Genelkurmay Başkanlığı'nın "devlet adına" açıklama yapmasını ise Aktar, "AB ülkelerinde Genelkurmay hükümete bağlı bir kurumdur, siyasi konularda beyanat vermez. Ortada böyle bir temel sorun var" diye değerlendirdi.
"AB'ninki şart değil gözlem"
Aktar, AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer'in "Türkiye'nin azınlık hakları konusunda AB standartlarına uyum göstermesi gerektiği" şeklindeki sözlerini ise, Avrupa'da tarifi yapılmış, 25 üye ülkenin uyguladığı bir azınlık kavramı ve pratiği olmadığını hatırlatarak yanıtladı.
"Her ülke kendi tarihi teamülleri ve gelenekleri doğrultusunda bu sorunlara çare buluyor" diyen Aktar, AB İlerleme Raporu'nun "şart değil gözlem" olarak değerlendirilmesi gerektiğini de vurguladı.
Aktar, "İlerleme Raporu'ndaki gözlemler, 17 Aralık'ta açıklanacak karar açısından ancak tavsiye niteliğindedir. Bu gözlemler ancak, müzakereler başladıktan sonra, tam üyeliğe giden yolda Türkiye'nin dikkate alması gereken konulardır" dedi.
Türkiye'nin tam üyeliği yolunda Kopenhag Siyasi Kriteri'nin önemine dikkat çeken Aktar, Kriterleri uygularken tek bir yöntem ya da kavramdan söz edilemeyeceğini de belirtti:
"Önemli olan, Kopenhag Siyasi Kriteri'nde belirtildiği gibi azınlık haklarına ve azınlıklara insanca yaşama fırsat verilmesidir. Bu genel bir prensiptir; bu genel prensibi her ülke kendi teamülleri ve gelenekleri doğrultusunda gerçekleştirir."
"Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır"
"Avrupa'da 'azınlıklar' hususunda tek bir kavram, tek bir uygulama yok. Dolayısıyla, Kretschmer'in söyledikleri de doğru değil" diyen Aktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Avrupa'da azınlıklar konusunda çok geniş otonomi pratiklerinden Türkiye'deki uygulamaya benzeyen Cumhuriyetçi yaklaşımlara kadar çok farklı çareler üretilmiş. Örneğin, Fransa'da ve Yunanistan'da hukuk sisteminde "azınlık" kavramı yok.
* Önemli olan, kendisini azınlık sayan ve çoğunluğa kıyasla dinini, dilini, mezhebini layıkıyla yaşayamadığını düşünen vatandaşların sorunlarına çare bulunmasıdır.
* Süryaniler, Keldaniler kiliselerine gidebiliyorlarsa; Ermeniler vakıflarını Müslüman vakıfları gibi işletebiliyorlarsa; Rumlar din adamlarını okullarında yetiştirebiliyorlarsa; Aleviler cenazelerini kendi adetlerine göre kaldırabiliyorlarsa, ortada sorun yoktur. Ancak bütün bunlar yapılamazken işin teorisi üzerine gevezelik yapılıyorsa, ortada ciddi bir sorun vardır.
* AB İlerleme Raporu şart değil gözlemdir; tavsiyedir, yaptırımı yoktur. Raporda geçen "azınlık" kavramına da takılmamak gerekir. Tartışmayı ortadan kaldıracaksa, "azınlık" yerine "çoğunluktan olmayan" da diyebiliriz...
* Yeter ki, pratikte sorun çözücü davranalım... (CA/BB)