Avukatlar, tutuklu meslektaşları avukat Gülhan Kaya ve Türkiye İşçi Partisi'nden Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen avukat Can Atalay için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda eylem yaptı.
Avukatlar, adliye içindeki Themis Heykeli önünde toplandıktan sonra alkışlarla adliyenin C Kapısı'na yürüdü.
Adliye önünde açıklama yapan avukatlar, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Atalay kararını ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını Anayasa kitapçığı taşıyarak protesto etti.
"Kararı uygulamamak Anayasa dışıdır"
Eylemde konuşan Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, elinde Anayasa kitapçığıyla seslendi.
Kaboğlu, "AYM kararını uygulamamanın Anayasa dışı olduğunu" vurguladı ve şöyle konuştu:
"Anayasa Mahkemesi bir karar vermiştir. Anayasa'nın verdiği karar bütün yargı organları için bağlayıcıdır. Yerine getirilmesi zorunludur, bu yapılmamıştır. Bu kararı uygulamamak ve suç duyurusunda bulunmak Anayasa dışıdır.
Bütün yürütme bir kişiye verilmiştir o da parti başkanı olmuştur. O günden bugüne devlet içinde paralel yapılanmalar oluşmuştur. Ve mutlak iktidar bir çürüme sonucunu doğurmuştur.
Biz yaşamış olduğumuz bu Anayasal darbe karşısında, Anayasal düzenin ortadan kaldırılmasına yönelik bu yapı karşında olmalıyız."
Daha sonra yapılan basın açıklamasında ise “hukuk dışı kararlar ile yargının sopa olarak kullanıldığı” ifade edildi:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Hatay milletvekili meslektaşımız Atalay hakkında verdiği kararla Anayasayı ihlal etmiş, Anayasal düzeni ortadan kaldırmak anlamına gelen bir darbe girişiminde bulunulmuştur.
AYM’nin ilgili ihlal kararı öncelikle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yerel mahkeme tahliye konusunda karar vermeyerek, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise tam anlamıyla bir hukuk darbesine kalkışmıştır.
İlgili kararda Daire, AYM’nin Can Atalay hakkında vermiş olduğu ihlal kararına uyulmamasına, milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM’ye gönderilmesine ve ihlal kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasından bahsetmektedir.
"Açıkça darbeye yeltenmektir"
Bu kararı hukuki açıdan değerlendirmek, mümkün değildir. Bu karar AYM’yi feshetmek, Anayasal düzeni ortadan kaldırmak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi eliyle açık bir darbeye yeltenmek demektir.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin darbe girişimi karşısında tek bir geri adım dahi atmayacağımızı buradan ilan ediyoruz. Hiçbir karar halkın iradesinden, hukuktan üstün olamaz.
AKP-MHP koalisyonu uzun zamandır muhalif sesleri bastırmak için, gerek hukuki düzenlemeler ile gerekse de hukuk dışı kararlar ile yargıyı sopa olarak kullanmaktadır.
"Kararı alan hakimler açığa alınmalı, yargılanmalı"
Yargı makamları güç çatışmalarına sahne olmaktadır. Bu karar ile Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasayı askıya aldığını ve AYM kararını uygulamadığını ilan ederek suç işlemiştir. AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması ise Yargıtay hâkimlerinin görevleri nedeniyle işlediği suçlardan dolayı AYM’de yargılanacak olmalarındandır. Yargıtay'daki hâkimler suç işlediklerinin farkında olup, suçlarını örtbas etmeye çalışmaktadır.
Daha önce söyledik yine söyleyelim, bu mesele Can Atalay meselesi olmaktan çıkmıştır. Yaşadıklarımız Anayasal bir krizdir. Son olarak bu krize imza atarak, Anayasa ve AYM kararını tanımadığını ilan eden hakimler hakkında soruşturma açılmalı, hakimler açığa alınmalı ve yargılanmalıdır.
(RT)