Hümanist Büro’dan avukat Seda Akço yarın TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan çocuk istismarıyla ilgili tasarıyı değerlendirdi.
Akço akranları istisna tutacak ama yetişkinden çocuğa yönelen istismarı da hoş görmeyecek bir kapsamlı düzenlemenin gerekliliğini vurguladı. Geçici düzenleme yapılacaksa asla yetişkinleri kapsayacak bir cezasızlık hali öngörülmemesi gerektiğini anlattı.
"Şu anda gündemde olan iki ayrı konu var. "Birincisi Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal ettiği 103. maddenin birinci ve ikinci fıkrasının yeniden düzenlemesi lazım. 11 Aralık’a kadar yeniden düzenlenmesi...
"Bir de geçtiğimiz hafta Genel Kurul esnasında gündeme getirilen önerge var. O önerge çocuk istismarı bakımından geçici bir cezasızlık hali getiriyor. Bu tarihe kadar işlenmiş suçların bir kısmı bakımından yapılmaya çalışılan cezasızlık düzenlemesi.
TIKLAYIN - ÇOCUĞA CINSEL İSTISMARI ÖNLEMEK IÇIN DEVLET ŞEFFAF OLMALI
103. madde
"103 için kapsamlı ve yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardı ancak AYM’nin iptaliyle bir acil durum oluştu. Bunu gidermek için de o kapsamda bir düzenleme yapmaya vakit yok, bunu dikkate almamız lazım.
"103’te yapılmasını istediğimiz her şeyin yapılmasını iki haftada sağlamaya imkan yok. Çünkü yapılmasını istediklerimiz hem araştırma yapmayı hem toplumla açık açık konuşmayı, düşünmeyi gerektiriyor. Alelacele yapılabilecek bir şey değil. Onun için iptal kararının yürürlüğe girmesine kadar mevcut durumu geriye götürmeyecek bir düzenlemenin geçmesine çalışmak ve sonra da bunun yeterli olmadığının bilinciyle 103’ü tekrar gündeme getirmek gerekiyor. Ama önceliğimiz 103’ün 11 Aralık’a kadar yeniden düzenlenmesini sağlamak.
"103 için hükümetin önerisi ne diyor? Genel Kurul’a getirilen tasarı mağdurun 12 yaşından küçük olduğu durumlar bakımından çocuğun cinsel istismarı suçlarında cezaların alt sınırını yükseltiyor.
"Eğer mağdur 12 yaşından küçükse sarkıntılık suçunda 5 yıldan az, istismar suçunda 10 yıldan az, istismarın organ, cisim sokma suretiyle gerçekleşmesi durumunda 16 yıldan az ceza veremezsin.
"Çocuk 15 yaşından küçükse 8 yıldan az ceza veremeyecek, 12 yaşından küçükse 10 yıldan az ceza veremeyecek hakim. Bu bakımdan da AYM’nin söylediği kademeliliği sağlamış oluyor yasa koyucu. Ve kendi başına bu şekliyle sakıncalı değil.
"Burada korkulan şey şu: AYM’nin iptal ettiği cümleleri değiştirmeden üçüncü bir cümleyle bu işi çözüyor. Kademelilik ihtiyacını karşılıyor ama AYM’nin dikkat çektiği 103’teki akranlar arası meseleyi çözmüyor, o bakımdan ileride bir tehlike doğabilir. Bunu çözmediği için düzenleme yeniden AYM’ye gidebilir ve belli ki AYM yine iptal edecek. İşte o iptal sırasında herkesin korkusu şu ki, rıza yaşı 12’ye düşecek. Ama şu anda öyle bir şey yapılmıyor. O yüzden 103’ün önerilen şeklinin bir riski yok, yeter ki son anda bir değişiklik getirilmesin.
"Akranlar arası mesele şu: 103. madde çocuğun cinsel istismarını düzenliyor. Bizim şu anki 103 madde akranlar arası durumu istisna tutmuyor. Aynı düzenleme hem 50 yaşındaki adama uygulanıyor hem 13 yaşındaki çocuğa... Bu şu demek, 50 yaşındaki biri bir çocuğu cinsel istismar ettiğinde de 103’ten yargılanıyor, iki tane 13 yaşındaki çocuk da kendi aralarında cinsel içerikli bir oyun oynarsa yine 103’ten yargılanıyor. Bu mantıksız bir şey. O yüzden akranları hariç tutan bir düzenleme yapmadıkça 103’teki sorunu çözmeye imkan yok.
Önerge
“Ama önerge sonucunda biz 103’teki akranların sorununu konuşmuyoruz. Biz yetişkin ya da çocukla evlendirilmiş çocukların durumunu konuşuyoruz. Öyle olunca da temel iki sorun çıkıyor.
“Bir, eğer bir çocuğun evlendirildiği kişi yetişkin ise bu bir çocuk istismarıdır. Bunun hoş görüleceği bir düzenleme yapılmasına herkes karşı çıkıyor.
“İki taraf da çocuk ise, erken evliliklerin önünü açmak gibi bir risk var. Önerge bu nedenle sorunlu.
“TCK 103, mağdurun 15 yaşından küçük olduğu hali düzenliyor. Bu yaş grubu ile evlenen bir yetişkinin bilmeden bu suçu işlediğini hem hukuken hem de ahlaken söylemek mümkün değil. Dolayısıyla, yetişkinlerin cezasız kalması bir sefer için de kabul edilemez.
“Bu eylemlerin mağdurları, yetişkin ile evlendirilen kız çocukları ve onların çocuklarıdır. Onları korumak Anayasa'nın 41. maddesi gereği devletin yükümlülüğüdür. Bu mağduriyetin kamu vicdanı ve çocuk haklarına uygun giderilmesi mümkündür.
“Ancak, 103 kapsamında yargılanan çocuklar bakımından bir düzenlemeye gerçekten ihtiyaç var. Bu çok hassas bir konu, o nedenle dikkatle çalışmak için zaman gerekiyor. Aslında, AYM iptalinden bu yana bir yıl vardı. Son dakikaya kalmamalıydı.
“Şimdi eğer bir düzenleme yapılacaksa şu ilkelerde anlaşmalıyız:
* Asla yetişkinleri kapsayacak bir cezasızlık hali öngörülmemelidir.
* Akranlar için bir düzenleme yapılmalıdır.
* Evlenme şartı getirilmemelidir.
* Geçici olmalı, hemen yarından itibaren de kalıcı bir çözüm için çalışmaya başlanmalıdır." (YY)
Kanun önergesi |
AKP İstanbul milletvekilleri Mehmet Muş ve Halis Dalkılıç, Kocaeli milletvekili İlyas Şeker, Kırıkkale milletvekili Ramazan Can, Hatay milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu ve Osmaniye milletvekili Mücahit Durmuşoğlu’nun imza verdiği önergede şu ifadelere yer verildi: "(2) Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir." 2005’te kanundan çıkartılmıştı Eski Türk Ceza Kanunu’nda cinsel suçlarda, mağdur ve failin evlenmesi durumunda ceza erteleniyordu. 1 Haziran 2005’te kaldırılan madde şöyleydi: Eski TCK Madde 423: “Her kim onbeş yaşını dolduran bir kızı alacağım diye kandırıp kızlığını bozarsa altı aydan iki seneye kadar hapsolunur. Evlenme vukuu halinde dava ve ceza tecil olunur. Şu kadarki beş sene içinde koca aleyhine boşanmaya hükmolunursa hukuku amme davası avdet eder ve evvelce ceza hükmolunmuşsa çektirilir.” |