15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen gazetelere yönelik soruşturma kapsamında açılan 29 gazeteci ve yazarın yargılandığı davada savunmalar alınıyor.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu gazeteci ve yazarlardan Ahmet Memiş (Rotahaber Haber Koordinatörü), Abdullah Kılıç (Meydan yazarı, Zaman, Radikal gazeteleri ve Habertürk televizyonunda çalışmış), Atilla Taş (Meydan yazarı, şarkıcı), Ali Akkuş (Zaman editörü) ve Bayram Kaya (Zaman eski muhabiri) savunmalarını yaptılar, tahliye ve beraat talep ettiler.
Şarkıcı Taş'ın savunması izleyicilerin kahkaha ve alkışlarıyla sonlandı, Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı [Atilla Taş ile birlikte dört sanığı tutuklayan Sulh Ceza Hakimi iken terfi ile Ağır Ceza Hakimi olan, davanın görüldüğü mahkeme heyetinin başkanı, reddi hakim talebini reddetti] izleyicilere “Kimi alkışlıyorsunuz” diyerek müdahale etti.
Memiş: Kod adım gazeteci
Davada ilk olarak Memiş savunma yaptı. Memiş “Haber koordinatörü olmak suç mu” diye başladığı savunmasında, Fuat Avni mahlaslı hesabın yazarı ile ilgili “Fuat Avni yazılarıyla Rotahaber'de” içerikli tweeti paylaşmak, Fuat Avni'nin kimliğini bildirmemekle suçlandığını belirtti.
Söz konusu tweetten önce Fuat Avni'nin 307 bin takipçisi olduğunu belirten Memiş “Bana yöneltilen, Fuat Avni'yi kamuoyuna tanıtmak suçlaması doğru değildir” dedi. Memiş, Fuat Avni'nin kimliğini bilmediği için “Bilmediğim bir bilgiyi paylaşamam” derken, Bank Asya'da hesabının olmadığını, sadece yıllar önce kendisine verilmiş olan kullanmadığı bir kredi kartı olduğunu ifade etti.
Memiş, Mahkeme Başkanı Lorasdağı'nın “Kod isminiz var mı” sorusuna “Kod ismim gazeteci” diye cevap verdi.
Kılıç: 2016'dan beri çiçekçilik yapıyorum
Abdullah Kılıç da savunmasında "algı yaratma sürecinin kurbanlarından biri" olduğunu söyleyerek, "Sadece gazetecilik yaptım, haberin üzerine gittim. Merhamet değil adalet istiyorum yaşadığım haksızlığı merhamet değil adalet giderir. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
Fethullah Gülen Cemaatine yöneltilen sınav sorularını çalma iddiasını ilk kendisinin yazdığını belirten Kılıç “Meydan'da yazarken de cemaatçi savcı, asker olamayacağını yazmam üzerine, sözleşmemin de bitmesi nedeniyle yazarlığı bıraktım, Nisan 2016'dan beri çiçekçilik yapıyorum“ diye konuştu.
Akkuş: FETÖ'yü hep lanetledim
Akkuş da “Kimseden talimat almadım, kimse de bana talimat vermezdi” diye konuştu.
“FETÖ'nün işlerini ve bu sinsi örgütü lanetledim” diyen Akkuş; dershane krizi döneminde Ekrem Dumanlı'yı eleştirdiğini bu nedenle yayın politikasına etki edemeyeceği bir göreve, sayfa sekreterliğine getirildiğini belirtti.
Taş: Muz cumhuriyetinde yaşadığımı bilseydim yazmazdım
Atilla Taş, sözlerine mikrofonla ses denemesi yaparak başladı.
“ByLock, Eagle hiç kullanmadım. İlk defa bu davayla duydum. Hiç maklube [çoğunlukla Siirt ve ve Mardin'de yapılan Arap yemeği; Gülen cemaati evlerindeki buluşmalarda yenmesi ile tanınıyor] yemedim, Bank Asya'da hesabım yok. Yurtlarında kalmadım. Müslümanım ama beynamazım [namaz kılmayan]” diyen Taş, “Sizin gibi bir hakim tarafından tutuklandım” diyerek kendini tutuklayan mahkeme başkanı Lorasdağı ile ilgili ironi yaptı. “Olağanüstü dönemlerden geçiyoruz ama bu olağanüstü hukuksuzlukları gerektirir mi” diye soran Taş, “Hukukun sağlıklı işlediğine zerrece güvenim yok. Sizi gördüğümde de hukuka olan son umudum gitti” dedi.
