Gezi direnişi sırasında Ankara’daki eylemde Ethem Sarısülük’ü vurarak ölümüne sebep olan polis Ahmet Şahbaz’la ilgili karar bugün açıklandı. Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi, polis Şahbaz’a verilen 1 yıl 4 ay 20 günlük hapis cezasını 10 bin 100 TL’lik para cezasına çevirdi.
Polis Şahbaz hapse girmeyecek.
Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, kararı, “İktidarın isteği doğrultusunda beraat gibi bir karar verildi” diye yorumladı.
Bayraktar, “Daha önceki mahkumiyet kararını yok edecek yeni bir delil gibi bir gelişme olmadı. Sadece yargının iktidarın doğrudan kontrolü altında olması, sıkı bir denetimi tesis etmiş olması değişti bu süreçte…” dedi.
7 yıldan fazla hapisten para cezasına nasıl gelindi?
Dava ilk olarak Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş, mahkeme Şahbaz’a 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasına hükmetmişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı usulden bozarken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şahbaz'ın cezasında yapılan indirimlerin fazla olduğu, Şahbaz’a kasten öldürmeden daha yüksek bir ceza verilmesi gerektiği yönünde mütalaa hazırlamıştı. Yargıtay’ın bozma kararının ardından dosya Aksaray Ağır Ceza Mahkemesine nakledildi, Şahbaz tahliye edildi. Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi de dava hakkındaki kararını bugün açıkladı.
Avukat Bayraktar, olası kast ile öldürmek suçundan verilen 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasının, bugünkü para cezası kararına nasıl çevrildiği sürecini bianet’e anlattı:
“Cezanın nasıl değiştiğinin yanıtı, Türkiye’deki siyasal konjonktürün değişimiyle yakından ilgili. Davanın başından, hatta Ethem2in vurulduğu andan itibaren olay, Türkiye’nin siyasal ortamından bağımsız değildi. Siyasal baskı altında yargılama süreci yaşandı.
“Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, kanıtlar ve yargılama sonucu ‘kasıtlı öldürmeyi’ kabul etmek zorunda kalmıştı ancak ağır bir indirim uygulayarak ceza 7 yıl 9 ay 10 güne dek düşürülmüştü.”
Erdoğan’ın “paralel” suçlamasının ardından nakil
Avukat Bayraktar, Yargıtay’ın davayı esastan değil usulden bozduğunu ancak Aksaray’daki mahkemenin davayı esastan görerek karar verdiğini anlattı:
“Yargıtay cezayı davanın esasından değil toplanmış kanıtlar, eksik soruşturma incelenmesi adına usulden bozdu. Raporların değerlendirilmesi sonucunda eksik soruşturma yapıldığına hükmetti. Yargıtay cezayla ilgili inceleme yapmamıştı.
“Hatta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olayın kasıtlı öldürme olduğunu, indirimin de fazla olduğunu tespit etmişti.
“Davanın Yargıtay’ca bozulması sonucu dosya Ankara’ya gelmeden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şahbaz’a hapis cezası veren hakimleri ‘paralel olmakla’ suçladı. Ardından dosya Aksaray’a nakledildi ve yeni sürecin yolu böyle döşenmeye başladı.
“Aksaray’daki yargılama sürecinde, yargıya olan müdahale, 15 Temmuz süreci, devlet kurumlarının kendi içinde çatışması ve yargının tam anlamıyla devletin tek bir siyasi kolunun kontrolüne girmesi sonucu da bu karar çıktı.”
“İktidar polise ve askere mesaj verdi”
Avukat Bayraktar, davanın sonucunun siyasi önemine dikkat çekti:
“Siyasi iktidarın, iktidarda kalma politikası düşünüldüğünde, şöyle bir mesaj vermek istedi: ‘Polis olsun, asker olsun siyasal muhaliflere karşı elleri rahat olsun.’
“Yargılansalar dahi cezalandırılmayacakları mesajı verilmek istendi. Bu davanın böyle bir önemi vardı.
“İktidarın isteği doğrultusunda beraat gibi bir karar verildi.
“Kasıtlı” öldürmeden, “trafik kazası” benzerliğine
Kazım Bayraktar bugünkü kararın gerekçesinin mahkemece daha sonra açıklanacağını, ancak Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinin bu kez “kasıt olmadığı” düşüncesiyle hareket ettiğini belirtti.
“Mahkeme polisin bir kastının olmadığına hükmetti, olayın gerekçeli kararda, meşru müdafaa sınırlarının kasıt olmaksızın aşılması şeklinde değerlendirileceğini düşünüyoruz.
“Taksirle öldürme denilerek, neredeyse bir trafik kazası gibi düşünülerek, karar verildi.
“Bu kararın hukukla ilgili yok. İktidarın, polisi, siyasi muhaliflere karşı bir araç olarak kullanmasının yolunu açan bir karar.”
Bayraktar, karara itiraz edeceklerini, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dek taşıyacaklarını da ekledi.
Ne olmuştu? |
Gezi direnişine destek için Ankara'da yapılan eylemde, 1 Haziran 2013’te polisin açtığı ateş sonucu OSTİM işçisi 27 yaşındaki Ethem Sarısülük başından vuruldu. Ağır yaralı olarak Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. 14 Haziran’da yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında 6 Haziran’da olay yerinde keşif yapıldı. 10 Haziran’da MOBESE görüntüleri soruşturma dosyasına girdi. Videoda çevik kuvvet polisi Ahmet Şahbaz’ın ateş açtığı, ardından Sarısülük’ün yere yığıldığı görüldü. Sarısülük’ü vuran silahın Şahbaz’a ait olduğu balistik raporuyla kanıtlandı. Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi, “meşru müdafaa sınırında kalması olasılığının varlığı” gerekçesi ile Şahbaz’ın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. 17 Temmuz’da Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahbaz’la ilgili yargılanmayı, “izin alınmadığı gerekçesiyle” durdurdu. Üst mahkeme kararı bozdu, davanın ilk duruşması 23 Eylül 2013’te görüldü. Polis Şahbaz Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 81. ve 27/1. maddeleri uyarınca “taksirle öldürmek” suçlamasıyla yargılandı. Dava 3 Eylül 2014’te sonuçlandı. Mahkeme heyeti, Sarısülük’ü vuran polis Ahmet Şahbaz’la ilgili önce “kasten öldürmeden” müebbet hapis cezası verdi, sonra olası kastla öldürmek suçundan cezayı 21 yıla indirdi. Suç görev başında işlendiğinden cezada artırıma giderek 28 yıla çıkardı. Ancak dokuz yıl haksız tahrik indirimi, yaklaşık 2 yıl “iyi hal” indirimi ve takdir indiriminde bulundu. Şahbaz’a verilen toplam ceza bu indirimlerle 7 yıl 9 ay 10 gün oldu. Bir yıl tutuklu kalan polis Şahbaz 3 Eylül 2015’te tahliye edildi. Sarısülük ailesinin avukatları kararı temyiz etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı usulden bozarak, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. İlk duruşma tarihi 7 Eylül 2015 olarak belirlendi. Ancak dava Aksaray’a nakledildi, ilk duruşma 11 Ocak 2016’da görüldü. |
(AS)
* Fotoğraf: Gezi Şehit ve Gazileri Platformu Twitter hesabından.