*Fotoğraflar: Claire Corrion
Balfolk'u İstanbul'daki kurucularından Anna Marquer Passicot, bu dansın İstanbul'a nasıl ulaştığını ve sokaklarda karşımıza çıkan Balfolk grubunun kim olduğunu anlattı.
Balfolk, Aslen Fransa'dan doğduğunu söyleyebileceğimiz çok çeşitli halk dansları repertuvarı.
Fransa'dan, Polonya'dan, İsveç'ten, İtalya'dan ve birçok Avrupa halkına ait farklı dansların eklemlenmesiyle oluşan, gruplu, eşli, dairesel ve sıralı şekilde yapılan ve herkesi içine alarak genişleyen Balfolk, dünyanın birçok yerinde farklı şehirlerde ve mekanlarda insanları bir araya getiriyor.
İstanbul'daki Balfolk grubunun kurucularından Fransalı dansçı Anna Marquer Passicot da, Balfolk'un İstanbul'a geliş hikayesini bianet'e anlattı.
"İstanbul Balfolk için çok uygundu"
Balfolk'u ilk kez Portekiz'de ablasının ısrarları ile deneyimleyen Passicot, önceleri böyle bir dansın çok da eğlenceli olmayacağını düşünüyordu.
Ancak Lizbon'da katıldığı Balfolk festivalinden sonra düşüncelerinin değiştiğini ekledi. İsteksizce gittiği festivalin hayatını değiştirdiğini belirten Passicot, "Farklı kültürlerin müziklerini ve danslarını çok sevdim. Lizbon'daki Balfolk grubu da çok kalabalıktı ve orada uzun süre pratik yaptım" dedi.
Daha sonra Fransa ve Romanya'da da yaşayan Passicot bu süreçte bir Balfolk grubu bulamadığı için dans edemedi.
Ancak ardından İstanbul'a geldi ve burada tanıştığı Fransalı bir arkadaşıyla yeniden Balfolk ateşini yaktı. İstanbul Balfolk için çok uygundu çünkü her kültürden insanı barındıran bir şehirdi.
Ardından Türkiyeli bir arkadaşıyla Balfolk grubunu daha da genişletti ve bu sayede bugün birçok insan tarafından bilinir hale geldi.
"Balfolk kültürler arası bir değişim projesi"
Passicot dünyada ve Türkiye'de Balfolk nasıl gelişti kısaca şöyle anlatıyor:
"1970'lerde kendi kültürlerini kaybetmeye başladıklarını düşünen Fransalılar, Balfolk'u yaratarak tekrar halk dansları ve müziklerini deneyimlemeye başladılar.
"Aslında ufak grupların başlattığı halk dansları buluşmaları ardından büyük festivallere dönüştü ve Avrupa'da yayıldı. İtalya'dan insanlar geldi ve kendi danslarını eklediler ardından Fransa'dan insanlar onlara öğretti ve böylece Balfolk bir kültürler arası değişim projesine dönüştü.
"Duygusal ve güçlü hissettiriyor"
"Bu uluslararası kültür paylaşım alanı benim için iki anlamda önemli. İlk olarak bu organizasyonu İstanbul'da düzenleyen kişi olarak konuşacağım. Burada grubun kurulmasına tanıklık ettim. Ardından etkinliklerimiz oldukça nasıl geliştiğini izledim.
"İlk başta kimse bilmiyordu Balfolk'u ancak bugün üçüncü festivalimizi dahi yaptık. Bir dansçı olarak ise söylemeliyim ki grup dansları ve çiftli danslar çok hoşuma gidiyor.
"Örneğin grup danslarında herkesin aynı anda aynı şeyleri hissederek aynı hareketi yapması ve müziğin ritmini yakalaması çok duygusal ve güçlü hissettiriyor.
"Eşli dansları da seviyorum. Çünkü çokça yaratıcılık ve duygu içeriyor. Partnerinizle bir sürü şey paylaşabilirsiniz."
"Büyümeyi ve renklenmeyi izlemek"
Türkiye'ye geldiğinde aslında aklında tam olarak bir dans grubu kurma fikri olmadığını da belirten Passicot, ilk başlarda çok fazla insanın dahil olmadığını belirterek devam ediyor:
"Başlarda kimse bilmiyordu. Her etkinlikte sayıyordum. Kaç kişi katılmış, kaç kişi arttık diye. O büyümeyi ve renklenmeyi izlemek güzeldi. Tanımadığım insanların geldiğini gördüğüm gün anladım. Balfolk artık biliniyor ve seviliyor.
