Diyarbakır Barosu, 28 Kasım 2015’te öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Tahir Elçi’nin vurulduğu tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve avukatlar katıldı.
Tahir Elçi dosyasında hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmeyen soruşturmayı ve halen faillerin ortaya çıkarılmamasını protesto etmek için, açıklamayı Elçi’nin katledildiği sokakta yaptıklarını belirten Özmen, çözüm sürecinin tıkanması, bölgede yeniden yaşanan çatışmalı süreç, tutuklanan milletvekili ve belediye başkanlarının yanı sıra referandum süreci ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
“Kürt meselesinin yegane çözümü diyalog ve müzakeredir”
Toplumun beklentisinin çözüm olduğunu söyleyen Özmen, Kürt meselesinin çözümü için her türlü adımın atılması gerektiğini belirtti:
“Güvenlikçi politikalar ve siyasetçilere yönelik tutuklamaların, son 30 yılı çatışmalarla geçmiş, on binlerce insanımızın ölümüne sebebiyet vermiş, tarihi, toplumsal ve siyasal bir mesele olan Kürt meselesinin çözümüne bir katkısı olmayacaktır.
“Her koşulda ve her süreçte belirttiğimiz üzere; Kürt meselesinin yegane çözümünü, sorunun şiddet ve güvenlikçi politikalardan arındırılarak, diyalog ve müzakere kanallarının güçlendirilmesiyle mümkün görmekteyiz.
“2013 yılında başlatılan çözüm süreci toplumda sorunun çözümüne yönelik büyük bir beklenti ve umut yaratmıştı. Bugün toplumun tüm kesimlerinde benzer yeni bir sürecin başlatılmasına yönelik beklenti bilinen bir realitedir. Bu sebeple her türlü siyasi kaygıların bir tarafa bırakılarak bu can yakıcı meselenin çözümü konusunda diyalog ve müzakereyi önceleyen her türlü adımın atılmasının gerekliliğini bir kez daha vurgulamak isteriz.
“OHAL’de referandum endişe verici”
16 Nisan’da oylanacak anayasa değişikliği referandumunun, OHAL koşullarında gerçekleşmesini seçim güvenliği açısından doğru bulmadıklarını belirten Özmen şöyle konuştu:
“Yapılan anayasa değişikliği bir darbe ürünü olan ve toplum ihtiyaçlarını karşılamayan, bundan dolayı da defalarca değişikliğe uğrayan 1982 Anayasası’nın ruhunu sürdürmeye devam ettirecektir. Oysa toplumun ihtiyacı olan anayasa, toplumsal sorunların çözümünü önceleyen demokratik, sivil ve kuvvetler ayrılığını esas alan yeni bir anayasadır.
“Diyarbakır Barosu olarak bir hukuk örgütü olmanın sorumluluk bilinciyle sandık güvenliğinin sağlanması ve seçmen iradesinin sağlıklı bir şekilde sandığa yansıması için üzerine düşen sorumluluğunu yerine getireceğini kamuoyuyla paylaşmak isteriz.
“Siyasetçiler adaletsiz cezalarla cezalandırılıyor”
Tutuklu siyasetçilere ilişkin de konuşan Özmen şu ifadelere yer verdi:
“Bütün güncel sorun alanlarının yanı sıra demokratik bir toplumda, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında sayılabilecek eylem ve etkinlikler nedeniyle, herhangi bir şiddet eyleminde, dolaylı da olsa yer almamış siyasetçi, seçilmiş kişi veya aktivistler tutuklu olarak yargılanmakta, ağır ve adaletsiz cezalarla cezalandırılmaya devam edilmektedir.
“Demokratik özgürlükler ihlal ediliyor”
Diyarbakır Newroz’unda öldürülen Kemal Kurkut’u hatırlatan Özmen, “Demokratik özgürlükler kapsamında olan gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan vatandaşlara, güvenlik görevlilerinin aşırı ve ölçüsüz şiddeti yaşam hakkını ve bireylerin vücut bütünlüğünü ihlal etmeye devam ediyor” dedi.
Özmen şu ifadelere yer verdi:
“Son yıllarda yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin açık toplum ve demokratik bir hukuk devleti olma yolundaki iddiasına öldürücü bir darbe vurmuştur.
“Siyasal iktidarın yargıya açık müdahaleleri, yargıçların vermiş oldukları kararlarla açığa alınması, yasal ve idari düzenlemeler yargıyı tümüyle yürütmenin kontrolüne götürmüştür.
“Savunma hakkına saygının sağlandığı, mesleğimizin onur ve saygınlığının korunduğu, adil ve demokratik bir ülke dileğinde bulunurken bir kez daha meslek hayatını cezasızlıkla mücadeleye adamış değerli başkanımız Tahir Elçi ile ilgili soruşturma dosyasının takipçisi olacağımızı, faillerinin cezasızlıkla mükafatlandırılmalarına müsaade etmeyeceğimizi belirterek tüm meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü’nü bu hüzünlü havada kutluyoruz.” (TP/EKN)