Bir süredir tartışılan avukatlık ücret tarifesindeki ceza muhakemesi ücretlerinin düzenlemeye gidilmesi için 81 barodan ortak açıklama geldi.
Açıklamada, ilk eylem planı barolardan ortak açıklama ile ücretler düzenlenmezse “kademeli olarak görev durdurma” olarak açıklandı.
2022 yılı için açıklanan avukatlık ücret tarifesine göre zorunlu müdafiliği üstlenen avukatların ceza muhakemesi dosyalarına düşük ücretlerle bakması isteniyor.
*Zorunlu müdafilik nedir? Hangi koşullarda atanır?
* Belirlenen takvim ve eylem biçimine dair görüşleriniz, bu takvim doğrultusunda kazanım elde edileceğini düşünüyor musunuz?
* Ücret tarifesi doğrultusunda zorunlu müdafi uygulaması ile dava alan avukatlar ve meslektaşları arasında oluşan ekonomik farklılıklar "mesleki itibar" kaygısı konusunda değerlendirme
*CMK görevlendirmelerini kademeli olarak durduran avukatlar herhangi bir yaptırımla karşılaşacaklar mı?
Diyarbakır Barosu’ndan Avukat Aslı Pasinli, Batman Barosu’ndan Avukat Tahir Demir, Van Barosu’ndan Avukat Ümit Avcı, söz konusu ücret tarifesini bianet’e değerlendirdi.
Pasinli: Yoksulluk adalete erişimi engelliyor
*Zorunlu müdafilik uygulaması adil yargılanma ve savunma hakkı kapsamındadır. Burada avukata ödenecek ücreti Maliye Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı belirler ve öder. Aslında yapılacak ödeme ve uygulamaya ilişkin esasları belirlemek üzere yönetmelik hazırlama yetkisi; Türkiye Barolar Birliği’nin kendisindeydi.
*Geçmişte yapılan yasal değişiklikle bu yetki TBB'den alınarak Adalet Bakanlığı'na verildi ve avukatı atayacak baroları, avukata ücret ödemesinde devre dışı bırakmışlardır.
*Bugün ise 81 barodan bu ödemelerin düşüklüğüne dair ortak bir itiraz geldi. Kanaatimce ilk ve asıl itiraz atanacak avukatlara ödenecek ücreti belirleme yetkisinin yeniden TBB'ye verilmesine olmalıdır. Bu talep avukatların bağımsızlığı için elzemdir.
*Yoksulluk adalete erişim için hak arayan açısından bir ayrımcılığa yol açar. İşte bu ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve fırsat eşitliği sağlamak için devletler belirli düzenlemeler yapmak zorundadır. Yoksulluğun adalete erişim önünde bir engel olmaktan çıkarılması için CMK kapsamındaki zorunlu müdafilik uygulaması çok önemlidir.
*Fakat bu işin bir de savunuculuk tarafı ve bu işi üstlenen avukatların emek-mesai karşılığı ücret meselesi vardır. Mevcutta söz konusu ücretlerin düşüklüğü baroları harekete geçirdi ve haklı itirazlarını yükseltmelerine yol açtı. Bu ücretlerin düşüklüğü hukuka biçilen anlamın ve saygının göstergesidir. Ekonomik krizin günah keçisi avukatlar-avukatlık mesleği olamaz.
*Eylem zincirinin aşama aşama katı form haline geldiği görülmektedir. Bunun sebebi bir yandan haklı itirazımız dile getirilirken bir yandan da hak arayan kişilerin mağduriyetine yol açmazdadır. Hak verilmez alınır, mücadelemiz buna dairdir.
*Baroların, daha çok mesleğe yeni başlamış avukatların rağbet gösterdiği zorunlu müdafilik hususundaki hak arayışı son derece anlamlıdır. Barolar, kendi üyelerinin hakkını ve mesleğin itibarını korumak zorundadır. Gereken sonucun alınacağına inanıyorum.
Demir: Eylemimiz meşru
*Hukuk devleti, adil bir yargılamanın ancak savunmanın katılımıyla var olabileceğini kabul eder. Bu bağlamda avukata erişim imkanı olmayan yurttaşlara savunma haklarının kamusal olarak sağlanması gerekir.