2İnsanların katılması ardından müzisyen arkadaşlarımız da bize canlı müzik yapma teklifinde bulundular. Ve çok hızlı bir şekilde canlı müzik eşliğinde dans etmeye başladık."
Balfolk'a katılan insanlara gelirsek, Passicot bu insanların çok açık görüşlü ve yeniliğe ilgili insanlar olduğunu belirtti. Yarısının öğrenci diğer yarısının 25-35 yaş arası insanlardan oluştuğunu ekledi.
"Galata'da dans etmek yasak"
Balfolk grubunun, sokaklarda dans etmeyi kapalı alanlarda dans etmeye tercih ettiğini belirten Passicot ekliyor:
"İstanbul'da içeride dans etmeyi sevmiyoruz. Dışarıda dans etmek daha havalı olabilir. Ancak bu demek değil ki Balfolk sadece sokaklarda. Belki bir konser alanında belki bir barda. Balfolk her yerde dans edebilir.
"Eğer dahil olmak isteyen olursa da herkese açığız.
2Maalesef Galata'da dans etmemiz de yasaklandı. Bize sadece canlı müzik yapılabileceğini ve dans edemeyeceğimizi söylediler. Ancak çok garip bir şekilde akordeonun da yasak olduğu söylendi. Sebebini bilmiyoruz ama Taksim'de akordeon çalan çocuklar sebebiyle yasaklamış olabileceklerini düşündük."
"Çok farklı insanların bir arada olması harika"
Türkiye'de sanat ile uğraşmanın zor olduğu şu günlerde onlar için de dans etmenin bir şekilde zor ama bir diğer yandan kolay olduğunu da belirtiyor. Passicot şöyle açıklıyor:
"Burada projeye başladığımızda açık havada dans ederek başladık. Daha sonra bir barda etkinlik yapmaya başladık. Bir kurum olmadığımız halde etkinlik yapmak, dersler vermek problem olmuyordu.
"Ama Fransa'da bu tarz projeleri birçok izin almadan yapamıyorsunuz çok daha katılar.
"Türkiye'de bu anlamda bir şeyler yapabiliyorduk. Ama Türkiye'de devlet bize destek sağlar mı fikrim yok. Fransa'dan daha az destek olacaklarını tahmin edebiliyorum. Ayrıca Türkçem çok gelişmediği için ben de biraz çekiniyorum bu tarz işlere girişmeye.
"İnsanlarla aramızdaki ilişkide de bir problem olmuyor. Sokaklarda dans ediyoruz ve insanlar çok ilgililer. Bazen resimlerimizi çekiyorlar, bazen alkışlıyorlar. Hatta bazen aramıza katılıyorlar bize dahil oluyorlar. Bazı danslar çok yakın ve romantik diyebilirim. Bu danslarda bile insanlar ilgiyle izliyorlar. Hiçbir kötü yorumla karşılaşmadık. Türkiye'de insanlar dansı seviyor.
"Beni mutlu eden bir diğer şey de insanların biz dans ederken bize eşlik etmesi katılması. Ben alışık olmadığım için bu da beni çok mutlu ediyor. Baş örtüsü olan kadınlar bizimle birlikte rahatça dans ettiklerinde çok iyi hissediyorum. Belki bunu bir Fransız'dan duymak klişe olabilir ama böyle hissediyorum. Çok farklı insanların bir arada olmasını Balfolk'un gücüne bağlıyorum."
Yani Balfolk varlığıyla farklı kesimlerden gelen birçok insanı dansın büyüsü etrafında toplayarak İstanbul'un renkliliğine, çok kültürlülüğüne eklemleniyor ve bu halkayı büyütüyor.
Balfolk Programı nasıl işliyor?Daha önce üç festival düzenlemiş olan, sokakta insanlarla iç içe dans eden bu Avrupa halk dansları grubu perşembe günleri Karaköy sahilde saat 20:00'dan 21:00'a kadar önce ders alıyor daha sonrasında gece yarısına kadar pratik yapma şansı buluyor. Ayrıca bu pratikler sırasında Balfolk müziği yapan ''Deli Reçel'' grubu da Avrupa'nın birçok bölgesinden şarkılar çalıyor. Bazen pazar günleri atölyeler yapma şansı bulduklarını söyleyen Passicot her hafta öğrettikleri dansların farklı olduğunu da ekledi. |
(Aİ/PT)