İsrail'deki Gush Shalom (Barış Bloku) hareketinin kurucusu, eski asker ve parlamenter Uri Avnery, son yazısını Türkiye-İsrail arasındaki diplomatik krize ayırdı.
Avnery, İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Ayalon'un Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'u kameraların önünde aşağılamasıyla ilgili diplomatik krizi değerlendirirken, aşırı milliyetçi "Evimiz" partisinden Ayalon'u ve onu destekleyen Evimiz partisi başkanı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman için "Neandartaller" diyor. Lieberman'ın görevde geçirdiği bir yılı bulmayan süre içinde birçok diplomatik pot kırdığını anımsatıyor. Ancak Avnery, İsrail'de Dışişleri Bakanlığı'nın en az önem verilen bakanlık olduğunu da vurguluyor.
Avnery, Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Türkiye ziyaretinin hemen öncesinde yazdığı yazısında, Türkiye-İsrail ilişkilerinin "normalleşeceğini" öngörüyor:
"Türkiye-İsrail savunma müesseselerinin ilişkisi olabilecek en yakın düzeyde. İki ordunun komuta düzeyi ideolojik olarak uyum içinde -her ikisi de kendini milli değerlerin koruyucusu olarak görüyor ve siyasetçilere horgörüyle tepeden bakıyor. Aynı zamanda iki ülkenin generalleri sıkı ahbaplar da.
"Ayrıca, İsrail savunma sanayisi Türkiye'ye fazlasıyla bağımlı, yılda bir milyar dolar kadar.
"AB'nin omuz çevirmesinin ardından, Türkiye, Doğu'yla Batı arasında bir arabulucu olma umuduyla, yüzünü Arap komşularına ve İran'a döndü. İsrail'le Suriye arasında da arabuluculuğa başladı. Ta ki, yerleşimleri kaldırıp kendi topraklarına dönmek zorunda kalacak olan İsrail hükümetinin barış yapmaya hiç istekli olmadığını fark edene kadar.
"Türkiye-İsrail ilişkileri, eski sıcaklığına olmasa da, muhtemelen normale dönecektir. Türkiye'nin ABD'deki İsrail yanlısı lobinin yardımına ihtiyacı var. Ayalon geçmişte, Ermeni soykırımının tanınması çabalarını engellemek üzere ABD'ye gönderilmişti. İsrail'in Türkiye'ye silah alıcısı ve müttefik olarak ihtiyacı var."
Gerçekleşen fıkra
Avnery, yazısında eski bir Yahudi fıkrasını da anımsatıyor.
Çarlık Rusya'sında Yahudi delikanlı Türklerle savaşmak üzere askere çağrılır.
Gözyaşları içindeki annesi tren istasyonunda oğlunu uğurlarken "Kendini çok yorma. Bir Türk öldür, sonra biraz dinlen. Bir tane daha öldür, sonra yine dinlen" der.
"Ama anne" diye araya girer oğlu. "Ya Türk beni öldürürse?"
"Seni mi?!" diye şaşırır anne. "Niye seni öldürsün ki? Sen ona bir şey mi yaptın?"
Avnery, Ayalon'un yol açtığı diplomatik krizle ilgili aktardığı bu fıkrayı şu sözlerle yorumluyor:
"Yahudi fıkraları Yahudi gerçekliğini yansıtır. Bu fıkra, bu hafta gerçek oldu. Maalesef, fıkra bize döndü.
"Peki bu fıkra ne diyor? Türkleri kışkırtmanın pek iyi bir fikir olmadığını anımsatıyor." (TK)
* Avnery'nin yazısının İngilizce özgün metnini okumak için tıklayın.