Haberin Kürtçesi için tıklayın
Avukat Meriç Eyüboğlu, tutuklu hak savunucuları Özlem Dalkıran ve Nalan Erkem’i Bakırköy Cezaevi’nde ziyaret etti.
Nalan Erkem, Özlem Dalkıran ve İdil Eser’in dün sabah itibarıyla farklı koğuşlara yerleştirildiğini anlatan avukat Eyüboğlu, tekrar aynı koğuşa geçmeleri için dilekçe verdiklerini söyledi.
Eyüboğlu, Erkem ve Dalkıran’ın sağlık sorunları, koğuşların ayrılması gibi nedenlerle bazı sıkıntıları olduğunu söylerken, “Tüm bunlara rağmen iyiler. Nalan ‘Zaten kötü olma lüksümüz yok’ dedi. Dayanışan herkese selam gönderdiler. İyi olacaklar. Umuyorum bu garabet tutuklama kararı biran önce kalkacak. Hala içimde umut taşıyorum” diye konuştu.
“Koğuşlarını da ayırdılar, İdil Eser sadece avukatıyla görüşebiliyor”
Avukat Meriç Eyüboğlu |
Avukat Eyüboğlu, Erkem ve Dalkıran’la görüşmesini şöyle anlattı:
“Bugüne kadar İdil Eser, Nalan Erkem ve Özlem Dalkıran B2 koğuşunda birlikte kalıyordu. Dün sabah, görüş öncesi üçünü ayırmışlar ve farklı koğuşlara yerleştirmişler.
“Nalan da Özlem de koğuşa 24. kişi olarak girmiş. Koğuşlar 24 kişilik ama yer olmadığı için iki kişilik ranzalı odalara bir yatak ekleyerek, koğuşları 36 kişiye çıkartmışlar.
“Cezaevi müdürüyle görüştüm ve tekrar aynı koğuşa yerleştirilmeleri için dilekçe verdim. Umarım birkaç gün içinde bu tuhaf durumdan kurtulacağız.
“Birlikte kalmaları önemli çünkü İdil Eser, birinci derece yakını olmadığı için avukatı dışında kimseyle görüştürülmüyor. Nalan ve Özlem’den ayrılınca da iyice yalnızlaşacak. Cezaevi yönetimine bunu da açıkladık, bu durumun düzeltilmesi önceliklerimizden biri.”
İlaçlar ve yemekler
“Özlemin kullandığı ilaç vitamin türü bir ilaç olduğu ve rapor sunamadığımız için cezaevi hekimine yazdırıyor ve dışarıdan satın alınıyor.
“Cezaevinde her şey parayla, parası olmayanın yaşama şansı yok. Şampuandan terliğe her şey kantinden alınmak zorunda. Yani cezaevi küçük bir kapitalist işletme şeklinde çalışıyor.
“Nalan cezaevine Pazar sabaha karşı geçti. Nalan’ın çok ciddi sağlık sorunları var, beş tane rapor sunduk. İlaçları çok önemli. İlaçların yanısıra sağlık sorunları sebebiyle rejimine çok dikkat etmesi gerekiyor. Cezaevinin yemekleri acılı ve yağlı olduğu için midesindeki sorunu tetikliyor.”
“Hepsinin merak ettiği şey, dışarıda neler olduğu”
“Nalan ve Özlem’in gündemi Cumhuriyet gazetesi davasıydı. Bu konuda sorular sordular.
“Hepsinin merak ettiği şey, dışarıda neler olduğu. Düne kadar televizyon seyredemiyorlardı, cezaevine gelen gazetelerden gündemi takip etmeye çalışıyorlar.
“Bir de Özlem’in evini yağmur yağınca hep su basar, o konuda şakalaştık.”
“Tutanakları bile doğrudan kendilerine veremedik”
“Tabii hukuka aykırılıklar var. Görüşmemiz cezaevi infaz memurunun gözetiminde oluyor, memur yanımızda oturup konuşmalarımızı dinliyor. Ayrıca hem görüntü hem ses kaydı alınıyor. Cezaevinde bir insanın avukatıyla doğrudan konuşmasına bile olanak tanınmıyor. Bu koşullarda bu görüşmeyi yapmaya çalışıyoruz.
“Dün emniyet işlemlerini, savcılık ifadelerini, sorgu hakimliği tutanağını, savcılığın tutuklama talebiyle sevk yazısını ve itiraz dilekçemizi götürdüm. Bu evrakları bile doğrudan veremiyorsunuz. Evrakları sunmak için cezaevi müdürlüğüne dilekçe yazıyorsunuz, dilekçe ve evraklar inceleniyor ve eğer uygun görülürse arkadaşlarımıza bir hafta içinde verilecek.”
Ne olmuştu?İstanbul Büyükada'da “insan hakları savunucularının korunması dijital güvenliği” konulu bir atölye çalışması için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz’da otele düzenlene polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 30 saat boyunca haber alınamamıştı. Hak savunucularıyla ilgili gözaltı kararının da gözaltına alınmalarından tam beş saat sonra verildiği ortaya çıkmıştı. 10 kişi hakkında yedi gün gözaltı kararı verilmiş, bu süre daha sonra 14 güne uzatılmıştı. 10 hak savunucusu 17 Temmuz’da adliyeye götürülmüş, savcı “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla tutuklanmalarını talep etmişti. 18 Temmuz’da İnsan hakları savunucuları İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) tutuklandı. İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği), Şeyhmus Özbekli (Hak İnisiyatifi) yurtdışına çıkış yasağı ve haftada üç gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 21 Temmuz’da savcı, dört hak savunucusunun serbest bırakılmasına itiraz etti ve haklarında yakalama kararı çıkartıldı. Evlerinden gözaltına alınan Üstün ve Erkem 23 Temmuz’da tutuklandı. 25 Temmuz'da Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli haftada iki gün adli kontrol şartıyla ve yurtdışına çıkma yasağıyla serbest bırakıldı. |
(ÇT)