Çocukların nitelikli kültür ve sanata eşit erişim hakkı fikriyle doğan Atta Festival, 2016 yılında İstanbul’daki ve Türkiye’nin farklı şehirlerindeki çocukların bu işlerle buluşması gerektiğine inanarak bir sosyal girişim olarak yola çıktı.
20–30 Kasım 2025 tarihleri arasında 9. kez hayata geçirilecek olan festival 0–2 yaş bebeklerden 3–6 yaş ve 6–12 yaş gruplarına kadar farklı yaş gruplarını ağırlamaya hazırlanıyor.
Türkiye’nin bebekler, çocuklar için düzenlenen ilk ve tek uluslararası sanat festivali bu sene Kuzey-Baltık odağıyla birbirinden farklı performansları kapsıyor.
11 ülkeden sanatçı topluluklar İstanbul'da buluşacak
2010’larda Londra, Amsterdam ve New York’ta çocukların iyi hikâye anlatan, özenle sahnelenmiş işleri izleyebildiğini gördükten sonra bu projeyi hayata geçiren Atta Festival Kurucusu ve Direktörü Hakan Silahsızoğlu, festivalin detaylarını bianet’e anlattı.
İsveç, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Litvanya, Estonya, Letonya, Polonya, İzlanda, İrlanda, Fransa ve Türkiye’den sanatçı ve topluluklar İstanbul’da bir araya geliyor.
Programda çağdaş sirkten dans tiyatrosuna, kukla tiyatrosundan fiziksel tiyatroya kadar geniş bir yelpaze yer alıyor:
● Finlandiya’dan “Atlas” – uzay ve okyanus arasında geçen büyüleyici bir çağdaş sirk gösterisi
● Norveç’ten “Sans” – beden ve sesin şiirsel dünyasına davet eden bir dans tiyatrosu
● Danimarka’dan “To BE” – insan hakları temalı, yaratıcı bir kukla tiyatrosu
● İrlanda’dan “Fall and Float” – dostluk ve duygular üzerine dansla anlatılmış bir masal
● Fransa’dan “By Trial and Error” – mizah ve sirk öğelerini harmanlayan keyifli bir performans
● Türkiye & Litvanya ortak yapımı “Bak Orada Ne Var” – 6–18 aylık bebekler için ilk tiyatro deneyimi
● Türkiye & Hollanda ortak yapımı “Bully Bully” – kültür çatışmasını dostluğa dönüştüren ödüllü bir çocuk oyunu

5. Uluslararası Çocuk Hakları Festivali başlıyor

Festival seçkisini hangi kriterler belirliyor?
Atta Festival’in programını kürasyonla oluşturduklarını belirten Silahsızoğlu yılın büyük bölümünü dünyanın önde gelen festivallerini ve showcase (vitrine çıkarılan) etkinliklerini yerinde takip ederek geçirdiğini kaydetti.
Silahsızoğlu bebekler ve çocuklar için bir festival yaptıkları için ince eleyip sık dokudukları bir çalışma yaptıklarını da şöyle özetledi:
“Sanatçılarla bire bir tanıştığımız, aynı estetik ve vizyondan baktığımız nitelikli işleri Türkiye’ye davet ettiğimiz uzun ve emek isteyen bir süreç sonunda seçkiyi tamamlıyoruz. Festival seçkisini birçok kritere bakarak oluşturuyoruz;”
“Öncelikle iyi bir hikâye ve güçlü bir sahne dili olmalı. Işık, ses, dekor, ritim hikâyeye hizmet etmeli; didaktizm ve abartıdan uzak durmalı.”
“Yaş uygunluğu: “3+” yazıyorsa gerçekten 3 yaş ve üzerine hitap etmeli. Provalarda çocuklarla test edilen oyunlar, gerekiyorsa pedagojik danışmanla yaş grubu yeniden düzenleniyor.”
“Birlikte deneyim: Ebeveynin de izlemekten keyif alacağı, çok katmanlı anlatımları önemsiyoruz. En iyi etki, çocuk ve ebeveyn birlikte izlediğinde doğuyor ve bu çok kıymetli bir anı oluyor.”
“Dilden bağımsız olmalı: Çocuklar için performans üreten sanatçılar, söze bağlı olmayan, evrensel bir anlatım dili tercih ediliyor. Bu sayede Meksika’dan, İrlanda’dan ya da Finlandiya’dan gelen bir işi çocuklar kolaylıkla izleyebiliyor.”

