Medyada son günlerde sıklıkla yer alan polis şiddeti tartışmalarıyla ilgili olarak Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Bedri Eryılmaz ve Avukat Nalan Erkem'le konuştuk.
Prof. Dr. Eryılmaz, sıklıkla ifade edilen "Son 10 yılda polis şiddeti arttı" yönündeki değerlendirmelere katılmadığını belirtirken, bazı üzücü olaylar yaşandığını, ancak bunların lokal olaylar olduğunu ifade etti ve polisin eskisi gibi kendisini devlet güvencesi altında hissetmediğini söylüyor.
Erkem ise polis şiddetinin daha önce tanık olmadığımız boyutlara ulaştığını vurgulayarak, polisin artık süregelen şekilde herkese yönelik şiddet uyguladığını ve bunun arkasındaki en önemli etkenin de cezasızlık olduğuna dikkat çekiyor.
"Şiddet her yerde herkese uygulanıyor"
Avukat Nalan Erkem, polis şiddetinin ciddi şekilde arttığının net şekilde görüldüğünü belirtiyor. Bunun en somut göstergesinin, ifade özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl gösteri ve yürüyüşlerde uygulanan hukuken kabul edilmiş sınırların çok üstündeki şiddet olduğunu söyleyen Erkem, bunun başlıca nedeninin ise cezasızlık politikası olduğu görüşünde.
"Polisin bu derece şiddet uygulamasının arkasında onları cesaretlendirici politikaların olduğunu düşünüyorum
"Biz en ağır işkence davalarında bile yıllarca hiçbir sonuç alamayıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kapılarına gidiyoruz. Ancak orada tazminat alabiliyoruz. Fakat bu tazminatlar da işkence yapılan polislerden temin edilmiyor. Dolayısıyla tam bir cezasızlık söz konusu. Ne yaparlarsa yanlarına kar kalan bir düzen içindeyiz.
"10 yıl önceyle kıyaslayacak olursak, o dönem sadece politik gruplara yönelik polis şiddetinden söz ederken şimdi polis şiddeti herkese karşı her yerde uygulanıyor."
"Bazı yasadışı gösterilerde, gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde polis şiddetine tanık oluyorduk. Bugün sadece gözaltı merkezlerinde değil, heryerde herkese bu şiddetin uygulandığını görmek mümkün."
"Artık köyü için HES'lere hayır diyen teyzeden hamile kadına, çocuktan gence karşı gergin ve süregelen bir şiddetten söz ediyoruz. Bu geçmişte rastlamadığımız, tanık olmadığımız boyutta bir şiddet. Ve bu şiddete karşı hiçbir önlem alınmıyor. Bunun arkasında yatan şiddet kültürünü araştırmak gerekiyor."
"Mahkemelerin dur demesi gerekiyor"
Erkem, polisin rahatlıkla şiddet uygulayabilmesinin nedenlerini şöyle sıralıyor:
* Bireylerin hak arama mücadelelerinden sonuç elde edemediklerini görmek de polisi daha da cesaretlendiriyor.
* İktidar doğrudan polisi cesaretlendiriyor ve hukuk dışı müdahalelere karşı sağlam bir duruş sergilemiyor.
* Halk da şiddet uygulayan polis gördüğü zaman pek tepki gösteremiyor. Çünkü kendisine de uygulanmasından korkuyor.
Tüm bu etkenlerin polisin daha fazla şiddet uygulamasının önünü açtığını düşünen Erkem, son kertede mahkemelerin tutumunun iyi sorgulanması gerektiği görüşünde.
"Çünkü adalet dağıtıcı olarak mahkemelerin bu tür adaletsizliklere dur diyen makamlar olmasını istiyoruz. Ancak maalesef bu gerçekleşmiyor."
"Polis sistemin kendisini koruyamayabileceğinin bilincinde"
Prof. Dr. Eryılmaz ise polis adaylarına akademilerde şiddet uygulanmaması gerektiğinin insan hakları derslerinde öğretildiğini, yetki ve sınırlarıyla ilgili bilgilendirmenin hukuk derslerinde verildiğini belirtti.
Problemin eğitimsizlikten kaynaklanmadığını söyleyen Eryılmaz, öfke kontrolünün polisler arasında sorun olabildiğini, bunun da meslek içi kurslarla aşılabileceğini iddia etti.
Türkiye'de polis şiddetinin arttığını söylemek için ciddi çalışmalar yapmak gerektiğini söyleyen Eryılmaz, medyada yer alan polis şiddeti haberlerinin lokal olaylar olduğunu ileri sürdü.
"Polis şiddet uyguladığı zaman ciddi yaptırımlarla karşılaşacağını bilmeli. Ancak bu da her zaman belirleyici olmaz. Özellikle topluluk psikolojisi devreye girdiği durumlarda polis mantığını bir yana bırakabiliyor."
"Son 10 yıldır durumun eskisi gibi olmadığını düşünüyorum. Polis artık sistemin kendisini koruyamayabileceğini biliyor. Dolayısıyla eskiye göre biraz daha bilinçli." "Medyanın görmediği olayların üstünün örtülmesi daha kolay olabilir ama medyanın gördüğü olaylarda sistemin kendisini koruyamayabileceğinin bilincinde."
"Eskiye göre yargı sistemi polisi korumuyor. Ancak buna rağmen insanlar nasıl ceza alacaklarını bile bile bazı kanunsuz işler yapıyorsa, poliste de aynı durum söz konusu olabiliyor."
"Şiddetin sistematik olduğunu söylemek zor"
Polisin içinde bulunduğu fiziki ve psikolojik etkenlerin sinir durumunu etkilediğini söyleyen Eryılmaz, bunun bahane olamayacağını ama bazı sorunların polisin mesleğinden soğumasına neden olduğunu, bu durumun yıllarca uzaması halinde psikolojilerinin bozulduğunu ifade etti.
"O zaman normal insanın göstermeyeceği tepkileri gösteriyorlar. Sistemin bir süzgeç uygulayarak psikolojisi bozulan polisleri biraz daha rehabilite edebilecek görevlere kaydırması lazım. Ama maalesef böyle olmuyor. İnsanlar evde neden eşiyle kavga ediyorsa toplumda da polis insanlarla kavga ediyor."
"Ancak artık genellikle polis şiddetinin üstü örtülemiyor. Kamera kayıtları çıkıyor, doktor tespit ediyor. Ancak bazı lokal yerlerde polis, savcı, doktor işbirliğiyle bazı olayların üstü örtülüyor. Ama bunun sistematik olduğunu söylemek zor." (EKN)