"Kibar Feyzo", "Zübük, "Ah Güzel İstanbul, "Gece Melek ve Bizim Çocuklar"... Her birimizin hafızasında yer etmiş, farklı farklı sahnelerle pek çok Atıf Yılmaz filmi vardır.
Ama en çok da kadın hikayeleri anlattığı yapımlarla anılır yönetmen, yapımcı, senarist Atıf Yılmaz:
"Kadının Adı Yok", "Asiye Nasıl Kurtulur", "Aaahh Belinda", "Dul Bir Kadın", "Adı Vasfiye", "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Mine", "Kambur"...
"Asiye Nasıl Kurtulur"
Sinema afişi yaparak başladığı sinema kariyerinde 100'ü aşkın filme imza attı. 9 Aralık 1926'da Elazığ'ın Palu ilçesinden Mersin'e göçmüş bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Yılmaz, 5 Mayıs 2006'da İstanbul'da hayatını kaybetti.
"Feminist bir çevrenin içindeyim"
Yönetmen erkek egemen düzene karşı çıkan kadınların başrolde olduğu filmlerin yanı sıra, yenilikçi, yeni anlatım biçimleri geliştirdiği filmleriyle de tanınıyor.
1997'de Sedef Kabaş'ın "Portreler" programında verdiği röportajda anlattığı kadın ve kadının varoluş hikayeleri ile ilgili olarak şöyle diyordu Atıf Yılmaz:
"Benim yaptığım filmler daha çok kadınları ilgilendirren filmler. Evet, kadının kimlik arayışı ile ilgili filmler çekiyorum. Bir feminist çevrenin içindeyim. O çevrenin söylemlerini biliyorum, gerçi onlar beni feminit olarak kabul etmiyorlar... Benim o filmleri yapma nedenim şu, Türkiye'nin sorunları kadın kahramanlar aracılığıyla daha iyi anlatılıyor. Bizim erkeklerimiz doğuştan hem yasalarla hem de örf ve adetlerle korunmuş olarak dünyaya geliyorlar. Onların fazla dram yaşaması bahis konusu değil. Kadınlar dram kişisi, erkeklerimiz rahat. En aydını bile bir zaman sonra mülkiyet hissiyle davranıyor kadınlara..."
"O arkadaş şimdi ünlü bir falcı olmalı"
Yılmaz, ilk ve orta öğrenimini Mersin'de tamamladı. Henüz ortaokul yıllarında kendisine "resijör" lakabı takılan yönetmen, bunun sebebini şu sözlerle anlatmıştı:
"Mersin ortaokulunun ikinci sınıfındayım. Kim hangi nedenle uygun gördü hatırlamıyorum şimdi. Bana 'rejisör' lakabı takıldı. Herhalde sınıfta bir Yılmaz daha vardı. Ondan ayırmak için olmalı. Ama hala kendime sorarım. Neden rejisör? Bana bu ismi yakıştıran arkadaş, şimdi ünlü bir falcı olmalı. Bu lakabın meslek seçimimde önemli bir payı olmuştur sanırım."
"Ah Güzel İstanbul"
Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamlayan Atıf Yılmaz, daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nde ressam Nuri İyem'den resim dersleri aldı.
Yönetmen Semih Evin'in "Allah Kerim" filminde asistanlık yaparak 1950'de sinemaya adım atan Atıf Yılmaz, 1951'de Hüseyin Peyda'nın çektiği "Mezarımı Taştan Oyun" filminin senaryosunu kaleme aldı. Yılmaz, aynı yıl ilk filmi "Kanlı Feryad" ile de yönetmenliğe başladı.
Türk sineması klasiklerinden "Selvi Boylum El Yazmalım"ı 1977'de yönetti. Yılmaz, başta Antalya Altın Portakal Film Festivali olmak üzere pek çok festivalden En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerine değer görüldü.
Yılmaz'ın son filmi 2004'te "Eğreti Gelin" oldu.
Hacettepe Üniversitesi tarafından 1991'de "Sanatta Onursal Doktora" unvanı verilen Atıf Yılmaz, 1996'da 33. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Onur Ödülü"ne değer görüldü.
Kaynak: AA
(AÖ)