Fotoğraf: Volker Türk/dpa
BM Genel Sekreteri António Guterres'in Perşembe günü Genel Kurul'un onayının ardından Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği görevine atadı.
Guterres, Türk'ü "uzun ve seçkin kariyerini, başta dünyanın en savunmasız insanları olan mülteciler ve vatansızlar olmak üzere evrensel insan haklarını geliştirmeye adadı" sözleriyle takdim etti.
Türk, kendinden önceki cerbezeli Komiserler gibi gösterişli bir politik geçmişe ya da yüksek profilli bir diplomatik kariyere sahip değil. Guterres tarafından yeni görevine tayin edilmeden önce BM Yürütme Ofisinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak küresel politika çalışmalarını koordine ediyordu.
Türk ayrıca Genel Sekreter'in "İnsan Hakları için Harekete Geçirme Çağrısı" ve dünyanın içiçe geçmiş güçlüklerin üstesinden güven temelinde gelmesinin vizyonunu oluşturan Ortak Gündemimiz raporunun dayanışma ve insan hakları açısından izlenmesinde BM sistemi ölçeğinde koordinasyon sağlıyordu.
Avusturyalı bir hukukçu olan Türk 2019-2021 arasında BM Genel Sekreterliği'nde Stratejik Koordinasyondan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Guterres'in sağ kolu
Yorumcular, Guterres'in kendi maiyetinden bu pek tanınmayan bürokratı yeni BM insan hakları şefi olarak atamasını sadakate verdiği öncelik ve kendisini takip edeceğinden tamamen emin olduğu adayı göreve getirme kaygısıyla açıklıyor.
İnsan hakları savunucularıysa uzun zamandır Guterres'i BM'nin insan hakları ihlallerine karşı daha güçlü bir yaklaşım benimsemekte termkinli hareket etmekle eleştiriyordu.
Cenevre merkezli bir insan hakları düşünce kuruluşunu yöneten eski diplomat mark Limon "Guterres-Türk ikilisiyle mevcut durumun daha iyiye gitmesinin beklenemeyeceği"ni söylüyor.
Limon "Denge[nin] insan hakları alanında daha işbirliği gözetici ve diyalog merkezli bir yaklaşıma kayaca[ğı]" kanısında. "Guterres böyledir", "Bachelet böyleydi ve Türk de böyle olacak" diyor. "Yeni İnsan Hakları Komiseri'nin göze çarpan bir etkinliği olmayacak".
Türk'ü bekleyen en önemli mesele: Çin müslümanları
Türk'ün yeni görevindeki en görünür güçlüklerden biri, Bachelet'in geçtiğimiz hafta görevden ayrılmadan dakikalar önce yayınladığı Çin'in Uygurlar ve uzak batıda, Şincan bölgesindeki ağırlıklı olarak diğer Müslüman gruplara yönelik kitlesel tutuklamalarına ilişkin çarpıcı raporun nasıl takip edileceğiyle ilgili. Rapor, Çin'i ciddi insan hakları ihlalleriyle suçluyor ve bölgede insanlığa karşı suçlar işlemiş olabileceğine ilişkin tespitlerde bulunuyor.
Çin, raporu ABD ve diğer Batılı "haydutlar"ca derlenmiş yalanlar diyerek öfkeyle kınadı. Ancak, raporun çoğu kez resmi Çin politika belgelerinden alıntılanmış işkence, cinsel istismar, zorla çalıştırma, keyfi gözaltı ve dini ve kültürel uygulamaların bastırılması da dahil olmak üzere bir dizi vahşeti acımasız ayrıntılarla ortaya koyduğu bir gerçekti.
Jacob Blaustein İnsan Haklarını Geliştirme Enstitüsü müdürü Felice Gaer, Türk'ün "Bu sıkıntılı çağda, tanık olduğumuz insan haklarının geriletilmesini geriletmek üzere adım atması gerekiyor" diyor.
"Volker'ın görevi, insan haklarını herkes için yüceltmek, meşrulaştırmak, tanıtmak ve savunmaktır. Bu, göz korkutucu ama her zaman çok önemli bir sorumluluktur ve BM'nin güvenilirliğinin anahtarıdır."
Çin'in BM daimi temsilcisi Dai Bing Perşembe günü yaptığı açıklamada, yeni BM insan hakları şefinin, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisine (OHCHR) tarafsızlık, seçici olmama ve siyasallaşmama ilkelerine uyma konusunda liderlik etmesini, üye ülkeler arasında eşit diyaloğu özendirmesini, farklılıkları aşmaya ve çifte standarda ve insan hakları konularının siyasallaştırılmasına ve araçsallaştırılmasına kararlılıkla karşı çıkmasını umduğunu açıkladı.
Bachelet'nin ardından
Guterres Türk'ün göreve gelmesi dolayısıyla yayınladığı resmi açıklamada önceki Komiser Bachelet'e dört yıl sürdürdüğü görevinde "Birleşmiş Milletler'e bağlılığı ve özverili hizmeti" için şükranlarını dile getirdi.
Guterres Bachelet'nin "COVID-19 salgını da dahil olmak üzere görev süresi boyunca, toplumdal korunma önlemlerini canlandırmaya, uaktan çalışmaya uyum sağlamaya ve insan hakları izlemeyi genişletmeye odaklandı[ğını]" söyledi.
Bachelet'nin görevinde "derinleşen yoksulluktan artan eşitsizliklere ve sağlık hizmetleri, aşı ve tedaviye erişim eksikliğine, kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddete varıncaya kadar bütün güçlüklere zorluklara hızla çözümler sağlama zorunluluğunun üstesinden gelmek için çalıştığını" vurguladı.
(AEK)