Avrupa Parlamentosu, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) mevcut ilerleyişine ve insanlık dışı eylemlerine karşı somut adım atmak için dün toplandı.
Toplantı sonunda yayınlanan bildiride YPG ve Süryani Askeri Konseyi dahil bölgedeki demokratik güçler ile işbirliği yapılacağı söylenirken Türkiye’ye de IŞİD’e karşı mücadelede pozitif rol oynama çağrısında bulundu.
IŞİD saldırıları nedeniyle zarar gören tüm topluluklara ve bireylere dayanışma mesajı ile başlayan toplantı sonunda AP, özellikle Süryanilerin son kaçırılma vakalarından sonra uluslararası koalisyonu etnik ve dini azınlıkların tarihsel olarak beraber yaşadıkları Ninova Ovasında “Safe Haven” yani güvenlikli bölge oluşturulmaya çağırdı. AP daha önce 13 Ocak 2014'de IŞİD'in Şengal'e saldırısı sonrası göçe çıkan Ezidi Kürtleri için de "safe haven - güvenlikli bölge" kurma çağrısı yapmıştı.
Kritik tarihler
AP kararı son bir yılda artan özellikle 18 Eylül 2014’te Irak ve Suriye’de azınlıklara karşı gerçekleşen IŞİD saldırılarına, 16 Şubat’ta Libya’da 21 Kıpti Hıristiyan’ın öldürülmesine, 25 Şubat’ta 200 Süryani’nin kaçırılması ve ardından kültürel mirasa saldırılmasına dayandırdı.
IŞİD nedeniyle insani yardım ulaşmıyor
Yayınlanan ortak bildiride IŞİD ve benzeri grupların uluslararası insan hakları ve insani hukuku önemli ölçüde çiğnediği ve özellikle etnik ve dini azınlıklara zorla inanç değiştirtme, insan kaçırma, kadın ve çocukların köleleştirilmesi, kadınların satılması, intihar saldırıları, cinsel ve fiziksel istismar, işkence ve köleliği dayattığı söylendi.
IŞİD’in tüm dini ve inanca bağlı izleri yok etme kampanyasını yürüttüğünü söyleyen AP, ‘İslam’ı kendi yorumlaması dışında algılayan’ diğer Müslüman grupların da saldırı altında olduğunu vurguladı, kutsal yerlerin, tarihi bölgelerin ve eserleri kültürel soykırıma uğratıldığını belirtti.
IŞİD’in eylemlerinin soykırım olarak nitelendirilebileceğini belirtilirken çatışmadaki diğer partilerin ve Esad rejiminin de savaş suçları işlemeye devam ettiği de söylendi. IŞİD’in kontrol ettiği bölgelere insani yardımın ulaşamadığını vurguladı.
Hıristiyanlar yıllardır cihatçıların tehdidi altında
Mevcut çatışmaların yanında Hıristiyanların IŞİD’den önce de saldırılara uğradığı belirtilirken Iraklı Hıristiyanlarının yüzde 70’inin ülkeyi terk ettiği vurgulandı. Suriye’de ise ülkeyi terk eden Hıristiyanların sayısının 700 bine ulaştığı söylendi.
YPG ve Süryani Askeri Konseyi’ne destek
AP, Süryani Askeri Konseyi, Kobani’nin kurtuluşunda oynadığı rol ile YPG, Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi ve insan hakları ve demokrasiye bağlılık gösteren, kendi kendini yöneten bölgesel ve yerel güçler ile iş birliği yapacağını söyledi. Bu gruba özellikle azınlıkların korunmasına karşı mücadele eden Kürt Peşmerge güçlerini de ekledi.
Türkiye IŞİD’e karşı mücadelede pozitif rol oynasın
Bildiride, Avrupa Birliği ve NATO’nun dolaylı ya da dolaysız olarak IŞİD’in yükselişine verdiği katkıya ve kendi topraklarından radikal grupların finanse edilmesine karşı harekete geçmesini gerektiğini söylendi.
IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonu desteklendiği belirtirken, AB’nin özellikle sivillerin korunmasında daha aktif bir rol almasını vurguladı.
Özellikle Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadelede pozitif rol oynamasını söylenirken, Suriye sınırından sığınma için kaçan Hıristiyan azınlıkla ve diğer zulüm görmüş insanlara sınırların açılması çağrısında bulunuldu.
Kültürel soykırım
AP yayınladığı bildiride insani trajedinin yanında saldırıların kültürel boyutuna da değindi.
IŞİD’in özellikle Süryani ve Akad medeniyetlerine ev sahipliği yapan Musul Müzesi’ndeki eserleri yok edişini ‘kültürel ve dini soykırım’ olarak nitelendirdi.
Bildiride IŞİD’in Irak’ta 100’den fazla, Suriye’de ise en az altı tane kiliseyi yok ettiği belirtildi. Musul Müzesi dışında Süryani şehri Nimrud, Dünya Miras Haritasında olan Hatra ve Humus ve İdlib’deki kiliseler de kültürel soykırıma maruz kaldığının altı çizildi.
Bildirinin altyapısı tarihi anlaşmalardan geliyor
AP, toplantıda aldıkları kararları İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Din veya İnanca Dayalı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme (Elimination of All Forms of Intolerance and of Discrimination based on Religion and Belief), Ulusal veya Etnik, Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Bireylerin Hakları Bildirgesi (UN Declaration on the Rights of Persons belonging to National or Ethnic, Religious and Linguistic Minorities), Her İnsanın Zorla Kaybedilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’nin (the International Convention for the Protection of All Persons from Enforced Disappearance) maddelerine dayandırdığını söyledi.
Daha detaylı bilgi için tıklayın.