İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şubesi Başkanı ve Kaymaz ailesinin avukatı Hüseyin Cangir, Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı'nın hazırladığı fezlekeye dayanarak Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanık polislerin "meşru müdafaanın aşılması suretiyle faili belli olmayacak şekilde adam öldürmekten" 2 ile 6 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanacağını açıkladı.
Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı ayrıca oğlu ve eşi öldürülen Makbule Kaymaz'ın yasadışı örgüt üyesi ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle bir başka fezleke hazırladı.
Av. Cangir, "Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen bu fezlekeye dayanarak henüz dava açılmadı. Ancak dava açılsa da bu iddiadan bir şey çıkmaz. Soruşturma dosyası suni delillerle dolu" diye konuştu.
Polisler için ceza indirimi isteniyor
Kızıltepe'de operasyona katılan dört polis hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 448, 50 ve 463. maddelerinden açılan davaya ilişkin bilgi veren Av. Cangir, "TCK 448, 463 ve 50 meşru müdafaanın aşılması suretiyle faili belli olmayacak şekilde adam öldürmeye ilişkindir. TCK 463 faili belli olmayacak şekilde adam öldürme suçunda indirim öngörüyor. TCK 50. maddeye göre de polislerin bir görevi icra ederken sınırı aşmaları, ancak bir görevin icrası söz konusu olduğu için cezada indirim yapılmasını düzenliyor" dedi.
İddianamede "yaratılmış deliller" var
Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı'nın fezlekesine dayanarak hazırlanan iddianamede, öldürülen Ahmet ve Uğur Kaymaz'ın yanında bulunduğu iddia edilen silahların balistik inceleme raporlarına yer verildi.
Ahmet Kaymaz'ın yanında olduğu öne sürülen silahın balistik incelemesi sonucu, 7 Ağustos'ta Mardin'in Yenişehir Polis Merkezi'ne düzenlenen saldırıda kullanıldığının belirlendiği iddia edildi.
Av. Cangir, olaydan sonra silahların delil olarak baba - oğul Kaymaz'ın yanına bırakıldığı inancında oldukları belirterek "Bunu soruşturmayı yürüten Kızıltepe Cumhuriyet Savcısı ile yaptığımız görüşmede de belirttik; ayrıca basına da yansıttık. Bunlar baştan sona yaratılmış delillerdir" diyor.
Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine olaydan hemen sonra mahkeme kararı ile soruşturmaya gizlilik kaydı konmasına karşın silahların balistik inceleme sonuçlarının bir süre önce basında yayımlanması konusunda ise Av. Çangir, "Öyle anlaşılıyor ki; soruşturmada gizlilik kararı yalnızca müdahil vekilleri için verilmiştir. Olayı inceleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi için geçerli olmuştur. Müdahil vekiller ve İHD dışında herkesin soruşturmadan haberi olmuştur" diye konuştu.
Makbule Kaymaz dosyası
Soruşturmasında eşi ve oğlu öldürülen Makbule Kaymaz'ın PKK ile ilişkisini de araştıran Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı'nın, Makbule Kaymaz'ın yasa dışı örgüt üyesi ve yöneticisi olduğu, dolayısıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması şeklindeki fezlekesine ilişkin bianet'e yaptığı değerlendirmede, Av. Cangir, "Savcılık dava açılması istemiyle fezlekeyi Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Henüz dava açılmadı. Ancak biz bir şey çıkacağına inanmıyoruz" dedi ve ekledi:
"Dosyada bu iddiayı destekleyecek delil yok. Delillere bakıldığında, yöresel kıyafetlerle çekilmiş fotoğraflar var. TCK 168/1 ve 168/2 maddelerden dava açılması isteniyor. Ancak örgüt üyeliği ve örgüt yöneticiliği tanımı kanunda yapılmıştır. Yalnızca peşmerge kıyafeti giydiği için aile fertlerinin örgüt üyesi olduğu iddia edilirse o zaman bölgede herkesin tutuklanması gerekir."
"Bunlar bir nevi olayı meşrulaştırmaya yönelik çabalardır. Bu amaçla suni deliller yaratılmaya çalışılmıştır" diyen Av. Cangir, dosyaya ilişkin görüşünü "Gerçekten, dosyada o kadar çok suni delil var ki, bunları hayatın akışı ve gerçeklerle bağdaştırmak mümkün değil" diye ifade etti. (YS/BB)