İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü “askerî casusluk” soruşturması kapsamında, savunma sanayisi alanında iş gören ASSAN Group’un sahibi Emin Öner ve Genel Müdür Gürcan Okumuş gözaltına alındı.
AA'nın haberine göre, aynı soruşturma çerçevesinde, ASSAN Group bünyesindeki 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyım olarak atandığı bildirildi.
Gelişme kamuoyuna bugün (27 Ağustos) duyuruldu.
Arka plan: İhale yasağı ve süregiden tartışmalar
ASSAN Group, 15 Mayıs 2025’ten başlayarak iki yıl süreyle kamu ihalelerinden men cezası almıştı. Bu yaptırımın, Millî Savunma Bakanlığına yönelik bir tedarik yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gerekçesiyle uygulandığına dair bilgiler basına yansımış, şirket de, bu idari işleme karşı dava açıldığını kamuoyuna duyurmuştu.
Son haftalarda savunma sanayisinde etkili sosyal medya ve haber mecralarında, ASSAN Group ve çevresine yönelik yeni iddialar da gündeme gelmişti. Şirket bu iddialara karşı hukuka aykırı bir işlem yapmadıklarını, “kamu kurumlarından personel istihdamı”na ilişkin eleştirilerin 2531 sayılı Kanun’la bağdaşmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren açıklamalar yayımlamıştı.
Son iki ayda olanlar
15 Mayıs 2025: ASSAN Group’a kamu ihalelerine katılmaktan 2 yıl men (idari yaptırım). Şirket, karara karşı yargı yoluna gidildiğini açıkladı.
21 Ağustos 2025 haftası: Medyaya yansıyan yeni iddialar ve sert polemikler; şirketten ardışık “kamuoyuna duyuru” metinleri.
27 Ağustos 2025: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emin Öner ve Gürcan Okumuş hakkında gözaltı işlemi yapıldığını duyurdu; medyada "TMSF'nin kayyımlığı" haberleri yayımlandı. Soruşturma sürüyor.
Geniş bağlam
Haziran sonunda İstanbul merkezli yürütülen farklı bir “askerî ve siyasal casusluk” dosyasında da çok sayıda şüpheli hakkında tutuklama kararları verilmişti. Bu dosyanın ASSAN Group soruşturmasıyla doğrudan bağlantılı olduğuna dair resmî bir teyit yok; ancak savunma ve güvenlik ekosisteminde casusluk ve usulsüzlük iddiaları üzerinden art arda operasyonlar yürütüldüğü görülüyor.
Çatışan taraflar
Başsavcılık / Güvenlik kaynakları: "FETÖ bağlantısı" ve askerî casusluk iddiası kapsamında gözaltılar yapıldığını, soruşturmanın sürdüğünü belirtiyor.
TMSF (kayyım iddiası): TMSF tarafından yapılan bir resmi açıklama olmamakla birlikte ana akım mecrada ASSAN Group’a bağlı 10 şirkete kayyım atandığı bilgisi yer aldı. Ancak bu haberler TMSF tarafından doğrudan yapılmış bir kurum içi veya basın açıklamasıyla teyit edilmiş değil.
ASSAN Group: İhale yasağına itiraz edildiğini, bazı suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, 2531 sayılı Kanun’un yorumunun yanlış aktarıldığını savunuyor.
Bilinenler
Şirket sahibi Emin Öner ve GM Gürcan Okumuş gözaltında; dosya "FETÖ" irtibatı ve askerî casusluk başlıkları içeriyor.
Medyaya göre 10 şirkete TMSF kayyımı atandı.
İhale yasağı 15 Mayıs 2025'ten başlayarak 2 yıl; şirkete göre karar yargıda.
Bilinmeyenler
Soruşturmadaki somut delillerin mahiyeti (dosya gizli).
TMSF kayyımlığına dair resmî kurum listelerinin nihai güncellemesi ve kayyım atanan şirketlerin tam ticari unvan listesi.
Soruşturmanın ne zaman iddianame aşamasına taşınacağı.
Savunma sanayisinde hakimiyet kavgası mı?
Türkiye’de savunma sanayii, son 15 yılda devlet destekli tekelleşmeye yöneldi. Baykar, TUSAŞ, ASELSAN gibi devlet destekli devler dışında kalan ve özel girişim mantığıyla büyüyen şirketlerin önünde ciddi idari ve siyasî bariyerler oluştu.
ASSAN Group’un gözaltılar ve kayyım süreciyle karşı karşıya kalması yalnızca yargısal değil siyasî-iktisadî çıkarlar açısından farklı olasılıkları akla getiriyor:
Erdoğan ailesine bağlı savunma şirketlerinin alan açması: Rakip tedarikçi veya alternatif iş ekosistemleri, “casusluk/FETÖ” etiketiyle devre dışına itilebiliyor.
Siyasî hasım etiketlemesi: ASSAN Group’un sahibi Emin Öner veya çevresi, doğrudan muhalefetle organik bağ içinde görünmese de, “iktidar blokuna yakın olmamak” ya da “kontrol dışı güç” olmak başlı başına tehdit algısı yaratabiliyor.
Bayraktar ailesinin yükselen siyasi rolü: Selçuk Bayraktar’ın “milli teknoloji hamlesi” söylemiyle giderek siyasallaşması, savunma sanayisinde konumlanmayı bir “siyasal sadakat testine” dönüştürdü. Bu durumda, rakip veya bağımsız görülen firmaların tasfiyesi ile iktidar stratejisi arasında bir ilişki olasılığı nesnel ve akla uygun bir kuşku olarak değerlendirmeye alınabilir.
Türkiye’de benzer şekilde savunma sanayii alanında farklı grupların "FETÖ"/casusluk/usulsüzlük gerekçesiyle tasfiye edildiği örnekler var. Özellikle 2016 sonrası süreçte, TSK ile ilişkili ihalelerde etkin bazı şirketlerin hızla kayyım rejimine devredilmesi, ardından Baykar ve Erdoğan ailesi çevresindeki şirketlerin ağırlığının artması dikkat çekiyor.
Ne olacak?
ASSAN Group’un kamu ihalelerinden men edilmesi ve kayyım iddiaları, kısa vadede şirketin teslimatlar/arz sürekliliği ve nakit akışı üzerinde baskı yaratabilir. Soruşturmanın seyri, savunma tedarik zincirinde iş ortaklarının risk yönetimi kararlarını da etkileyebilir. Bundan sonraki kritik eşikler; sulh ceza hâkimliği kararları (tutuklama/adlî kontrol), kayyımlığın resmen tebliğ ve ilan süreçleri ve olası iddianame olacak.
(AEK)


