Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks, özellikle Gezi eylemlerine polisin müdahalesini örnek göstererek, "Türkiye'de polisin toplumsal eylemlerinin idaresi, bir kez daha güvenlik güçlerinin uygunsuz tutumundan kaynaklanan kalıcı bir soruna işaret ediyor" dedi.
Bu durumun insan hakları bakımından ağır bir ihlale neden olduğunu vurgulayan Muižnieks, “Türkiye polisi artık insan haklarına normlarına daha bir saygı göstermelidir” dedi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, bu açıklamayı, 1-5 Temmuz 2013 günlerinde Türkiye’ye yaptığı bir çalışma ziyaretine ilişkin gözlem raporunu kamuoyuna duyururken yaptı.
38 sayfalık raporunu bugün (26 Kasım) Strasbourg’dan duyuran Muižnieks, Anayasa Mahkemesi’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) standartlarını göğüslemenin vazgeçilmez rolüne işaret ettiğini anımsattı; Türkiye yargısının Avrupa Konseyi ile tam işbirliğinin sürmesini ümit ettiğini açıkladı.
Raporunda Türkiye yetkililerinin sosyal medyayı söylemleriyle hedef aldığını, ardından 30’u aşkın kişinin gözaltına alındığını aktaran Muižnieks, Gezi eylemlerine yönelik müdahalelerde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “işkence ve kötü muamele” yasağına ilişkin 3. maddesini çiğneyen “çok sayıda bulguya” rastladıklarına işaret etti.
Raporda, Gezi eylemlerinde gazeteci Ahmet Şık’ın iki eylem sırasında da hedef alınması, Hrant Dink cinayeti davasına sorumlu kamu makamlarının dahil edilmemesi, Festus Okey cinayetine dair yargılamanın hukuka aykırılıklar içermesi de gündeme geldi.
Raporda, “Komiserlik Türkiyeli yetkililerinin dikkatini AİHM vakalarına çekmek ister. Bir polisin, izinsiz bir eylemi görüntülediği gerekçesiyle bir gazeteciyi hedef alması sadece AİHS’nin 3. maddesini değil ifade özgürlüğünü güvence altına alan 10. maddesinin de ihlalini oluşturur” ifadeleri de geçiyor.
Açıklamada, işkence ve kötü muameleyle mücadele anlamında önemli adımlar atan Türkiye’de, özellikle Haziran ayında yaşanan Gezi olayları sırasında, “polisin insan hakları normlarına saygıda yetersiz kaldığının” altı çizildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün üst üstte yaptığı açıklamalarda 50’den fazla medya çalışanının polis saldırısına uğradığının aktarıldığı metinde, bu ihlallere yetkililerin aktif bir şekilde çözüm bulmaları gerektiği vurgulandı; çözümler arasında, “Eylemler sırasında güvenlik kuvvetlerinin güce orantılı şeklinde başvurmasını sağlayacak önlemlere açıklık getirilmesi” sayıldı. (EÖ/EKN)