*Bununla birlikte ülkemizde, zorunlu müdafilik hizmeti karşılığı ödenen ücretlerin, bugüne kadar bu hizmeti layığı ile yerine getiren avukatlar için mevcut ekonomik koşullar altında tahammül edilemez hâle geldiği açıktır.
*Ülkede bir var olma mücadelesi içerisindeki avukatların kendileri için yaşamsal bir duruma dönmüş ekonomik sıkıntılarının özellikle CMK hizmetinde yer alan meslektaşlarımızın sarf ettiği emek mesailerinin karşılığının günümüz koşullarına uyarlanması gerekmekte ve bu sorunun ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.”
Avcı: Müdafi sanığın haklarını etkin şekilde koruyamacak
*Yaşanan enflasyonist ortamda karşısındaki komik bir şekilde yetersiz kalan görevlendirme ücretleri var. Güncel olarak bakıldığında baroların bu anlamda bir araya gelmiş olmaları önemli.
*81 baronun ortak ve oybirliği ile ulaştıkları nadir konulardan birisi. Belki de bu son dönemlerde tek olarak kabul edilebilir….Barolar Birliği üzerinden işte Barolar birliğinin iktidar sonra baskı oluşturması bu anlamda da öneli. Adalet Bakanlığının Bu anlamda bir yeni bir tarife yayınlaması mümkün olur mu olmaz mı ayrı bir konu tartışılabilir.”
*Örneğin zorunlu müdafi bir dosyada ceza dosyasının suretini almak,örneğin il dışında olan bir ceza evine gitmek, atandığı sanıkla görüşüp savunmasında hukuki yardımda bulunmak ya da daha acil başka bir hukuki yardım söz konusu sanığa ulaşmak gibi harcamaları da tarifedeki ücret olan 1997 lira ile gerçekleştirmesi gerekir. Bunu güncel koşullarda yapma imkanı olmayacak.
“Örnek veriyorum, savunulan sanık Silivri'de tutuklu olan ya da Ankara'da Sincan'da tutuklu olan bir tutuklu ile görüşmek için gittiğini varsayalım. Araba ile gidiş-dönüş en az 4000 liralık bir benzin faturası, uçak ile la giderseniz gidiş-dönüş güncel uçak bileti ve konaklama ile birlikte 3500-4000 rakama ulaşılıyor.
*Dosyadan da fotokopi almak gib masraflar için 300-500 lira ödeniyor. Bu masrafları 1997 lirayla karşılama imkanınız olmayacağı için cepten ödenecek.
*Bu masrafları karşılama yükümlülüğümüz aslında vicdani olarak düşünüldüğünde karşılanabilir denilebilir ama böyle bir yükümlülük olmadığı için müdafi ne yapacak? Bu anlamda destek sunulmadığında sanıkla görüşmeden, baştan savma yapılmış olacak ve sanığın aktaracağı önemli savunma noktasında kullanılabilecek kritik hususlarda bilgi sahibi olamayacak. Müdafi sanığın haklarını etkin şekilde koruyamacak.
*Zorunlu müdafilik hizmeti yürüten avukat arkadaşlarım emeklerinin karşılığını alınamadığı emeklerinin gerçekten sömürüldü. Yani bir yönüyle angarya döndüğü ve anayasal bir yasak ihlal olan ve bu fiyatlarla dediğim gibi mağdurun veya sanığın şüphelinin haklarının da hukuki yardım anlamında etkin bir şekilde takip edilemediği ileri sürülemedi daha çok adil yargılanma hakkı kapsamında sanık yönünden düşünüldüğünde haklarının korunmadığı bir sistem dönüyor.
*Takvim ve avukatların herhangi bir yaptırım ile karşılaşacağı noktasında değerlendirmeleri ile cümlelerini sonlandıran Avcı, kademeli olarak görevlendirmelerini durduran avukatların istisna olarak “Şiddet ve istismar mağduru kadın ve çocuklar” hariç tutularak yer yönünden mağdur sanık ve şüpheliler yönünden 3 gün hizmet veremeyeceğini hatırlatıyor.
(HC/EMK)