*Fotoğraf: AA
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, kitlesel protestoların ardından tartışmalı yargı reformunu şimdilik ertelemek zorunda kaldı. Netanyahu, pazartesi günü diyalog yoluyla iç savaştan kaçınmak istediğini, bu yüzden de tasarının ikinci ve üçüncü görüşmelerinin ertelendiğini açıkladı.
eurotopics'in derlemesine göre, yorumcular, bunun ortamı yatıştırıp yatıştırmayacağı veya daha fazla önlem alınması gerekip gerekmediği sorularına yanıt arıyor.
Der Standard: Netanyahu direnişin gücünü hafife aldı
Avusturya'nın en çok okunan iki gazetesinden biri olan Der Standard, Netanyahu'nun direnişin gücünü hafife aldığını söylüyor: "İsrail halkı dünyaya demokrasi dersi verdi. Ülkelerini iktidar düşkünü ve kısmen yozlaşmış da olan bir hükümetten kurtarmak için her türlü hava koşulunda haftalardır sokaklara dökülen yüzbinlerce insan, demokrasinin seçimle nihayete ermediğini gösterdi. Netanyahu'nun bakanı görevden alması, kendisinin ne kadar çaresiz olduğunun göstergesi. Başbakan yanlış ata oynadı. Sokaktaki kalabalıklar gerçekten isterse, ne denli güçsüz olabileceğini anlayamadı."
Spotmedia: Netanyahu bir bumerang etkisi yarattı
Romanya merkezli Spotmedia, Netanyahu'nun hesap hatası yaptığını söylüyor: "Protestoların kendi kendine sönümleneceğini ve insanların başka sorunları olduğunu düşünen Netanyahu, her şeyden önce bir bumerang etkisi yarattı. Protestolar artık siyasi bir nitelik kazandı ve talepler yargı reformu meselesini çoktan aştı."
Cicero: Aşırılıkları önleyecek bir uzlaşı gerek
Almanya merkezli siyaset dergisi Cicero, Yüksek Mahkeme'de reform ihtiyacının sürdüğüne vurgu yapıyor: "İsrail yazılı bir anayasaya sahip değil, bu nedenle de yüksek hâkimler, anayasal düzeyde olmayan çeşitli münferit 'temel yasalara' atıfta bulunurlar. Hükümetin ve muhalefetin, gerekli reformları gerçekleştirecek ve hükümetin önerisindeki aşırılıkları önleyecek bir uzlaşıya varmak üzere karşılıklı adımlar atması için yeterli sebep var demektir."
Politiken: İsrail'in bir anayasaya ihtiyacı var
Danimarka'da basılan Politiken Gazetesi, doğru yönde bir adım atıldığını düşünüyor: "Ancak, meydan savaşı zaferle bitse dahi İsrail'in geleceği için verilen savaş henüz kazanılmış sayılmaz. Kriz, İsrail'in yapısında ve demokrasisinde giderilmesi gereken büyük yetersizlikleri açığa çıkardı. İsrail'in, parlamento ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığını mutlak surette tesis eden bir anayasaya sahip olmaması kabul edilemez. İsrail, bu ihmalden doğan hatalarını artık düzeltmek zorunda."
Deník N: Reformu ertelemekle bu kriz bitmez
Çekya'nın Deník N Gazetesi, Netanyahu'nun reformda ısrarcı olacağından endişe ediyor: "Ortamın yatışmasının önündeki engel, Başbakanı'nın ta kendisi. Modern İsrail devletinin kurucusu David Ben-Gurion'un aksine, siyaseti doğru zamanda bırakmayı bilmeyen Netanyahu'nun reform için her şeyden önce şahsi bir gerekçesi var - hakkındaki yolsuzluk ve yetkiyi kötüye kullanma suçlamaları. Yargı reformu sayesinde bu sorunlardan yasa çıkararak kurtulacak ve radikal ortaklarının ne zamandır hayalini kurduğu, ancak Yüksek Mahkeme'nin şimdiye değin geçit vermediği değişiklikleri hayata geçirebilecekti. İzlediği bu çıkarcı iç politikalarının bedeli, Ortadoğu'nun işleyen yegâne demokrasisini tehlikeye sokma riski oldu."
TIKLAYIN - İsrail'de kriz derinleşiyor: Cumhurbaşkanı'ndan hükümete 'sorumluluk' çağrısı
Corriere della Sera: Protestoların itici gücü yeni bir ulus hissi
İtalya merkezli Corriere della Sera'nın gözlemi ise şöyle: "Aktivistler, muhalefet temsilcileri ve en ılımlı muhafazakârlarla birlikte düne kadar apolitik olan ailelerin de aralarında bulunduğu yüzbinlerce insan, dört aydır gösterilere katılıyor. Sayıları günbegün artıyor. Yıllardır yurtseverliğin ne olduğunu anlamadıkları iddia edilen merkez solu temsil eden protestocular, ulusal bayrağın renklerini yeniden keşfettiklerini kabul ediyorlar. Daha önce hiç bu kadar radikal bir iç mücadele yaşamamış bir ülkede olup bitenlerin özgünlüğü ve coşkusunun özünde, bugüne kadar yalnızca sağ güçler tarafından sahiplenilen bir kimlik dokusuna yüz çevirme yatıyor."
(NT)