Avukat Nalan Erkem Harput Bakım, Sosyal ve Rehabilitasyon Merkezi'nde dört kız çocuğunun cinsel istismara uğramasını değerlendirdi.
Erkem sorunun devletin gözetimi altındaki çocukları toplum temelli bakım ve rehabilitasyonu yerine toplumdan soyutlayıp şehirdışındaki bu tür yalıtılmış merkezlere kapatmasıyla başladığını söyledi.
“Türkiye’de bu hizmetler sunumunda, organizasyonunda ve yürütülmesinde tamamen sivil topluma kapalı bir şekilde yürütülüyor. Aslında bütün hak ihlalleri oradan kaynaklanıyor.
“Bu hizmetlerin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sivil toplumla birlikte yürütülmesi ve toplumun içinde verilmesi gerekir.”
Toplum içinde, toplum destekli
Bu hizmetlerin toplumdan yalıtılmış yerlerde ve sivil denetime kapalı olarak verilmesiyle ilgili olarak gerek çocuk hakları savunucularının gerek engelli hakları savunucularının yıllardır uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Erkem, çocukların şehirdışındaki büyük kurumlarda tutulması ve bakılmasının dünyada terk edilmiş bir sistem olduğunu belirtti.
“Dünyada bu hizmetler artık yaşamın ve toplumun içinde, toplum bakımını içerecek şekilde kimsesiz çocukların ya da engelli çocukların bakım ve rehabilitasyonunun yapıldığı toplum destekli evler şeklinde.
“Onları kendi yaşıtlarından ve sosyal yaşamdan yalıtmadan hizmet verilmesi gerekirken ve insan hakları savunucuları da yıllardır bunu hükümete anlatmaya çalışırken kulaklarını kapatan, kendi dediğini yapmakta ısrar eden bir yönetim anlayışının sonucu yaşananlar.”
Saray Rehabilitasyon Merkezi
Israrla kapalı kurumların inşa edildiğine dikkat çeken Nalan Erkem, Ankara’da havaalanı yolu üzerinde kurulan Saray Rehabilitasyon Merkezi’ni örnek verdi.
“Bu merkez yapılmadan önce, ‘burada yapmayın, toplumun içinde bağımsız evlerde, çocukların herkes tarafından gözlenebileceği, desteklenebileceği şekilde yeni evler inşa edin’ diye defalarca uyardık ama yine şehirdışında yapıldı.
“Sivil bağımsız denetim için bu merkeze çalıştığımızda da elimizde yazılı belgemiz olmasına rağmen girmemiz engellenmişti.
“Benzer şekilde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı binalara sivil toplumun erişimi ve orada tutulan çocuklarla iletişim kurmaları engelleniyor.”
Kapalı kurumlar hak ihlali nedeni
Avukat Erkem bu engellenmemesi konusunda Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeki birçok hüküm olduğunu, ancak bağımsız ve sivil denetimin yine de her daim engellendiğini de dile getirdi.
“Dolayısıyla o yerler sivil toplumun denetiminden uzak, kapalı kurumlar olarak, içeride ne yaşandığının dışarıda hiç bilinmediği, çocukların oradaki yönetici ve bakıcıların insafına terk edildiği birer odak haline geliyor. Bu nedenle de birçok hak ihlali yaşanıyor.”
Ne olmuştu?
2007-2013 yıllarında, Elazığ'da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı Harput Bakım, Sosyal ve Rehabilitasyon Merkezi'nde dört kız çocuğu kurumda çalışanlar tarafından cinsel tacize maruz kaldı.
Olay merkezden kaçtıktan sonra jandarma tarafından bulunan kız çocuklarının ifadeleri üzerine ortaya çıktı.
Jandarmanın hazırladığı fezlekede, yurtta kalan diğer kız çocuklarının da ifadeleri de yer aldı. Fezlekede, kız çocuklarının defalarca bazı görevlilerin cinsel tacizlerine maruz kaldıkları, ikisinin intihara kalkıştığı, birinin sinir hastalıkları hastanesinde bir süre tedavi gördüğü, durumu yöneticilere anlatmalarına rağmen işlem yapılmadığı da belirtildi.
Haberin basında yer almasından sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam tedbir olarak merkezdeki personeli açığa aldıklarını ve müfettiş görevlendirdiklerini söyledi.
Ayrıca bakanlığa alınacak personelin psikoloji ve karakter testi yapılarak alınması için çalışma başlattıklarını açıkladı.
Bugün CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu olayla ilgili soru önergesi verdi. (YY)
"Sivil toplum tehdit olarak görülüyor" |
İktidarın kapalı kurumları kullanma ve sivil denetimi engelleme konusundaki ısrarı neden olablir? "Türkiye'deki sistemin merkezci, baskıcı yapısından ve sivil toplumu düşman gibi gören, tehdit olarak algılayan yapısından kaynaklanıyor. "Dünyada bu tip hizmetler sivil toplumun, hükümetlerin ve yerel yönetimlerin ortaklaşa yürüttüğü hizmetlerdir. Mutlaka içerisinde o alanda çalışan sivil toplum örgütlerini olduğu hizmetlerdir. "Dolayısıyla hepsi bağımsız denetime açıktır. Bu ombudsmanlar aracılığıyla da olabiliyor, sivil toplum aracılığıyla da... "İşkenceyi önleme ya da engelli hakları sözleşmeleri gibi, tarafı olduğumuz birçok sözleşmede, bağımsız denetim mekanizmalarının bu tip kurumlara ya da yerlere girme hakkını onaylamış, tarif etmiş bir ülkeyiz. Ama bunu uygulamıyoruz." |