“Kızımı anlatmak istiyorum. O, vicdanın ta kendisidir.”
“Aslı Erdoğan, yazılarında şiddeti anlatırken, şiddete karşı çıktığını gösterir.”
Tutuklu yazar ve kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Yayın Danışma Kurulu Üyesi Aslı Erdoğan için bugün düzenlenen toplantıda sarf edilen cümlelerden bazıları böyleydi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıya Aslı Erdoğan’ın annesi Mine Aydostu, avukatı Erdal Doğan, doktor İncilay Erdoğan, edebiyat eleştirmeni Semih Gümüş, tiyatrocu Defne Halman ve İHD Şube yöneticisi Mine Nazari katıldı.
Aydostu, kızının insan hakları savunucusu yanını anlattı. Doğan, Aslı Erdoğan’ın tutuklanma ve tutukluğa itiraz retlerinin hukuksuz olduğunu söyledi. Erdoğan, cezaevinde bulunanların sağlık hakkına erişim engellerini aktardı. Gümüş, yazarın edebi yanına değindi. Halman ise Aslı Erdoğan’ın satırlarını seslendirdi.
Aslı Erdoğan’ın şiddete karşı, barıştan yana olduğunu vurguladılar ve onunla ile birlikte barış talebinde bulunan herkesin özgürlüğünü istediler.
Aydostu: Hep siyah kedileri besledi
Mine Aydostu, kızı Aslı Erdoğan’ın başarılı bir fizikçi olarak rahat bir hayatı olabileceğini ancak onun mücadeleyi seçtiğini ve Türkiye’ye döndüğünü söyledi.
25 yıl önce başladığı gazetecilik hayatı boyunca ezilenlerin ve mağdurların sesini duyurduğunu, insan hakkı ihlallerine karşı tavrını hep sürdürdüğünü anlattı.
“Türkiye’nin ve dünyanın problemlerine baktı, hissetti ve korkmadan, cesaretle yazdı.
“25 yıl önce Türkiye’de siyahilerle ilgili ilk yazıları o yazdı. O sıralar Türkiye’de ırkçılığın olmadığı düşünülürdü, Aslı siyahilere karşı büyük bir ırkçılık olduğunu ortaya koydu.
“F tipleri, cezaevlerinde ölüm oruçları üzerine yazdı. Cezaevinde hiç yaşamadığı halde tecriti anlatan yazıları vardır. Acıları hep derinine hisseder.
“Güneydoğu’daki insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Kesilen ağaçlara karşı durdu. Kötü muamele gören hayvanları korudu. Hep siyah kedileri besledi, çünkü onların daha az sevildiğine inanırdı.”
“Cesaretli yazılarından dolayı cezaevine girdi. Cezaevine insan olduğu için girdi. Gerçekleri gördüğü yazdığı, vicdanı olduğu için girdi.
“Başka türlü hareket edemezdi; insan olarak gerçekleri yazmak, ezilenlerin yanında olmak durumundaydı. Çünkü o, vicdanın ta kendisidir.
“Onu tanıyan herkes bilir ki, şiddete karşı kişiliği vardır. Devamlı barışı savunmuştur. O kadar barışı savundu ki bu konuda çok göze battı diye düşünüyorum.”
Doğan: Hukuk yok
Erdal Doğan, Aslı Erdoğan’ın tutuklanma gerekçesi olan yazılardan ikisinin Cizre ve Sur’da yaşananları yorum katmadan aktardığı yazılar, ikisinin ise edebi eleştiri yazıları olduğunu söyledi.
Bir diğer gerekçe olan dayanışma kurulu üyeliğinin ise Basın Kanunu’na göre hukuki sorumluluğu olmayan bir durum olduğunu hatırlattı.
Tutukluluğa itiraz başvurularına aldıkları yanıtları aktaran Doğan, “Aslı Erdoğan’ın tutukluluğunu Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü, hukuk ve yaşam hakkına karşı ihlal olarak görülmeli” dedi.
“Hukuk yok ama mücadeleye devam edeceğiz. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın özgürlüklerine kavuşması ve saçma sapan iddialardan yargılanmalarına son verilmesine çabalayacağız.”
Erdoğan: Cezaevlerinde sağlık hizmetlerine erişilemiyor
İncilay Erdoğan, Aslı Erdoğan’ın sağlık sorunları üzerinden hapishanelerdeki sağlık hizmetine erişim sorunlarını aktardı.
“15 Temmuz’dan sonra cezaevlerinde fiziki koşullar kalmadı. Yatak sayıları yetersiz, havalandırma koşulları iyi değil. İletişim hakları kısıtlandı. İstedikleri yayınlara ulaşamıyorlar. Kişisel hijyenlerini yerine getiremiyor, doğru beslenme koşulları sağlanmıyor, mahremiyet hakları yok.
“Duruşmaya gidiş gelişlerde çıplak arama, ring araçlarında sözlü ve fiziki tacizler oluyor. Sağlık hizmetlerine ulaşamıyorlar.
“Aslı Erdoğan’ın sindirim sistemi problemi, pankreas yetmezliği, astım problemi var. Kendisine özel diyet talebi sonucu bir hafta yalnızca patatesle sınırlandırılmış menü gelince, normal yiyecekleri talep etmek zorunda kaldı.
“Devlet, ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak sorumluluğunu yerine getirmeli. Koruyucu sağlık hizmetlerini de içeren sağlık hizmetlerine ulaşımı sağlamalı.”
Gümüş: Şiddeti yazarken şiddete karşı çıktı
Gümüş, Aslı Erdoğan’ın yazdıklarının özgün metinler olduğunu, kimsenin anlatmadıklarını anlattığını söyledi.
“Yazdıklarında şiddetten söz ettiğinde şiddete karşı çıktığını, barıştan yana olduğundan da söz etmiştir.
“Kadersiz bir ülkenin insanlarıyız. Bu ülkede istediğimiz gibi bir hayatı bir gün bile yaşayamadık. Aslı Erdoğan bundan daha kötü koşullara mahkum edilmiş durumda. Bir yazarın yazdıkları nedeniyle yargılanması bile düşünülemez.” (BK)
Bu yayın IPS İletişim Vakfı ile Osservatorio Balcani e Caucaso tarafından Avrupa Komisyonu ortak fonuyla yürütülen European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF) Projesi kapsamında üretilmiştir. Burada dile getirilen görüşler IPS İletişim Vakfı’na ait olup hiç bir biçimde Avrupa Birliği'nin resmi görüşleri olarak değerlendirilemez.