"24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü" nedeniyle Savunmaya Özgürlük Platformu'ndan avukatlar Beşiktaş Adliyesi'ne yürüyerek, tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.
Bütün Avrupa'daki avukatları temsil eden Avrupa Demokrat Avukatlar (AED), Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları İçin Avrupa Avukatlar Birliği (ELDH) ve Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (IDHAE) tarafından organize edilen Tehlikedeki Avukatlar Günü bu yıl Türkiye'deki avukatlara ithaf edildi.
Beşiktaş Meydanı'nda bir araya gelen avukatlar cübbe giyerek Tutuklu Avukatlara Özgürlük pankartı ile Beşiktaş Adliyesi önüne yürüdü.
"Hem insan, hem savunma hakkı ihlali"
Basın açıklamasını okuyan avukat Ercan Kanar, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) soruşturması kapsamında gözaltına alınanlarla birlikte toplam 40 avukatın cezaevinde olduğunu hatırlatarak bunun hukuk dışı olduğunu söyledi.
Kanar, avukatların tutuklanması ile sadece temel insan hak ve özgürlüklerinin değil halkın da savunma hakkının ihlal edildiğini belirtti.
Avukatların "sır saklama yükümlülüğü"nün suç karinesi olarak değerlendirildiğini belirten Kanar, 1999'dan beri devletin İmralı görüşmelerinin örgüt üyeliğine kanıt gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
12 Eylül 1980 askeri darbesinde bile böyle bir toplu avukat tutuklaması olmadığını hatırlatan Kanar, avukatların bürolarında hukuk dışı yapılan aramalarda "avukattan delile ulaşma" gibi bir yöntem izlendiğini belirtti.
Kanar, dosyaların tutuklananların avukatlarına bile gösterilmezken, bilgi kirliliği oluşturmak için savcıların denetiminde medyaya servis edildiğini belirtti.
"Meslektaşlarımızın tutuklanması anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti tanımına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 5. ve 6. maddelerine, kısacası ilgili tüm ulusal ve uluslararası ilkelere aykırıdır. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri bu tür uygulamalarla düşmanla savaş hukuku uygulayan mahkemeler haline gelmiştir."
"Baronun tutumu hukuk tarihine geçecek"
Kanar, Kürt kimliklerinden dolayı Abdullah Öcalan'ın avukatlarının hedef alınmış olmasına rağmen genelde tüm avukat camiasına, savunma mesleğine ve örgütlerine yönelik bir saldırı olduğunu belirtti.
"Bu saldırı ayrıca, Kürt sorunun demokratik çözümü ve özgürlükçü yeni anayasa yapımına ve halkların barış içinde bir arada yaşama mücadelesine de indirilmiş bir darbedir."
Baro yönetiminin avukatların tutuklanmasına sessiz kalmasını hukuk tarihinin affetmeyeceğini belirten Kanar, tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılmasını, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin kapatılmasını ve Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılmasını talep etti.
Geçen yıl Tehlike Altındaki Avukatlar Günü, İran'a ithaf edilmişti. (NV)