Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 62. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubede görevli Komiser Ali H. ve İlhan Ç. ile memur Burak Mehmet Ç., Fatih A. ve Zahir K. katılmadı. Avukatları da duruşmaya gelmedi.
Sanık polisler dosyaya doktordan aldıkları mazeret raporlarını sundu. Bir polisin geçmiş tarihli rapor sunması da dikkat çekti. Ayrıca duruşma salonu dışında Güvenlik Şube polisleri bekledi.

Polisler, avukat Murat Çelik’e işkence davasında yargılanacak
Cumartesi Anneleri/İnsanları ile avukat meslektaşları Murat Çelik'i yalnız bırakmadı. Saat 10.50'de başlaması gereken duruşma saat 11.40'ta başladı. Duruşma üç buçuk saate yakın sürdü.
Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle duruşmayı kısıtlı sayıda insan izledi. Müşteki avukatlar, gazeteciler ve izleyiciler duruşmayı sıkışık vaziyette ayakta takip edebildi.
"Biz tarlada bile adil karar veririz"
Duruşmanın kimlik tespitiyle başlamasının ardından salonun küçüklüğü nedeniyle bir tartışma yaşandı.
Söz alan Murat Çelik "Bu koşullarda sağlıklı bir duruşma yapmak mümkün değil. Polis şiddeti nedeniyle sağlık sorunları yaşadım. Halen tedavim devam ediyor. Oturmam gerekirken ayaktayım. Bir çok meslektaşım duruşmayı ayakta takip ediyor. Daha büyük bir salon istedik. Bu şekilde adil karar veremezsiniz" ifadeleriyle duruma tepki gösterdi.
Bunun üzerine hakim "Avukat bey biz tarlada bile adil karar veririz" dedi.
Avukat İbrahim Ergün "1 Ekim'de dilekçe verdik. 1 Ekim'den 7 Ekim'e kadar bir işlem yaptınız mı? 7 Ekim'de verdiğimiz dilekçeyi 8 Ekim'de reddettiniz. Salon aradınız mı sayın hakim? Adil karar vereceğinizi söylediniz. Bu şartlarda adil yargılama mümkün değil." diye konuştu.
Antalya Barosu'ndan gelen duruşmaya katılan bir başka avukat ise "Yargılamanın ana unsuru aleniyettir. Bu kadar kalabalık bir duruşmada fiziki mekan hazırlığı yapılmalıydı. Çünkü ortam nitelikli savunmayı ortadan kaldırabilecek bir durumda." sözleriyle tepki gösterdi.
İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu da "Hepimizin gaidesi adil bir yargılama. Ancak solan konusu sizin tarafınızda olan bir husus. İnisiyatifinizi kullanın. Bir salon temin edin" ifadelerini kullandı.
Hakim İstanbul Adliyesi'ndeki iş yoğunluğu ve boş duruşma salonu olmadığı gerekçesiyle talepleri reddetti.
"Devletler işkenceden var olmamalı"
İtirazlara rağmen yargılamaya geçildi. Murat Çelik müdafi Several Ballıkaya Çelik söz alarak konuşmaya başladı.
Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının tarihi önemini anlatarak savunmasına başlayan Ballıkaya Çelik, Murat Çelik'in şiddete maruz bırakılarak gözaltına alındığı 954. haftaya sözü getirdi. O gün yaşananları anlattı. AYM'nin eylemin kanunsuz olmadığı yönünde verdiği ihlal kararını hatırlattı.
Savunma boyunca mahkeme hakimi iki kez araya girdi. İlkinde savunmayı toparlamasını ikincisinde ise Several Ballıkaya Çelik'ten esasa girmemesini istedi.
"Devletler işkenceden var olmamalı." diyen Ballıkaya Çelik sanık polislerin iddianamede "zor kullanma yetkisinin sınırını aşmak (TCK 256)” ve “kasten yaralamakla (TCK 86)” suçlandığını belirtti. Ballıkkaya Çelik mahkemeden görevsizlik kararı vermesini ve dosyayı işkence (TCK 94) suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesine göndermesini talep etti.

Cumartesi Anneleri: 31 sene önce kaçırılan Turgut Yenisoy'a ne oldu?