6–18 aylık bebekler için ilk tiyatro deneyimi
Programda çağdaş sirkten dans tiyatrosuna, kukla tiyatrosundan fiziksel tiyatroya kadar geniş bir yelpaze yer alıyor:
● Finlandiya’dan “Atlas” – uzay ve okyanus arasında geçen büyüleyici bir çağdaş sirk gösterisi
● Norveç’ten “Sans” – beden ve sesin şiirsel dünyasına davet eden bir dans tiyatrosu
● Danimarka’dan “To BE” – insan hakları temalı, yaratıcı bir kukla tiyatrosu
● İrlanda’dan “Fall and Float” – dostluk ve duygular üzerine dansla anlatılmış bir masal
● Fransa’dan “By Trial and Error” – mizah ve sirk öğelerini harmanlayan keyifli bir performans
● Türkiye & Litvanya ortak yapımı “Bak Orada Ne Var” – 6–18 aylık bebekler için ilk tiyatro deneyimi
● Türkiye & Hollanda ortak yapımı “Bully Bully” – kültür çatışmasını dostluğa dönüştüren ödüllü bir çocuk oyunu

"Atta dünyaya başka pencerelerden bakmalarını sağlıyor"
Bu yıl festivalde sahne gösterilerinin yanı sıra, Kuzey ve Baltık ülkelerinden gelen sanatçılarla atölyeler, paneller ve profesyonel buluşmalar da düzenlenecek. Böylece festival, hem çocuklar hem de bu alanda çalışan sanatçılar için kültürlerarası bir paylaşım alanı oluşturacak.
2025 edisyonun hem bebeklerin ilk sahne deneyiminden çocukların hayal gücünü büyütecek işlere kadar uzanan çok katmanlı bir program olduğunu vurgulayan Silahsızoğlu, festivalin de Türkiye’de çocuk sanatına dair bilgi ve işbirliği ağını güçlendiren uluslararası bir buluşma noktası olacağı görüşünde.
Sanatın çocuklara temas ettiğinde açığa çıkardığı olumlu duyguları ve davranışları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Silahsızoğlu, “Atta, uluslararası yapısı sayesinde çocukları ve ailelerini farklı kültürlerle buluşturuyor. Fransa’dan, Norveç’ten ya da Litvanya’dan bir sanatçının performansını izlemek çocukların estetik algısını zenginleştiriyor; dünyaya başka pencerelerden bakmalarına olanak tanıyor.” ifadelerini kullandı.

Çocuk odaklı bir podcast: Zarocast
Festival tiyatroyla sınırlı kalmadığını dans, sirk, müzik, opera ve çok disiplinli işlerle çocukların hayal gücünü beslediğini de anlatan Silahsızoğlu, bu etkinliklerle çocukların temas etmesi üzerine açığa çıkan gözlemlerini şu sözlerle aktardı:
“Bu deneyimle büyüyen çocuklarda özgüven ve merak artıyor, sosyal etkileşim güçleniyor, duygularını daha rahat ifade edebiliyorlar. Birlikte izlenen oyunlar aile içinde de yeni bir diyalog alanı açıyor; oyun sonrası başlayan sohbetler bazen aylar sonra bile hatırlanan ortak anılara dönüşüyor. Kısacası, sanat çocuklara yalnızca estetik bir deneyim değil, aynı zamanda kendini ifade etme ve dünyayı anlama biçimi sunuyor.”
Güncel program ve bilet bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.
(NÖ)






