IPS İletişim Vakfı/bianet'in düzenlediği 10 gün sürecek olan Çevre ve Kent Haberciliği Atölyesi’nin beşinci gününde ilk oturum, Bülent Mumay’ın internet gazeteciliği ve dijitalleşen medya üzerineydi.
İkinci oturumda gazeteci Ömer Madra Dünya’daki çevre araştırmalarından ve Türkiye’deki çevre sorunların bahsetti. Ömer Madra’nın ardından Açık Radyo deneyimi üzerine Can Tonbil bir sunum gerçekleştirdi.
Mumay: Dijitalleşen bir gazetecilikten söz edebiliriz
Gazeteci Bülent Mumay, internet gazeteciliğinden değil de artık dijitalleşen bir gazetecilikten söz etmemiz gerektiğini vurgulayarak "Gazetecilik bitecek mi tartışmaları oluyor. Gazetecilik bitmez, sadece içeriği değişir. Dijitalleşen gazetecilik yani içeriği değişmiş bir gazetecilik söz konusu artık. Baktığımızda televizyon, dijital reklam gelirleri bakımından ilk kez basını sollayarak birinci hale geldi, bunu da eklemek gerekir" dedi.
"Dijitalle birlikte artık içerik algısı değişti. Şımaran bir okur kitle doğdu ve onları bu alanda beslemek zorlaştı. Dijitalleşmeyle birlikte, dijitalleşen cemaatler özel günleri bile konuşur hale geldiler. Örneğin Hıdırellez. Daha çok konuşulur ve daha çok yaygın hale geldi bu konular. Yaygın hale gelmesi meraktan değil, Google’un hayatımızda yarattığı algoritmadan aslında".
Reklam işleyişi ve gelirlerine de değinen Mumay, "Dijital medyanın gelir düzeyi reklam satışına dayanır. İnsanlar içeriğe para harcamaya hazır değil. Baktığımızda Türkiye abone olacak durumda değil. Sadece futbol alanında abonelikten söz edebiliriz. Türkiye diğer alanlara, yayınlara para ödemeye hazır değil. Dolayısıyla dijitalin tek sıkıntısı ekonomik sistemini oturtamamış olmasıdır."
"Bazı yeteneklere sahip olun"
Katılımcılara tavsiyelerde bulunarak "Bazı yeteneklere sahip olun. En iyisini sizin yapabileceğiniz yetenekleriniz olsun. İçerik üretiminde çok iyi olun mesela. Çünkü sektör çok daha iyiye gitmeyecek. Karamsar tablolar çizmemek gerekir ama bu şimdilik böyle gözüküyor. Genelde görüyorsunuzdur zaten kriz dönemlerinde ilk etkilenen alan medyadır. İnsanlar ilk harcama kısmasını medyadan yana yapar, reklamları keserler. Dolayısıyla ilk medya yanar."
"Video bir şekilde karlı kalıyor. Mali yapıda en yüksek potansiyele sahip. Bir ilgilenin derim. Video haberlere insanlar daha fazla harcama yapıyor. Gelir potansiyeli olan bir alan. Çünkü Türkiye’deki platformlar yakın zamanda videoya dönecektir."
Madra: Çevre sorunumuz yok, varoluş sorunumuz var
Yazar, gazeteci Ömer Madra ise sözlerine "Çevre haberciliği aktivizmden ne kadar ayrılıyor buna bakmak gerekir. En tehlikeli işlerden biri gazeteciliktir. Çevre haberciliği de artık bu boyutta ve aktivizmden daha zor hale geldi. Çünkü artık çevre sorunumuz yok bu bizim varoluşumuzun sorunu. Ekolojiden konuşmamız gerekiyor. Durumun ciddiyetini abartmamak elde değil" diyerek başladı.
Madra, Dünya’da yapılan çevre araştırmalarından, çevresel etkilerden, küresel krizlerden, insanlığı bekleyen sorunlardan bahsetti.
"Benim sözünü ettiğim ve inandığım şey sorumluluk duygusudur. Her zaman iki seçeneğimiz vardır. Bir kavgaya giriyorsak, girip kaybedebiliriz ya da kazanabiliriz. Ama kavgaya hiç girmezsek kazanma şansımız da olmaz. Dolayısıyla bizler yeni kuşağa mücadele aşılamalıyız, bunun için çabalıyoruz."
Tonbil: “Tarihte Bugün’ler her zaman önemlidir”
Can Tonbil, genel olarak Açık Radyo deneyimini paylaştı. Açık Radyo’yu, radyoda yer alan programları, teknik işleyişi, çevre haberlerini nasıl okuduklarını ve üzerine neler konuştuklarını anlattı. Radyoculuk yapmak isteyenlere tavsiyelerde bulundu.
"Tarihte Bugün’ler vardır bilirsiniz onlar gazeteci ve çevre gazeteciliği yapanlar için de her zaman önemlidir. Bize programlarda referans olan bir şeydir o. Sizde bir şekilde bu konularda ajanda tutun. O ‘tarihte bugün’lerden bağlantılar kurun, hikayeler yaratın. Bundan böyle yararlanabilirsiniz.
Can Tonbil, oturumun sonunda katılımcıların hedefleri üzerinden ‘neler yapabiliriz’ üzerine sohbet etti. (SO/HK)