Atölye BİA'da ilk oturum Murat Çelikkan'la başladı. Çelikkan, sunumuna Türkiye'deki etnik kimlik çoğunluğu, din, dil, kadın erkek eşitliği, sosyal ve ekonomik konularla ilgili yapılan anket çalışmalarının sonuçlarını paylaşarak ve katılımcılarla bunlar üzerine konuşarak başladı.
Türkiye'deki en büyük hak ihlali sorunu nedir?
Türkiye'nin etnik politikası, nüfusu, ekonomisi üzerine değerlendirmeler yapan Murat Çelikkan, katılımcılara "Türkiye'deki en büyük hak ihlali sorunu nedir?" sorusunu sordu. Katılımcıların cevapları üzerine, Türkiye'de yaşanan hak ihlalleri konuşuldu.
Çelikkan: İfade özgürlüğü ciddi bir sorun
Katılımcılardan, ifade özgürlüğü ihlali, yaşama hakkı ihlali gibi cevaplar geldi. Çelikkan, "İnsanın kendini güvende hissetmesi söz konusu olduğunda yargı aklımıza gelir ama yargı artık bir güvence sunmuyor. Bu ifade özgürlüğünden daha ciddi bir sorun. Çünkü kontrol mekanizması kalmıyor. İktidar yargıyı denetliyorsa, artık istediğini yapmakta özgür demektir" dedi.
"Yürütmeyi denetleyecek uygulama yasamadır, yani meclistir. Bu da artık yok. Var ama bir yetkisi kalmadı. Dolayısıyla bugünün en önemli sorunu iktidarın denetlenemiyor olması, hesap vermiyor olmasıdır."
Çelikkan, Türkiye konusunda yorumlar yaparken insan haklarına özel olarak vurgu yaptı ve Türkiye'nin sivil alanı kapalı ülkeler arasında yer aldığını belirtti. “Devletin ve hükümetin insan hakları ihlali ile ilgili yaptığı her şeyi sorgulamak zorundayız. Dünyada insan hakları ihlali yapanların yüzde 95'i devlettir.”
Çelikkan, daha sonra katılımcılardan Türkiye ile ilgili kısa bir yazı yazmalarını istedi. Yazılan yazılarda ağırlıklı olarak Türkiye'nin kültürel yapısı, etnik ve toplumsal sorunları ön plana çıktı.
Bu çalışma sırasında, gerçeğe en yakın olguları anlatabilmenin vurgusunu yapan Çelikkan, "Rakamlara bakınca olgular bize birden fazla şey gösteriyor olabilir. Doğru olduğuna inandığınız şeyleri sorgulayın. Her şeyi çok geniş açıdan görmek gerek. Kanaatleri geride bırakarak dünyaya bakmak lazım. Yapılacak olan şey, gerçeğe en yakın olguları anlatabilmektir” dedi.
Türkiye'de hafıza çalışmaları ve ağır hak ihlalleri
İkinci oturumda Kerem Çiftçioğlu'yla, zorla kaybetme nedir, kaybetmeler hangi bağlamda gerçekleşti ve Türkiye'de zorla kaybetmeler politikası üzerine konuşuldu.
Hafıza Merkezi'nin İletişim ve Savunuculuk Koordinatörü Kerem Çiftçioğlu'nun "Hakikat, adalet, hafıza kavramlarını zihninize nasıl oturtuyorsunuz?" sorusu üzerine konuşmalar yapıldı. Hafıza Merkezi'nin yaptığı çalışmaları da anlatan Çiftçioğlu, "Geçmişten günümüze kadar Türkiye'de yüzleşme talep eden bir sürü olay yaşandı." dedi ve Hafıza Merkezi'nin Geçiş Dönemi Adaleti'ni beş ana başlıkta ifade etti:
- Hakikat komisyonları ve hakikat arayışı
- Cezai Soruşturmalar
- Kurumsal Reformlar
- Onarım ve Tanzim
- Hafızalaştırma
Dünya'da yaşanan zorla kaybetmelerden bahsederek Latin Amerika bağlamını anlattı.
Zorla kaybetme nedir?
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Hukuku'nun zorla kaybetme tanımı şu başlıklarda aktarılıyor;
- Özgürlüğünden mahrum bırakma (gözaltı, tutuklama, alıkoyma)
- Devlet sorumluluğu (yetki, sorumluluk, örtülü veya açık rıza)
- Bilgi vermeyi reddetme (kişinin akıbetinin açıklanması, alınma bilgisi)
Türkiye'de zorla kaybetmeler
Zorla kaybetmelerin mağdurları ve faillerinden bahseden Çiftçioğlu, "Bizler, kayıp etmelere, 1980 darbesinden sonraki süreçte bakmaya başladık. Kaybetmelere, politik süreklilik kazanan bir suç olarak baktık. Darbeden sonra gerçekleşen kaybetme uygulamaları, süreklilik kazandığı gibi farklılıklar da kazandı. Bizde sürekliliği öne çıkardık" dedi.
