Greenpeace adına açıklamada bulunan Hilal Atıcı, "Bu konu çok önemli ve güncel bir sorunun görünen yüzüdür. Türkiye'nin pek çok yerinde hala karşımıza çıkmaya devam eden bu sorun hükümetin temiz üretime dayalı bir atık stratejisine sahip olmamasından kaynaklanmaktadır" diyor.
Konuyla ilgili bir başka gelişmeyse atıkların İzmit Atık ve Artıkları Yakma ve Değerlendirme (İZAYDAŞ) tesisleri tarafından bertaraf edileceğinin açıklanması.
Ayrıca İZAYDAŞ yetkilileri, Türkiye'de varolan atıkların çok az bir kısmının atık yakma tesisinde yok edildiğini, geriye kalan atıklarınsa doğaya bırakıldığını bildirdi.
Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı ve Yeşiller Girişimi temsilcisi Ümit Şahin daha önce bianet'e "Zehirli atıkları kontrol etmenin daha zehirli ve zararlı yolu onları atık yakma tesisleri aracılığıyla yakmaktır. Atık üreten sistemlere son verilmeli" diyerek çözümün atığı yakmak değil hiç üretmemek olduğunu söylemişti.
Greenpeace: Bertaraftı da çözüm değil
Çevre örgütü Greenpeace, çevre ve canlı yaşamının bu zehirlerden korunabilmesi için tek yolun tehlikeli atıkların bertaraftı değil, üretiminin minimuma ineceği üretim yöntemlerinin benimsenmesi olduğunu savunuyor.
"Bu nedenle, ne Tuzla'da bulunan varillerin ne de bir başka tehlikeli atığın yakılarak bertaraftı bir çözüm olarak kabul edilemez."
Greenpeace adına Atıcı temiz üretimin, bir ürün veya hizmetin önemli bir sosyal ihtiyaç veya işleve yanıt verip vermediğinin sorgulanmasıyla başladığını, o zamansa üretim sistemi işlediği her safhada ekosistemin yaşamını ve toplumu uzun vadede desteklemek için düzenlenmiş olacağını aktarıyor.
Atıcı "Bu; işin büyüklüğünü ve yerini, hammadde seçimini, ürün imalatını, birleştirme ve işlemeyi, materyallerin taşınmasını, dağıtım ve pazarlama için paketlemeyi, ticari ve hane halkı kullanımını ve ürünün en son kaderini dikkate alan akılcı kararlar almayı gerektiriyor" diyor.
"Canlı yaşamını zehirli atıklardan koruyacak önlemleri oluşturacak yetkili merciler; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'dır" diyen Greenpeace bu mercileri acilen harekete geçmeye çağırıyor.
İZAYDAŞ gerçeği
Şahin "Çözüm yolu acilen zehirli atık üretimi gerçekleştiren kuruluşları engellemek. Yani zehirli atık üretiminin azaltılması gerekir. Temiz üretim teknolojileri kullanılmalı. Atık yakma tesisleri de ortadan kaldırılmalı. Çözüm zehirli atığı yakmak değil hiç olmamasını sağlamak "demiş ve yetkilileri uyarmıştı.
Atık yakmak da zehir üretmektir
Şahin, "Çevre ve Orman Bakanlığı temsilcisinin Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) sempozyumunda dioksin denilen maddeyi üreten atık yakma tesislerinin aslında ne kadar tehlikeli olduğunu kabul ettiğini de belirtmişti.
Tuzla'da tehlike büyüyor
Tuzla'da zehirli atık varillerinin bulunduğu bölgede yapılan taramada, toprağa gömülü yeni variller bulundu. Bugün bulunan yaklaşık 50 varilin zehirli atık taşıyıp taşımadığı yapılacak araştırma sonucunda belli olacak.
Atıklar zehir üreten İZAYDAŞ'a
İZAYDAŞ tesislerinde imha edilecek. İZAYDAŞ Genel Müdürü Recep Bilal Şengün, zehirli varillerin İZAYDAŞ bünyesindeki İzmit Yakma Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma, Enerji Üretim Tesisi'nde imha edileceğini belirtti.
Şengün şöyle devam etti:
"Analizler sonucunda orada üç çeşit malzeme olduğunu gördük. Bu malzemelerden birinde aşırı miktarda 'fenol' var. Diğerlerinde klor oranı çok yüksek. Bu malzemelerde kanserojen maddeye rastladığımız için imhası yapılması gereken malzemeler sınıfına giriyor. Biz bunları burada 120 derecede yakarak bertaraf edebiliyoruz. Eğer tehlikesi çok fazla değil de depolama statüsündeyse bunları da depolayabiliyoruz."
İZAYDAŞ neden tehlikeli?
" Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) atık yakma tesisleri, klorlu plastik (PVC) üretimi, tarım ilaçları, demir-çelik endüstrileri yoluyla insan sağlığını tehdit ediyor.
Stockholm Sözleşmesi'nde onaylamayan bu durumda durum eğer KOK stoklarının yakılırsa kirleticilerin ortadan kalkmayacağı ve çevreye daha fazla yayılacağını öngörüyor. (EZÖ/KÖ)