24 Ocak, Tehlikedeki Avukatlar Günü.
Bütün Avrupa'daki avukatları temsil eden Avrupa Demokrat Avukatlar (AED), Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları İçin Avrupa Avukatlar Birliği (ELDH) ve Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (IDHAE) tarafından organize edilen Tehlikedeki Avukatlar Günü bu yıl Türkiye'deki avukatlara ithaf edildi.
Tehlikedeki Avukatlar Günü ilk olarak 2010'da İran'daki avukatlar için düzenlendi. İspanyol Diktatör Franko'nun 1975'teki ölümünden sonra, geçiş döneminde sendikanın dört avukatı ile bir çalışanının 24 Ocak 1977'de katledilmesi (Atocha Katliamı) anısına seçilen 24 Ocak tarihi bu yıl Türkiye'deki avukatlar için...
Avukatlar yarın Amsterdam, Barselona, Berlin, Düsseldorf, Lahey, Hamburg, Madrid, Milano, Paris, Roma başta olmak üzere tüm Avrupa'da Türkiye'deki avukatların temelsiz ve hukuka aykırı tutuklanma ve kısıtlanmalarını protesto edecekler.
İstanbul'da 12.30'da Beşiktaş Meydanı'nda
Türkiye'de politik nedenlerle tutuklanan, benzeri kısıtlamalarla mesleki görevlerini yerine getirmeleri engellenen avukatların durumunu protesto edecek olan Avrupalı avukatlar cüppeleriyle Türkiye Büyükelçilikleri ve Konsoloslukları önünde gösteriler düzenleyecek; Hükümet'e gönderilmek üzere bir dilekçe verecekler.
Türkiye'de ise avukatlar, Savunmaya Özgürlük Platformu öncülüğünde İstanbul'da 12.30'da Beşiktaş Meydanı'nda (Eski Halk Pazarı) buluşup Beşiktaş Adliyesi'ne yürüyecekler.
Ankara'da ise 12.00'de Ankara Adliyesi'nin önünde buluşacaklar.
Amsterdam, Barselona, Berlin, Bern, Brüksel, Duesseldorf, Lahey, Hamburg, Madrid, Milano, Paris, Roma ve diğer şehirlerde tartışma forumları da olacak.
"Avukatlara karşı saldırılar görülmemiş bir yoğunlukta"
ELDH Başkanı Prof. Bill Bowring, AED Başkanı Gilberto Pagani ve IDHAE Başkanı Bertrand Favreau imzalı metin şöyle:
* Resmi olmayan tahminlere göre, 1991 tarihli Terörle Mücadele Yasası'na dayanılarak, 2009'dan bu yana, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) üyeliği suçlamasıyla yaklaşık 8 bin kişi tutuklanmıştır.
* Tutuklanan insanların yarısından fazlası hala hapistedir. Avrupa Komisyonu'nun talebine verdiği yanıtında hükümet, tutukluluk hali devam eden sadece 605 kişiyi kabul etmiştir.
* KCK üyesi oldukları iddia edilen kişilere karşı açılan dava 18 Ekim 2010'da Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 151 sanık hariç olmak üzere 103 kişi halen hapistedir; bunlardan 8'i avukattır. Sonraki duruşmalarda olduğu gibi 19 Ekim 2010'daki duruşmada da savunma makamı, mahkeme tarafından reddedilen Kürtçe savunma yapma talebinde ısrar etmiştir.
* Bu talebin kabul edilmesi yerine -çoğu Diyarbakır Barosu'na kayıtlı- 100'den fazla avukat bu taleplerinden dolayı sorgulanmıştır. Aralarında AED-EDL ve ELDH üyesi çok sayıda meslektaşımızın da yer aldığı çeşitli Avrupa ülkelerinden avukatlar duruşmalara gözlemci olarak katılmışlardır. Diyarbakır'daki KCK yargılamasını izlemeyi amaçlayan İtalya'dan bir avukat İstanbul havalimanında yakalanmış ve bir gün sonra sınır dışı edilmiştir.
* Geçtiğimiz yılın sonunda, 22 Kasım'da, KCK yargılaması diye adlandırılan süreçte, avukatlara karşı saldırılar daha önce hiç görülmemiş bir yoğunluğa erişmiştir. Bu ihlaller 36 Türk ve Kürt avukatın tutuklanmasıyla doruğa ulaşmıştır. Avukatların ofisleri aranmıştır.
"TMY kaldırılmalı, avukatlar serbest bırakılmalı"
Bu durumu kınadıklarını, sürece manevi ve maddi destek vereceğini deklare eden AED-EDL, ELDH ile IDHAE, taleplerini şöyle sıraladı:
* 1991 tarihli Terörle Mücadele Yasası, bireylerin özgürlüğü ve güvenliği pahasına devletin güvenliğini korumakta ve uluslar arası insan hakları mevzuatını ihlal etmektedir ve bu nedenle kaldırılmalıdır.
* Tutuklu avukatların derhal serbest bırakılması ve bağımsız avukatlık görevlerini tam ve özgürce yerine getirmelerinin güvence altına alınması
* Yabancı yasal gözlemcilerin duruşmalara katılmalarının sağlanması da dâhil olmak üzere KCK yargılamasındaki sanıklar için adil bir yargılama
* Bu tutuklamalardan ve temel insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalan bu avukatların bağımsız avukatlık görevlerini serbestçe yerine getirmelerini engellemekten sorumlu olanların bulunması amacıyla yukarıda sayılan olaylara dair bağımsız bir uluslar arası soruşturma yürütülmesi. (IC)