“Ham çökelekten yargılansam daha mantıklı”
Sadece Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğunu belirten Taş, "askerliğini Güneydoğu'da yaptığını, bacağından yaralandığını, 25 yıldır bacağında mermiyle yaşadığını" anlattı.
Taş, Twitter paylaşımları ile ilgili “Ben ifade özgürlüğümün Anayasa ile korunduğunu sanıyordum. Muz cumhuriyetinde ya da bir diktatörlükte yaşadığımı bilseydim o tweetleri yazmazdım. Cumhurbaşkanını eleştirmenin terör suçu olduğunu bilmiyordum” diye konuştu.
Savcının kalbini okuyarak kendisinin terör örgütü üyesi olduğuna ikna olduğunu belirten Taş, “40 yıl apolitik yaşarken başıma taş düştü de hayatım renklensin diye gideyim bir örgüte üye olayım mı dedim? Ham çökelekten [Taş'ın 1998 tarihli müzik klibi] yargılansam bana daha mantıklı gelir” diye konuştu.
“Rejiye hiç girmedim, ki rejiye girmek örgüt üyeliği mi?”
Taş, iddianamede Bugün TV'nin rejisine girdiğine ilişkin iddia ile ilgili, “Öyle absürt bir dönemden geçiyoruz ki sadece bir kez gittiğim bir televizyonun hiç girmediğim rejisine girmekle suçlanıyorum. Nasıl bir örgüt üyesiysem bir kez bile programlarına katılmamış, propagandalarını yapmamışım. Girsem bile bu beni örgüt üyesi mi yapar? Salsanız beni buradan eve gidecek param yok” dedi.
“Gazetede yazmayı hiç istememiştim ama muhaliflerin alanı öyle daraldı ki yaşamak için bile alan bırakmadılar. 1 milyon 700 bin takipçimin olduğu Twitter'da beni kimin retweet ettiğini nereden bileyim? Nasıl kollayayım. Orası özgür bir platform, tabi yurt dışında. Her tweetin altına 'terör örgütü üyeleri retweet etmesin, sıkıntı oluyor' diye mi yazayım? Kimseden akıl, talimat almadım, gazeteye yalnızca iki üç kez çay içmeye gittim. Hukuk böyle yürüyorsa kendimizi savunmayı bırakıp bol bol dua edelim. Bu davada yargılanan arkadaşlarımın ismini bu iddianamede gördük. Ne ara bir araya gelip örgüt üyesi olduk bilmiyorum. Bu iddianameden anladığım hükümeti, Cumhurbaşkanı'nın eleştirirseniz terör örgütlerinin çizgisinde hareket etmiş olursunuz. Çünkü onlar da böyle hareket ediyor. Teröre, terör örgütlerine lanet okuyorum.”
Mahkeme başkanı Lorasdağı'nın “15 Temmuz'da neredeydin” diye sorması üzerine Taş, “Evdeydim. Dışarı çıktık, tank baktık ama bulamadık. Nihat Doğan gibi bir fotoğrafım olsun istedim” diye yanıt verdi.
Taş'ın savunması, izleyicilerin alkışlarıyla sona erdi.
Kaya: Gazetecilik dışındaki suçlamaları kabul etmiyorum
Kaya ise “Gazetecilik dışında hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Sekiz aydır hapis olduğunu belirten Kaya “Bir gazetecinin darbe teşebbüsü ile suçlanması Türkiye'ye özgü bir davranıştır. Darbeyi hep lanetledim. Şahsımın cuntacılarla ilişkili gösterilmesini savcının vicdanına havale ediyorum” diye konuştu.
Davaya yarın devam edilecek. (EA)