"Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlayamazlar."
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın bugün medyada çıkan açıklamalarına bakıyoruz, sözlerinden caymış değil, "Doğrudur, her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yaratmıştır. Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı TBMM'de lağvedilerek Latin alfabesi getirilmiştir. Bu devrimdir. Toplumda okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Latin alfabesi, bilmeyenler için öyledir. Bu bir sosyal, tarihsel tespittir. Bunu değerlendirirken devrimin iyi veya kötü oluşu konusunda herhangi bir söylem yoktur orada" diyor.
"Biraz zahmet edilip Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne veya başka sözlüklere bakılmış olsaydı 'köklü, beklenmeyen ama insan iradesi ile ortaya konulmuş olan değişikliklerin tümüne' devrim denildiğini herkes görebilirdi."
Fırat ayrıca küçük bir "ifade özgürlüğü" söylevi de çekti:
"Bir insanın insan olabilmesinin temel unsuru düşünce özgürlüğüne ve bunu ifade edebilmesine bağlı. Bu özgürlük insanların temel ayrılmaz özgürlüklerinden biri, insanları diğer canlılardan ayırıyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünü doğru kullanabilmek için özellikle 21'inci yüzyılda medya organlarına çok büyük görev düşüyor. Çünkü bilgi sahibi olabilmek yazılı ve görsel medyanın doğru, tarafsız bilgi vermesiyle mümkün."
Ve demiş oldu ki, benim sözlerimi "ifade özgürlüğü" kapsamında ele alın.
Oysa şu ana kadar "Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlara İlişkin Kanunu"na muhalefetten yargılananlar arasında yayıncılar Ragıp Zarakolu ve Fatih Taş, Özgür-Der Çocuk Kulübü yöneticilerinden Zehra Çomaklı Türkmen, gazeteciler Mehmet Terzi ve Oral Çalışlar yer alıyor. Ertuğrul Kürkçü için de açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Peri Yayınları sahibi Ahmet Önal hapse mahkum oldu. Yazar Mustafa İslamoğlu ve gazeteci Hakan Albayrak ise bu yasa nedeniyle hapis yattılar.
İpek Çalışlar'a açılan davayla ilgili haber ve yazılarda, istisnalar bir yana, bu yasanın kendisinin konu edilmediği, ifade özgürlüğü tartışması yapılmadığı, daha çok "çarşaf" meselesiyle uğraşıldığı görülüyor.
En son Kanal 1 televizyonunda Fatih Altaylı'nın Teke Tek adlı programında kendisine sorulan soruları yanıtlarken "Atatürk'ü sevmediğini" ifade eden Nuray Bezirgan hakkında soruşturma başlatıldı.
İster istemez akla Dengir Mir Mehmet Fırat'ın söylediklerine benzer sözleri söyleyip Atatürk'e hakaretten yargılanan yazarlar geliyor ve acaba Dengir Mir Mehmet Fırat milletvekilliğine mi güveniyor diye sormak gereği doğuyor...(NZ/EZÖ)