Baharın gelmesiyle soluğu parklarda aldıysanız, gelin duvağına basmamak için aman dikkat.
Çünkü, her bankta yanında bir fotoğrafçıyla onlarca çifte rastlamak mümkün.
Düğün sezonu artık sadece mekanlar ve gelinlik firmaları için bir hareketlilik kaynağı değil. Buna son yıllarda yeni bir alan eklendi; hikaye fotoğrafçılığı.
Yatak odasında yıllar boyu asılı duracak düğün fotoğrafınızın kötü çıkması, yıllar boyu bir gerginliğin nedeni olabilir. Öyle ki, sizin kurtulmak istediğiniz bu fotoğraf, hiçbir şeyi çöpe atmayan uzak akrabaların elinde kuşaktan kuşağa aktarılabilir. Ve siz çoluk çocuğun maskarası olursunuz.
Evet, biz küçükken yaptık. Korkunç düğün fotoğraflarıyla çok eğlendik.
Asık suratlı erkekler, stresten gerilmiş dudaklar, zülfü gözüne girmiş kadınlar.
Şimdi bu iş ciddiyete bindi. Kimse riske girmek istemiyor. Ancak bu iş için düğünde takılacak tam altınlardan 3 ila 10 tanesini feda etmeniz gerek.
Hikaye fotoğrafçısı Belin Rodikli, bianet'in sorularını yanıtladı.
Çok riskli bir iş yapıyorsunuz, farkında mısınız?
Kesinlikle! Belki de fotoğrafçılık sektöründeki en riskli alanlardan biri, stüdyoda her şeyin sizin kontrolünüzde olduğu çekimlere benzemiyor. Hem ışık ve hava şartları sabit değil hem de profesyonel modellerle çalışmıyoruz. Ve bu saatlerin bir tekrarı daha yok. Çift profesyonel olarak poz vermeyi bilmediği için hem onları iyi hissetirmek, hem de her koşulda yaratıcılığı konuşturmak şart.
Düğün gibi bu kadar stresli bir günde çiftler neden her anlarının fotoğrafını istiyor?
Aslında bunun cevabı o günün çok hızlı geçmesinde yatıyor. Gün bitince, tek istenilen düğünü tekrar hatırlamak oluyor. Belki telaşlı bir koşturma karesi, ağlamaklı bir an veya size gelen bir hediyeyi açarkenki ifadeler insanı o güne geri götürüyor.
En çok neleri çekiyorsunuz?
Bizden beklenen farkındalık gerektiren doğal pozlar. Gözyaşı, telaş, minnet ve heyecan belirten ifadeler, yani gerçek anların yakalanması. O gün için hazırlanan masalar, gelin ayakkabısı, gelinlik gibi estetik detaylar da tabii.
En büyük sıkıntılar neler?
Stresten kaynaklanan tartışmalar, gelin-kayınvalide arasındaki çekişmeler, çok karışan annesini odadan çıkaranlar, yanlış çiçeği getiren çiçekçiye bağırırken ağlamaya başlayanlar... Aslında sonra komik bir anı haline gelse de, o anda stresten dolayı çiftler çok sıkıntı ediyorlar. Bir diğer düşmanımız ise panik. Gelin çiçeğini hatta küçük gelini evde unutan bile gördüm.
Bazen patlak veren bir yağmur, gelinlikle ilgili bir sorun veya başka bir tartışma. Öyle anlarda en zor olan, mahvolmuş bir anı nasıl fotoğraflayabilirim sorusu. Bazen fotoğrafçı kimliğimi bir kenara bırakıp gelinlikteki lekeyi temizlediğim, diktiğim de oldu.
Bebek fotoğrafçığı nispeten daha az streslidir herhalde?
Bebek fotoğrafçılığı kesinlikle çok daha fazla stresli. Bir doğum çekiyorsanız, çekme kısmı en kolayı belki de. Beklemesi, o aileyle birlikte koridorda saatler geçirilmesi gibi noktalar var. Şehirdışına çıkmayı bırakıyorum, trafikte doğuma kan ter içinde koştuğunuz oluyor. Gece yarısı telefonla uyanıp evden fırladığınız durumlar artık çok sıradan.
Doğum fotoğrafçılığı ayrıca tıbbi bir olayın içinde olduğunuz için çok sorumluluk taşıyor. Bir ameliyathanede nerde duracağınızdan, ne kadar sessiz olmanız gerektiğinize kadar bir sürü nokta var. Bu yüzden bu alanda sabır, etik ve deneyim çok önemli.
Fotoğrafçılar bireysel mi çalışıyor?
Evet. Düğün dışında çift, bebek, aile çekimleri yapan binlerce fotoğrafçı var. Çoğu zaman kişisel olarak tanıdıkları, yakın buldukları fotoğrafçıların o özel günde evlerine girmesini tercih ediyor insanlar. Sektörleşme de tabii ki mevcut.
Bu işi yapmak isteyen gençlere tavsiyeniz neler, nereden başlamalı?
Fotoğrafçılık yapmak isteyen biri alanını (doğum, düğün, yemek veya reklam) seçmeden önce kendini iyi geliştirmeli. Dünya genelindeki fotoğrafçıları takip etmeli, internet bunun için harika bir kaynak. (NV)