"İşkence suçu açıktır değerlendirmeyi Ağır Ceza Mahkemesi yapmalı"
Bu talebin ardından Ballıkaya Çelik savunmasına şöyle devam etti:
"Savcı iddianamede 2 yıl 3 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmalarını istemiş ancak görevsizlik kararı verirseniz ve polislerin işkenceden yargılanmasının önü açılırsa 8 yıldan 15 yıla kadar hapisle yargılanabileceklerdir. Görevsizlik kararı vererek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istiyoruz. Polisin zor kullanma sınırını aşılabilmesi için zor kullanma yetkisinin olması gerekir. Ancak polisin Adalet Bakanlığı'ndan izin almadıkça bir avukatı gözaltına alma ve üstünü arama yetkisi yoktur. Yetki yoksa nasıl zor kullanma sınırını aşabilir? İşkence suçu açıktır. Bunun değerlendirmesini yapacak olan da ağır ceza mahkemesidir."
Several Ballıkaya Çelik'in beyanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Duruşma savcısı ise yargılama yapma yetkisi Asliye Ceza Mahkemesi'nde olduğu kanaatiyle talebin reddine karar verilmesini istedi.
Çelik müdafii avukatlar bu tek cümlelik karşı talep nedeniyle savcının gerekçeli talep sunmasını istedi.
Savcı buna karşılık "Sizin anlattığınız işte" demekle yetindi.
"35 yılda ilk kez mağdur oldum"
Bunun üzerine mahkeme görevsizlik talebinin reddine karar vererek duruşmaya devam etti. Akabinde avukat Murat Çelik söz aldı.
"Duruşma başında yargılamanın adil olabilmesi için salon istemiştik. Reddedildi. Şimdi de görevsilzikle ilgili talebimiz gerekçesiz bir şekilde reddedildi. İşkence iddiasıyla yargılanan polisler ve avukatları salonda yok. Bu şekilde mahkemenin adil bir karar veremeyeceğini düşünüyorum. İşkence sadece sokakta ya da karakolda değil adliye karadolarında da vuku buluyor. Polislerin yargılandığı davalarda yargı hoşgörülü davranıyor.
35 yıldır sayısız kere gözaltına alındım, işkence gördüm. Sanık polisleri cübbeli olarak muhkum ettiğim davada gözaltına alındım. Yargı etkisiz kaldığı için işkence devam ediyor. 35 yılda ilk kez mağdur oldum. Sanık polislerin yargılandığı dosyaya katıldım. İşkence gördüğüm yer bir eylem yeri değil hafıza mekanıydı. Aynı zamanda bir yas mekanı. Benim açımdan bu davanın başlangıcında adil bir görünüm yok. Adil karar vereceğiniz yönünde endişelerim var."
Savcı sadece "suçtan zarar görme ihtimaline binayen" Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İstanbul Borosu adına yapılan katılma taleplerinin kabulunü diğer katılma taleplerinin reddini istedi.
Hakim de bu yönde karar kurarak TBB ve İstanbul Barosu'nun katılma taleplerini kabul etti. Diğer katılma taleplerini ise reddetti.
"Adalet yazan bu saray yavrularında hep adalet aradık"
Bu taleplerin karara bağlanması ardından esasa geçildi. Söz alan avukat İbrahim Ergün "Hukuku işletecekseniz önümüzdeki duruşmanın şimdikinden büyük bir salona alınması konusunda girişimlerde bulunmanızı ve büyük salona alınmasını istiyoruz. Polislerin beşi birden hastalanmış gibi yapıyorlar ama esasında utanıyorlar. Cüret alıyorlar. Bu cüreti onlara vermeyin. Adalet yazan bu saray yavrularında hep adalet aradık. Sürece katkı sunun. Hukukçusunuz. Biliyoruz sınırlarımız, kısıtlarınız var. Ama bu onurlu işte yargıç olarak bir katkı sunun" ifadelerini kullandı.
Ara kararını açıklayan mahkeme duruşmaya gelmeyen polislerin zorla getirilmesi yönündeki talepleri reddetti. Ancak duruşmada hazır bulunmaları için talimat yazılmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 18 Şubat 2026 terihinde saat 10.30'da görülecek.
(HA/NÖ)







