor. Personelin liyakatsiz olduğu bir yerde nasıl bir koruma bekliyoruz ki?"
(MD/AÖ)