2009 Temmuz'undan bu yana Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) çatısı altında mücadelelerini yürüten öğretmenler eylemde.
Platform 6 Şubat'ta Van, Urfa, İstanbul ve İzmir'de bölgesel eylemler gerçekleştirdi. 7 Şubat Pazartesi günü ise altı ilden gelen öğretmenlerin de katılımıyla Ankara'da buluşan öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı'na kadar yürüdüler.
AYÖP, bu eylemde gözaltına alınan 51 kişinin yargılanacağı davanın ilk duruşmasının yapılacağı 16 Şubat Çarşamba günü de merkezi bir eylem gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ankara Adliye Sarayı önünde yapılacak eyleme 50 ilden gelecek öğretmenlerin katılımı bekleniyor.
Üniversite mezunu, işsiz ve devrimin sembolü
"Tunus'taki hareketi başlatan da üniversite mezunu bir işsizdi... Sadece Ocak ayında üç arkadaşımız intihar etti."
Bu sözler Türkiye'de atamasının yapılmasını bekleyen binlerce öğretmenden birine ait. Yasemin Devrimi'nin sembolü olan üniversite mezunu işsiz Mohammed Bouazizi seyyar satıcılık yapıyordu ve tezgahının elinden alınmasını protesto etmek için kendi bedenini ateşe verdi.
Türkiye'de de üniversite mezunu binlerce işsiz var. Kamu Personeli Seçme Sınavı'yla (KPSS) yapılan öğretmen atamaları özellikle 2010 yılı KPSS sınavındaki "kopya skandalı"yla kamuoyunca tartışılmaya başlandı.
Tek dertleri atanmak değil
Hükümet yetkilileri ve Milli Eğitim Bakanlığı açıklamalarında sayısı konusunda bir türlü ortaklaşılamayan, sivil toplum kuruluşları ve sendikaların araştırmalarına göre ise 350 bini aştığı söylenen öğretmen açığı ve atamalar konusunu, AYÖP'ün eylem süreci ve taleplerini Zeynep Bayram'la konuştuk.
"Aralık ayında BDP milletvekili Sabahat Tuncel meclise bir soru önergesi sundu ve ona verilen cevapta 130 bin öğretmen açığı bulunduğu söylendi. Ek olarak Milli Eğitim Bakanlığı 77 bin ücretli öğretmen çalıştırdığını açıkladı. Bu, 207 bin öğretmen açığı demektir." diyor Bayram.
2002'de 72 bin olarak açıklanan ataması yapılmayan öğretmen sayısının o tarihten bu yana katlanarak arttığını ve verilen sözlerin tutulmadığını belirten öğretmenler, gerekirse üniversiteye giriş sınavlarında eğitim fakültelerine ve fen fakültelerine kontenjan verilmeyerek bu 300 bin öğretmenin istihdam edilmesini istiyorlar.
Öte yandan ataması yapılmayan öğretmenlerin tek derdi atanmak değil. Onlar "ücretli öğretmen" statüsünde güvencesiz çalıştırılmaya, eğitimin bütünüyle özelleştirilmesine, özellikle Karadeniz, Güneydoğu ve Ege köylerindeki koşullara, birleştirilmiş sınıflara ve taşımacı eğitime de karşılar. "Ülkemizde inatla öğrenci ve öğretmen buluşması yaptırılmıyor." diyerek, bu sorunun tüm toplumu ilgilendiren yanına dikkat çekiyorlar.
"KPSS nitelik ölçmüyor"
AYÖP öğretmen atamalarının KPSS ile yapılmasını da eleştiriyor. "KPSS ile niteliğimizi belirleme hakları yok. Bu ülkenin üniversitelerinin, akademisyenlerinin yetiştirdiği öğretmenler olarak zaten bizi mezun etmişsiniz." diyen Bayram Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki sözlerini hatırlatıyor:
"Recep Tayyip Erdoğan KPSS'den 70-80'nin altında alanları kadrolu alamayız, 'niteliksiz' dedi. KPSS nitelik ölçmüyor o ayrı mevzu ama Erdoğan kendisiyle de çelişiyor. 6 Aralık atamalarında 12 puanla rehber öğretmen atandı."
Kopya çeken atandı, "Kopya var" diyen yargılanıyor
KPSS'yle atanmaya karşı olan AYÖP, 2010 KPSS'sindeki kopya skandalıyla ilgili eylemliliklerini de sürdürüyor. Başından itibaren kopyacıların tespit edilememesi, soruşturmanın sağlıklı yürütülmemesi, kopyacıların cezalandırılmak şurada dursun istendikleri yere atanmaları gibi süreçlerin hepsi ataması yapılmayan öğretmenlerin gündeminde.
Bu konudaki protestoların en büyüğü ağustos ayında Ankara Abdi İpekçi Parkı'nda gerçekleştirilmişti. Üç günlük oturma eylemi yapan öğretmenler, üçüncü günün sonunda, eylemin bitmesine yarım saat kala çevik kuvvetin müdahalesiyle karşılaşmış ve gözaltına alınmışlardı. Öğretmenler bu gözaltıların, basının ve kamuoyunun artan ilgisi ve referandum öncesi böyle bir riskin göze alınamamasından kaynaklı olduğunu düşünüyorlar.
Bayram ise, kopya çekenler hakkında soruşturma bitmiş olmasına rağmen hukuki süreç işletilmemesine karşın, "kopya var" diyenlerin yargılanmasını çelişkili bulurken, "Kopya çekenler açık olarak korundu. MEB bunları korumak için 31 Ekim sınavının sonuçlarına TC Kimlik Numarası yerine şifreyle bakma uygulamasını getirdi. Arkadaşlarımız hakkındaysa memuriyetten men edilmeleri talebiyle birlikte 3 yıl hapis istemiyle dava açıldı." diyor. (BB/EÖ)