Festus Okey davasıyla ilgili televizyonda yaptığı konuşma nedeniyle hakkında dava açılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Güray Dağ, bianet'e yaptığı açıklamada, "Bana, 'adil yargılamayı etkilemekten' dava açılması ironik, biz adil yargılamanın sağlanması için uğraşıyoruz" dedi.
Nijeryalı Okey'in 20 Ağustos 2007'de Beyoğlu Polis Merkezi'nde polis kurşunuyla öldürülmesiyle ilgili davanın bugün 14. duruşması görüldü. Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, polis Cengiz Yıldız'ın yargılandığı davada, Şubat 2008'den beri Nijerya'dan öldürülen kişinin Okey olup olmadığına ilişkin evrakı bekliyor.
İlk duruşmadan bu yana müdahillik dilekçesi veren ancak reddedilen Avukat Dağ, 20 Ekim 2010'da NTV'deki Mirgün Cabas'ın programında; davaya müdahil olamadıkları için olası bir beraat kararına itiraz edemeyeceklerini, "yargının kendini taraf gördüğünü" söylemişti. Şişli Savcısı Hasan Bölükbaşı, Dağ'a "adil yargılamayı etkileme" iddiasıyla dava açtı. Dağ konuyla ilgili şunları söyledi:
* Programda, 2005'te değişen kanuna göre zaman aşımının mümkün olmadığını, sanıkların beraat ettirilmesi için uğraş verildiğini ifade ettim ve "Müdahil olamadığımız için beraat kararını temyize götürme şansımız da olmayacak" dedim. Ayrıca, yargılanan polis olduğunda yargının kendisini taraf hissettiğinden ve kolluğu korumaya yönelik hareket ettiğinden bahsettim.
* Hakkımda, mahkeme heyeti ile savcıya hakaretten ve adil yargılamayı etkilemekten dava açıldı. Hakaretten takipsizlik kararı verildi, ikinci suçlamadan başlayacak davanın ilk duruşması 7 Aralık'ta, Şişli'deki 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nde. Oysa ben sadece süreci anlattım. Ayrıca, kolluk kuvvetlerinin yargılandığı davalarda bu gibi çok örnek var. Kolluk söz konusu olduğunda yargı böyle işliyor.
"Bakanlık'tan izin alınmalıydı"
* Mahkeme dört yıldır kimlik araştırıyor. Ölen kişinin Okey olup olmaması neden bu kadar önemli anlamıyorum. Ayrıca Anayasa'nın 141. maddesine göre mahkemenin tüm kararları gerekçeli olmalı ancak kimlik araştırması için verilen kararda gerekçe sunulmadı.
* Türkiye'nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere göre, demokratik kitle örgütleri bu tür davalara müdahil olabilmeli. Müdahil olmadığı sürece yargılamanın en önemli ayağı eksik kalacak, bu şekilde yapılan bir yargılamadan sağlıklı bir sonuç çıkması zor.
* Bana dava açılması da ironik, biz adil yargılamanın sağlanması için uğraşıyoruz, "adil yargılamayı etkilemekten" yargılanıyorum. Sanık polis görevinden bir gün bile uzaklaştırılmadı, aynı durumda başkası olsaydı çoktan tutuklanmıştı.
* Bana dava açılması için Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmadı. Yasaya göre izin alınmalıydı ancak savcı, televizyonda görüş belirtmenin "avukatlık görevi olmadığını" söyledi. Ama ben mesleğimle ilgili konuşmuştum.
* Bu davanın sonucunda adil bir karar çıkacaksa benim ceza alıp almamamın bir önemi yok. Okey davasının adil sonuçlanması, benzer yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmesini sağlayacak. (AS)