Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla Kürt medyasına ait birçok yayın organının bulunduğu internet sitesi ve sosyal medya mecrasına erişim engeli getirdi.
Emniyet genel müdürlüğünün talebi üzerine Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin dün (22 Şubat Çarşamba) getirdiği erişim yasakları kapsamında Avesta Yayınlarının internet sitesi, Kürt medya grubu Rudaw’ın internet sitesi de erişime engellendi.
Erişim yasakları kapsamında Kürt medyasına ait Tv, gazete, dergi, radyo, yayınevi, internet sitesi, gazeteci ve şahısların: Twitter, facebook, telegram, youtube gibi sosyal medya hesaplarına ait birçok paylaşım da erişime kapatıldı.
Aynı gün Twitter hiçbir gerekçe göstermeden Türkiye’de Kürtçe yayıncılık yapan tek basılı gazete olan Xwebûn gazetesi ile birlikte Mezopotamya Ajansa’nın Kürtçe hesabını ve kadın odaklı habercilik yapan haber ajansı Jinha’nın Türkçe hesabını kapattı.
“Kürt basınına yönelik tahammülsüzlüğün hukuki nitelemesi yok”
Erişim engeli ve kısıtlama kararlarının muhataplarına hiç bir şekilde iletilmediğini ve suçlama-savunma mekanizmalarının işletilmeden alındığını belirten Avukat Resul Tamur, kararı veren mahkemenin yargısal faaliyetten ziyade emir komuta zinciri içerisinde görev sorumluluğunu yerine getirdiğini söyledi.
Tamur açıklamasını şöyle sürdürdü:
“En son Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararı incelediğimizde Emniyetin 21 Şubat tarihinde bir dilekçe ile 300 den fazla hesaba yönelik işlem yapılmasına yönelik talebi 22 Şubat tarihinde Sulh Ceza Hakimliği önüne geliyor ve aynı gün içerisinde talep edilen işlemin aynen kabulüne karar veriyor.
“Karar, bize herhangi bir incelemenin ya da sitelere ve haberlere ilişkin herhangi bir teyidin yapılmadığını sadece kullanılması gereken yetkinin kullanıldığını göstermektedir.”
“Basın özgürlüğü ihlal ediliyor”
İddia ve taleplerin mahkeme tarafından bağımsız bir şekilde incelenmesi ve varsa erişime engellemeye ilişkin haber, yazı ya da görüntünün bağımsız bilirkişilerce çözümlenmesi, değerlendirmesi ve bunun ardından bir karar verilmesi gerektiğini söyleyen Tamur, verilen karar ile Kürt basınında yayınlanan haberlerin içeriğinin yasaklanması sebebiyle Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlali başta olmak üzere birçok hak ihlaline yol açtığını söyledi.
Tamur sözlerine şöyle devam etti:
“Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği, 24 saatlik süre içerisinde ilgili işlemlerinin hiçbirini gözetmeden ve bu usul işlemlerinin hiç birinin yerine getirmeden tedbir kararına aynı gün talep doğrultusunda karar vermiştir.
“Temel amacın yargısal faaliyet olmadığı yayın kuruluşlarının özellikle Kürtçe servislerinin kapatılmasından anlaşılmaktadır. Kürt basınına yönelik tahammülsüzlüğün resmi olan bu kararların hukuki nitelemesi maalesef bulunmamaktadır. Temel amaç devlet tekelinde olmayan hiç bir düşünce ve haberin yayılma alanı ve yaşama alanı bulmamasıdır.
“Karara itiraz edeceğiz”
Mahkemenin erişim engeli getirdiği internet sitelerinden biri, Avesta Yayınları’nın sitesi. Daha önce de çeşitli kereler kitapları mahkemeler tarafından toplatılan Avesta Yayınları’nın sitesinin engellenmesini değerlendiren Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, Türkiye yayıncılık ve basın tarihinin aynı zamanda bir yasaklamalar tarihi olduğunu ve PKK propagandası yapıldığı iddiasıyla hiçbir somut gerekçe göstermeden yayınevinin sadece kitaplarının tanıtıldığı siteye erişim engeli getirildiğini söyledi.
Keskin, dosyaya gizlilik karar getirilebileceğini ve birkaç gün içinde karara itiraz edeceklerini söyledi.
28 yıllık bir yayınevi olduklarını ve iletişim araçlarının bu kadar geliştiği internet çağında eski yöntemlere tevessül etmenin, yasakların başarılı olmasının mümkün olmayacağı söyleyen Keskin:
“Devletin eski refleksleri maalesef hiçbir şekilde değişmiyor, bir yayınevinin satış tanıtım sitesi bile bu listeye girebiliyorsa bu yasakların devamı gelecek demektir. Birçok gazetecinin de Twitter hesaplarından paylaşımları nedeniyle engellenmiş. Benim de 2016’da paylaştığım bir tweeti propaganda diye dosyaya eklenmiş. Bununla daha çok sanki bir korku iklimi yaratılmak isteniyor ama bunun bir sonu yok.”
“Kürtçe içerikli paylaşımlara sanal devriye”
Twitter hesabı askıya alınan Xwebûn gazetesinin imtiyaz sahibi Kadri Esen, EGM’nin bir sanal devriye başlattığını ve bunun sonucunda kendi kişisel hesabı da olmak üzere Kürtçeye ve Kürtlere dair yapılan birçok paylaşımın erişim engeli listesinde yer aldığını söyledi.
Esen Türkiye gündeminin deprem sürecinde yaşanılan hak ihlalleri ihmaller eksikliklerle ilgili olması gerektiğini belirtti:
“Kürt basını olarak her konuda olduğu gibi deprem konusunda da üzerimize düşeni yapmaya çalıştık ve çalışıyoruz. Hem hükümetten yana olan eksikleri dile getiriyoruz hem de deprem bölgesinde olan gerçekleri yansıtmaya çalışıyoruz. Yasakların amacı bu gerçeklerin yansıtılmasını engellemek ve gündemi değiştirmektir. Türkiye'nin asıl gündemi olan depremin konuşulmasının ortadan kalkması için Kürt basınına karşı böylesi bir operasyon gerçekleştirildi.”
Örgüt propagandasını gerekçe gösterilerek Avesta gibi bir yayınevine bile getirilen erişim engellerinin bir yerlerden alınan talimatla gerçekleştirildiğine dikkat çeken Esen, bu engellemeler yargısal olabilir ama altında hükümetin dayatması var dedi:
“Bu operasyonu, Kürd’e ve Kürt diline ilişkin tüm yaşanan ve aktarılan gelişmelerin, Türkiye'de engellenmesine yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum ve gazetemizdi bu yayınların içindedir. Örneğin Mezopotamya Ajansının Türkçe servisine dokunulmamışken Kürtçe servisi engellenmiş. Bu nedenle PKK propagandası bahane edilerek aleni bir şekilde özellikle Kürtçe olan yayınlara yönelik bir baskı olduğunu düşünüyorum.
"Depremin ilk günlerinde Rojava’da Kürtlerin yaşadığı bölgeye yapılan askeri saldırıların bir devamı olarak Kürt basınına böyle yargısal operasyonlar gerçekleştiriliyor.”
Kadri Esen kamuoyu, gazeteci ve meslek örgütlerine Kürt basını ile dayanışma çağrısı yaptı.
(HS/EMK)