Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurul’u, yarın (21 Aralık) Gezi Parkı Davası’nda 18 yıl hapis cezası verilen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay dosyasını ikinci kez görüşecek.
AYM’nin sitesinde yer alan bilgiye göre; Genel Kurul, Atalay dosyasını ilk sırada ele alacak.
Atalay’ın avukatların Deniz Özen, ikinci başvuruya dair ihtimalleri bianet’e değerlendirdi.
Özen, “AYM'nin önceki verdiği ihlal kararının aksi yönde bir karar vermesinin hukuken mümkün olmadığını” söyledi ve “Anayasa Mahkemesi'nin bir önceki kararının aksi yönde bir karar vermesi, kendini inkar etmesi, kendini fiilen kapatması ve Anayasa’yı yok sayması anlamına gelir. Bu nedenle böyle bir ihtimali düşünmek dahi istemiyoruz” dedi.
"Tartışılacak tek konu var; Anayasa Madde 153"
AYM’nin dosyayı görüşürken ele alması gereken noktalara işaret eden Özen, Anayasa Madde 153. (Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir) hatırlattı ve tartışmanın bu madde çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini vurguladı:
"Anayasa Mahkemesi'nin daha önce verdiği ihlal kararının uygulanmamış olmasının hukuka aykırı olduğu, Anayasaya aykırı olduğu çok açık. Yarın tartışılacak tek bir konu var. Anayasa Madde 153 var mıdır ve uygulanması zorunlu mudur? Anayasa Madde 153 var ve uygulanması zorunluysa Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bütün kararlar herkes açısından bağlayıcıdır.
Dolayısıyla ortada hukuken bir tartışma yok. Anayasanın hükmü çok açık, yapılacak özel bir inceleme de yok. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Anayasa Mahkemesi kararını uygulamaması yeni bir hak ihlali yarattı mı, yaratmadı mı? Yarın Anayasa Mahkemesi bunu tartışacak ve karara bağlayacak.”
"Mahkemelerin kararı uygulamamasını da tartışacaktır"
Özen, AYM’nin vereceği ikinci kararda yeni tespitler de yapabileceğini ifade etti ve tespitleri şöyle sıraladı:
“Anayasa Mahkemesi bir önceki ihlal kararında ihlalin ortadan kaldırılması için dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza’ya göndermişti ve İstanbul 13. Ağır Ceza’ya yargılamanın durması ve tahliye kararını vermesi gerektiğini söylemişti. Hatta bunun yapılmamasının yeni bir hak ihlali yaratacağını belirtmişti ancak bu yapılmadı.
13. Ağır Ceza Mahkemesi kendisi bir karar vermesi gerekirken dosyayı Yargıtay'a gönderdi. Anayasa Mahkemesi bunun da hukuka olduğunu tespit edecektir. Çünkü İstanbul 13. Ağır Ceza, kararı uygulaması gerekirken dosyayı gönderdi. Bu da hukuka aykırıydı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yetkisiz olduğu için iade etmesi gerekirken, etmeyip Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması diye hüküm kurmuştu. Bütün bunları tartışacak ve bunların hukuka aykırı olduğunu tespit edecektir, etmesi gerekir.”
"AYM, cezaevine tahliye için kararı gönderebilir"
Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı vermesi halinde ihlalin ortadan kaldırılması için nasıl bir yol izleyeceğine de değinen Özen, son olarak şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi, dosyayı tekrar İstanbul 13. Ağır Ceza’ya gönderecektir, zaten daha önceki kararında ihlalin ortadan kaldırılması için İstanbul 13. Ağır Ceza'nın görevli olduğunu ve yapılması gerekenlerin neler olduğunu tek tek belirtmişti.
Fakat buna ek olarak şunu da yapabilir; ihlalin ne şekilde giderileceğini ve ortadan kaldırılacağına yine kendisi karar verebilir ve bunun yöntemlerini sıralayabilir. Örnek veriyorum; tahliye için doğrudan cezaevine müzekkere de yazabilir. Dosyayı hem İstanbul 13. Ağır Ceza’ya hem Yargıtay'a gönderebilir. Nöbetçi infaz hakimliğine kararı göndererek Can Atalay'ın bir an önce serbest bırakılmasını isteyebilir. Bütün bunlar ihtimal dahilinde fakat önemli olan şu ki; Can Atalay'ın daha fazla ihlal yaratmadan tahliye edilmesi gerekiyor.”
(RT)