Hafıza Merkezi'nin zorla kaybetmelere yönelik talepleri şu şekilde;
* Yargılamalar ve adalet tesisi,
* Tazminat programları
* Hafızalaştırma çalışmaları
Oturumun sonunda "Adalet Beklentisi ve Cezasızlık Zırhı" adlı bir video katılımcılarla birlikte izlendi.
Editör ne ister, muhabir ne anlar?
Günün son oturumunda editör-muhabir farkları ve benzerlikleri üzerine konuşan gazeteci Banu Tuna, "Tanımı en belirgin olan muhabirliktir, tanımı en zor olan da editörlüktür" dedi ve editör-muhabirin belirli farklılıklarını sıraladı:
- Editör her zaman masa başındadır, muhabir hep dışarıdadır.
- Editör muhabirin haberini okur, muhabir okuncak haberler yapar.
- Editörün imzası künyededir, arka plandadırlar, muhabirin imzası hep haber altındadır.
- Muhabir haberin olası sonuçlarıyla ilgili göz önünde olan kişidir, okuyucunun muhattabı muhabirdir. Editör olası sonuçlarla ilgili perde arkasındaki kişidir.
Editörler neler yapar, editörlerin görevleri nelerdir, okuyucu editörün farkında mı gibi konu başlıkları üzerinde duruldu.
"Muhabir-editör ilişkisine dair mitler var. Sebebi de bu iki grubun haberin iki ucunda olmalarından kaynaklı. Dolayısıyla aralarında hep bir çatışma vardır."
Haber metinleri üzerinden editör ve muhabir ilişkisi gözlemlenmeye çalışıldı, haberin hangi yayınlara ait olduğu üzerine alıştırmalar yapıldı. (SO)
Murat Çelikkan hakkında
Gazeteci, Hafıza Merkezi Yöneticisi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde işletme okudu. Demokrat'ta başladığı gazetecilik hayatına Nokta, Sokak, Evrensel, Yeni Gündem, Hürriyet, Radikal ve Sabah'ta devam etti. 1980 askeri darbesi sonrasında Türkiye insan hakları hareketinde yer aldı. Gazeteciliğin yanı sıra sivil toplum örgütlerinde çalıştı. Altı yıldır geçmişle yüzleşme ve ağır insan hakları ihlalleri konularında çalışmalar yapan Hafıza Merkezi'nin yöneticilerinden biri olarak çalışıyor. 2018 yılı Sivil Haklar Savunucuları (Civil Rights Defenders) Ödülü'nü ve Hrant Dink Ödülü’nü aldı.
Kerem Çiftçioğlu hakkında
Lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi Toplumsal ve Siyasal Bilgiler, yüksek lisans derecesini ise Essex Üniversitesi’nin İnsan Hakları Teori ve Pratiği programından almıştır. 2004’te tamamladığı lisans derecesinin ardından Helsinki Yurttaşlar Derneği, İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü ve Europa Nostra Türkiye ofisi gibi çeşitli kar amacı gütmeyen kurumlarda gönüllü ve profesyonel çalışmalarda görev aldı. 2014 yılında katıldığı Hafıza Merkezi'nde İletişim ve Savunuculuk Koordinatörü olarak görev almaktadır.
Banu Tuna hakkında
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. 22 yıldır gazeteci. Bugüne kadar muhabirlik, editörlük, köşe yazarlığı, haber müdürlüğü, haber koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. Şu anda Hürriyet gazetesi Yan Yayınlar bölümünde konular editörü olarak görev yapıyor. TGC, TGS ve IPI üyesi. İnsan Hakları Hukuku dalında yüksek lisans tezini yazıyor.
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in AtölyeBia adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakülteleri gazetecilik, radyo ve televizyon bölümlerinin öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye programları "Gazeteciliğe Giriş, Haber Fotoğrafçılığı, Hak Odaklı Habercilik, Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik, Barış Gazeteciliği, Yargı Haberciliği, Araştırmacı Gazetecilik, Habercilikte Yeni Medya, Gazeteciler için Görselleştirme Araçları, Dijital Güvenlik, Haber Fotoğrafçılığı, Çevre Haberciliği, Çocuk Odaklı Habercilik " gibi konuları kapsayacak. Haziran ayında başlayan program kapsamında Gazeteciler için Yeni Medya Atölyesi, Gazeteciler için Haber Atölyesi, Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi, Kürtçe Habercilik ve Çeviri Yapmak Atölyesi, Çevre ve Kent Haberciliği Atölyesi ve Yargı Haberciliği Atölyeleri gerçekleştirildi. 15 Ekim'de Gazeteciler İçin Haber Atölyesi başladı. Atölye 23 Ekim'e kadar devam edecek. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.