Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) "yerel yönetim raporu"nu değerlendiren Türkiye Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz, merkezi yönetimin kimi yetkilerinin yerele devredilmesinin olumlu bir çaba olarak değerlendirirken, önerilerin yeni bir merkezileştirmeyi de çağrıştırdığını söyledi.
"AKP bu önerisini ne kadar resmileştirecek, sonuçları ne olacak kestiremiyorum. Ama merkezi yönetimin kimi yetkilerinin yerel yönetimlere devredilmesinin, demokratikleşme açısından anlamlı bir çaba, önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum.
"Kürt sorununda ise temel problem hala varolduğu kanaatindeyim. Kürtler bu ülkede kendi kimlikleriyle yaşamalarını anayasal güvence altında olduğunu görmek istiyor. Bu konuda yapılan kısmi düzenlemeler hiçbir derde deva olmaz."
İlçe belediyelerinin tasfiyesi
Tahmaz, önerilerin Kürt sorununun çözümü bağlamında bütünlüklü öneriler olmadığını söylerken, ilçe belediyelerinin tasfiyesinin sorunların çözümüne hizmet etmeyeceğini ifade etti.
"Tasarıda süpriz denebilecek şeyler var. Mesela yetkilerin il meclisinde toplanması gibi demokratik özerklik önerileriyle benzeşen öneriler var. Ama bütünlüklü bir şekilde Kürtlerin yönetime katılma istemleri ve haklarına yönelik temel noktaları içermiyor.
"İlçe belediyelerinin kapatılıp illere bağlanması tartışmalı bir proje. Merkezi yetkilerin il meclislerine aktarımı doğru bir adım ancak ilçe belediyelerinin tamamen tasfiyesi sorunların çözümünü kolaylaştırmaz.
"İlçe belediyelerinin hangi ihtiyaçtan kaldırıldığı açık değil. Örneğin İstanbul gibi dağınık illerde sorunları il düzeyinde çözemezsiniz. Öneriler yereldeki yetkilerin merkeze doğru taşınması perspektifinden uzaklaşalım derken, başka bir merkezileştirmeyi de çağırıştırıyor."
"Atanmış valilerin devam edecek olması kaygı verici"
Dünyadaki demokratik yerel yönetim modellerinde atanmış valilerin olmadığının altını çizen Tahmaz, raporda valinin "devletin ve hükümetin" temsilcisi olarak varlığını korumasının kaygı verici olduğunu söyledi.
"Yerel yönetimler güçlendirilirken, valilerin yetkileri ne olacak? Mesela 2004'te yapılan değişikliğe göre, il idaresi il meclislerine devredildi ancak aynı yasada vali onayı şart koşuldu. Bu nedenle birçok sorun yaşanıyor.
"Örneğin 2004'ten beri il bütçesini valiye onaylatamayan il meclisleri var. Aynı şekilde vali de kendi istediği bütçe kalemlerini il meclisinde onaylatamazsa yetkisini veto ediyor. Başka bir örnek, Hakkari'de üniversitenin ismi Kürtçeyken Diyarbakır'da bir parka bu isim verilemiyor.
"Bunlar yeni bir merkezileştirme zihniyetini yaratmaya ve sürdürülmesine hizmet eden şeyler. Parpo, bütünlüklü bir demokratikleşme perspektifinden yoksun olması, Kürtlerin yönetime katılma hakkını açıkça yer vermemesi açısından yeni bir merkezileştirme modelinin arayışını çağrıştırıyor.
"Yine de demokratik perspektifin gelişmesi, sorunların çözülmesi açısından bu tartışmalar hayırlı." (ÇT)